ne kadar çok olursa olsun az görünen saçtır.çabuk kırılır çabuk küser.zordur bakımı efendim hep ilgi, hep alaka ister.yorar insanı ama severiz kendisini.
sinir eder insanı. yıkarsın hemen yağlanır ertesi gün. şekil veremezsin. fön çektirirsin 1 saat zor dayanır. kırılır, sürekli kestirmek zorundasınızdır.
aslında ideal saç teli diyebilirim. çünkü hemen şekil alıyor ve uzun süre bozulmuyor fakat çabukta yıpranıyor bu ince telli saçlar.. boya vb.kimyasal işlemler hiç bu saç tipine göre değil.
(bkz: yaşayan bilir).
yahu lisede talebe iken saçım hep 3 numaraydı ve kendileri ince telli olduğundan da mütevellit hep bir kel havası vardı bende. yani kafa derim gözüküyordu çok bariz bir şekilde.ee okul bitti üzerinden epey zaman geçti dedim ki bir kez de uzun saç neymiş onun tadına bakayım.allahım bu nasıl bir yağlanmadır.sanırsın tariş yeni zeytinyağı fabrikasını kafamda kurdu.aileden gelen tepkilerin ardı arkası kesilmiyor.gece rüyalarıma giriyor yıkannn yıkannn yıkann diye.halbuki yıkanıyorum daha banyonun kapısından çıkmadan saç gene yağlanıyor yahu.2-3 gün sonra jöleyle kendine gelmeye başlayacakken bu seferde yağdan saç iyice basıklaşıyor sonra gene banyoya .yani anlayacağınız bu bir kısır döngüdür.kısacası(aslında kısacası falan yok da öyle hoş bir bağlaç olsun diye .) çok zor be sözlük...ince tel bu kadar üzüyorsa insanı allah başka zeval vermesin.
2 günde bir yıkanması farz olan saçtır. uzatmaya gelmez, orta boy kullanımı gerekmektedir. uzadıkça cansızlaşır, kafaya yapışır, sahibini deli eder zira. eğer düz ise -ki çoğu düzdür, ne fön ne maşa tutar. yıkandığında güzelliğini yitirir, ancak * ilerleyen saatlerde ve hatta ertesi gün kendine gelir. tüm olumsuzluklara rağmen sevilesi, sevdiğim saç tipimdir. çektiğim çileden haberdar olmayan çevremin * saçlarıma karşı büyük bir hayranlık beslemesinin de bu sevgide payı büyük tabii.
