--spoiler--
o çocukların; aradan geçen zamana ramen, sonunda hiç büyümeden aynı kalmış olmaları yüzünden çarpık bir senaryo olduğunu kuşkulandıran film. nolan "filmin sonunu bana sormayın! çünkü bende bilmiyorum" demiştir. fakat sonunu halen rüya olarak tanımlamak yanlış olmayacaktır.
--spoiler--
--spoiler--
şimdi efendim bu cobb, saito'ya ilk katmanda vurulduğunda demişti ki "uyandığında bir anlaşma yaptığımızı bile hatırlamayacaksın". yani diyor ki araf'a düştükten sonra tüm rüyalardan uyandığında bir şey hatırlayamıyosun. tamam. filmin sonlarına doğru cobb, fischer'ı bulmak için araf'a indi, dürtme gelmesine rağmen de orada kaldı. yani arafa düşmüş oldu. sonra arafta filmin başında gösterilen o sahnedeki gibi saito'yla buluşmasını görüyoruz. saito elini silaha götürüyor ve cobb orada uçakta uyanıp etrafa bön bön bakıyor.
demem o ki bu cobb araf'a düştüğüne göre uyandığında hiçbir şeyi hatırlayamayacağından, uçakta uyandığında arthur'un kendisine bakıp bakıp gülmesi eşliğinde etrafa mal mal bakmasını normal karşılayabiliriz. saito'ya dönüp baktığımızda da operasyonun başlangıcında cobb'a "siz görevi tamamlayın, bir telefonla göçmenlikle ilgili sorunlarınızı kaldırırım" cümlesiynen verdiği sözü tuttuğunu ve kendisinin telefonla bir yeri aradığını görüyoruz. fakat cobb hatırlayamayıp saito nasıl hatırlıyor derseniz, ona ben de bir cevap veremedim.
bu fikirlerle bu operasyonun cobb'ın rüyası olmadığını çıkarabiliriz buradan fakat kafa karıştırıcı bir çok yer var filmde. toteme dokunmanın objektifliği kaybetmesine rağmen cobb'ın mal'ın totemine dokunması ve en önemlisi de yusuf'un mekanında cobb uyuyup uyandıktan sonra lavaboda totemini çeviremeden düşürmesi ve kapıda saito'nun belirmesi. o açıdan oradan itibaren rüya olabilir diyebiliriz.
anlayacağınız kafam yine karıştı. entry'e başlarken böyle değildi la.
--spoiler--
son yılların en başarılı yapımıdır. bu filmi anlamadığım bir sebepten ötürü ölesiye kötüleyenler var ama bakmayın siz onlara. tercihen 1080p ve kaliteli bir ses sistemi ile izleyin keyfine varın.
bu film hakkında o kadar çok söylenecek söz var ki.. bir film bu kadar mı sıradışı bu kadar mı bağımlılık yapabilir. nolan a zaten diyecek laf yok adamın kötü bir filmi yok zaten gene zekesını konusturdu. niye bunları anlatıyorum ki asıl trajik bir durumdan bahsetcektim. sinemada filmin sonundayken arkamda ki diyalog : ne yani hepsi rüya mıydı ? ne kadar acı dimi.
Bir tren bekliyorsun. Seni uzaklara götürecek bir tren Trenin seni nereye götürmesini umduğunu biliyorsun, ama emin değilsin. Ama önemi yok. Bir trenin seni nereye götüreceğini nasıl umursamazsın? Çünkü birlikte olacaksınız. repliğinin hastası olmuştum.
bir nolan alametifarikasıdır. memento'nun üstüne kaymak gibi, şerbet gibi olmuştur hatta sinema dünyasına christopher nolan tarzı film olayını sokmuştur.
incir reçeli ni izleyip ağlamak varken, neden bu filmi izleyip kafasını karıştırır bi insan hala anlamış değilim.
edit: bende izledim kafam karıştı hala saito nun kapıda göründüğü sahne gerçekmi rüyamı onu çözemedim. neyime gerek benim böyle filmler izle dünyayı kurtaran adamın oğlunun, torunun, kız kardeşinin, arkadaşının, kuzenini kafan karışmasın dimi ama.
insanları hayrete düşürüp çok abartılmasının sebebi, gerçek yaşam da bir rüyadan mı ibaret yoksa? sorusunu sordurtmasıdır. nolan yapıyorsa bu normaldir.
her boka bi kulp bulan tipler bu filme de çıkmış "overrated" diyorlar. imdb'deki 8,6 puanı fazla fazla hakeden son yılların en iyi başyapıtı. senaryo olsun, filmin yaşattığı atmosfer olsun, müzikler, oyunculuklar olsun son derece başarılı.
siz izleyin, hatta 2 kere izleyin pişman olmazsınız. christopher nolan referansını zaten saymıyorum bile. overrated diyenlerin ağzına iki tane de çakın, izlerken gelirlerse...
christopher nolan şaheseri müthiş bir film. senaryodaki ince detayları yakalayabilmek için en az iki (rakamla 2) kere izlemek gerekir bu filmi. çekimler, ses, müzikler.. c'est perfect! diyorum, nolan'cığıma hayatta başarılar diliyorum.
vay amk diyerek izlediğim filmdir. meğerse biz anca horlaya horlaya götümüzde pireler uçuşurken uyuyan insanlarmışız adamlar geliştirmiş kendini bizim türkler böyle birşey yapsa güzel kadınlara bu şekilde rüyada tecavüz ederlerdi uyanınca nasıl olsa hamile olmayacağından bi sorun olmazdı aslında fena fikir değil beyler.
Daha önce de söylendiği gibi bu filmi tam anlamak için en az iki üç defa izlenmesi lazım.
Ama filmde özellikle şu kısım beni methetti:
--spoiler--
cobb ve ekibi hindistan'daki(yamuluyorSam düzeltin) o yeraltında uyuyan insanları görürler,
cobb: bu insanlar buraya hergün uyumaya mı geliyorlar?
Yaşlı adam: hayır, uyanmaya geliyorlar. Bu artık onların gerçekliği oldu.
--spoiler--
Hocam bu nedir ya. Filmi durdurdum 2 dakka bunu düşündüm.
Ayrıca in nolan we trust.
Ve bu filmle de leonardo dicaprio benim için hollywood'un en iyi aktörü olmuştur. Ki çoğu kişi için de geçerli bu.
Edit: hindistan değil mombassa'ymış.
sonunu tahmin edemediği fimlere adam süper film yapmış ters köşeye yatırmış herkesi diyenlerin bu filme ne diyecekleri merak konusudur. çünkü filmde 1 saniye sonrasını bile tahmin etmek çok zor bunun nedeni hiç kimsenin hayal edemiyeceği karmaşık ve hiç akla gelmiyecek noktadan birbiriyile bağlı olayların yaşanıyor olması. merakınızın bir an olsun azalmadığı hatta izledikten sonra rüyadaymış gibi hissetmenize yol açan bir film.
--spoiler--
umarım o topaç en sonunda duruyordur
--spoiler--
ayrıca bir filmi tv de falan denk gelmedikçe 2. kere izlememe alışkanlığım olmasına rağmen belki bir gün bir daha izlemeyi düşündüğüm filmdir. çünkü filmin konusunu oluşturan fikir aşılama olayını tam olarak anlayabilmek için zaten filmi en az 1 kez izlemiş olmak gerekiyor.