okumanın ne kadar da büyük bi zevk olduğunu yeniden hatırlatan romandır. içinde bulunduğunuz rezil ortamdan alıp çukurova'ya, toroslar'a götürür. memed'in asiliğini,adilliğini, hatçe'nin "kadın olurken" ki masumiyetini iliklerinize kadar hissediersiniz. iki sayfa okuduıktan sonra yaşar kemal neden büyük yazardır sorusu anlamsızlaşır.
Yaşar kemal in cumhuriyet yıllarını esas alan, toplumu ve sistemi eleştirdiği, ezilen bir bireyden bir kahraman çıkarttığı destansı roman serisi. 4 kitabını da okumuş olarak mutlaka okunması gerekir diye düşünüyorum. Çorak dağlarda çıplak bileklerdeki tüfeklerle, zengin ağalara başkaldırışı çok iyi hissedersiniz. Özellikle dördüncü kitab dönemin iktidarına yani kemalizme ağır eleştiriler getirmektedir. Bu yönüyle de toplumsal bir yönü vardır.
2163 sayfalık bir destan ince memed. içinde başkaldırının kurdunu taşıyanların, feodal toplum'un mecbur adamlarının hikayesi. sadece çukurova'nın değil tüm türkiye'nin kanayan yarasını anlatan kutsal kitap.
yaşar kemal'i eleştirmeye niyetlenince destur çekesi geliyor insanın ama bazı şeyleri yazmazsam da içimde kalır doğrusu. özellikle ilk kitaptaki doğa betimlemeleri çok uzun geliyor göze. oku oku bitmiyor. daha sonraki kitaplarda azalıyor azalmasına fakat bu seferde bazı kahramanların bitmek tükenmek bilmez monologları yoruyor insanı. örneğin hürü ana'nın monologları hem bol tekrarlı hem de çok uzun olduğu için insanın ruhunu daraltıyor, hay düldül atın binicisine diye sövdürüyor yer yer.
- buradan sonrası biraz spoiler içirebilir-
köylülerin ölümleri, çektikleri acılar uzun uzadıya anlatılır kitapta ama memed'in bir ağayı öldürmesi maksimum 4 satır sürer.(hamza hariç) faşist damarım tutmuyor elbet, kendimi kaptırıp salya akıta akıta işkence etsin diye beklemiyorum ama 5 sayfa püren* kokusu okuyup, bütün kitap ahaliye işkence eden ağaların 3 satırda cartayı çekmeleri, her seferinde sinirlerimi bozdu doğrusu.
4.cilt 23. bölümde ferhat hoca;"ben şimdiye kadar hiç böyle boş köy görmedim" der fakat 3.cilt 27. bölümde, eskiden kasım'ın köyü olan, ıssız ve boş sakızlı köyünü görmüş ve hatta içine dahi girmiştir.
bana göre destan'ın en can alıcı paragrafını ferhat hoca'ya söyletmiştir yaşar kemal;
...allah, başkaldır ya kulum, demiş ve insan onun cennetine başkaldırmış. allah, başkaldır ya kulum, demiş, insanların bir kısmı başkaldırmış. onlar, allah indinde mutlu kişiler olmuşlar, bir kısmı, yani çoğunluğu, allah'ın emrine uymamış.allah onlara cehennemini vermiş. insan kendine , kendi yüreğine, kendi korkusuna toptan başkaldırmadıkça insan soyu bundan da beter olacak, aşağılanacak, zulüm, korku iliklerine işleyecek, insanlıktan çıkacak, bir solucandan da daha mutsuz olacak. solucanın gözü yok, kulağı, ağzı, dili yok, insanın var. insan soyu başkaldırmayı yemek, içmek, yaşamak, uyumak, çocuk yapmak gibi bir yaşama biçimi yapmazsa bugünden de bin beter olacak, içi boşalacak, duymayı, düşünmeyi, sevmeyi, sevişmeyi, dostluğu, arkadaşlığı, göğün, yerin, kurdun kuşun, akarsuyun, tanyerindeki ışığın, yürekteki sıcaklığını unutacak. allah buyurdu ki, ben sizi yarattım ki başkaldırasınız, siz beni dinlemediniz, önce kendinize, sonra başka insanlara, sonra her şeye, her şeye boyun eğdiniz, ne buldunuz, ne öğrendinizse, ne yarattınızsa hepsi boyun eğme üzerine oldu. ve boyun eğdiniz, ve boyun eğdiniz, ve boyun eğdiniz, boyun eğmeyenleri lanetlediniz, öldürdünüz, kustunuz, ve boyun eğdiniz, boyun eğmeyi, yemek yemek, su içmek, sevişmek gibi bir yaşama biçimi yaptınız. ve de öldünüz. ve de solucandan beter oldunuz. daha da olacaksınız...
4.kitap bittiğinde, ince memed yine imi timi bellisiz olduğunda yani; ilk aklıma gelen şey 5.kitap olmuştur. öyle yazmıştır ki yaşar kemal, ses çıkarmaz okursunuz, beş, altı, yedi... bitmeyen, bitemeyen bir hikaye ince memed.
yaşar kemal' in ustaca betimlemelerinin etkisi olsa gerek okuduktan sonra kendimi film izlemiş gibi hissettiren romandır. bir yerde bu kitapla ilgili bir bölümü okuyunca o sahne gözümün önünde öyle detaylı beliriyor ki şaşırıyorum.
yaşar kemalin 32 yıllık bi zaman diliminde yazdığı dörtlü. nobele aday gösterilen ilk türkiyeli, ama ödül alamıyor ne yazıkki alamadan da ölüyor. kitapları 40tan fazla dile çevrilmiş düzene karşı gelen memed'in ve çukurovanın müthiş anlatıcısı yaşar kemal'e vefa borcu, mutlaka okunmalı ince memed'ler..
rivayet şudur ki, neredeydi hatırlamıyorum, belki buradadır hatta, dinlemiş veya okumuştum: yaşar kemal bir gün falcının birine gider. falcı, "sen şimdi bir kitap yazıyorsun. o kitap bittiğinde öleceksin" der yaşar kemal'e. bu sözü ciddiye alan yazar da kitabı yazmayı yavaşlatır da yavaşlatır, neredeyse bırakır. bu kitap da ince memed 5'tir.
okuduğum en iyi türkçe romandır. dünya klasmanında eğer bir kıyas yapacaksak rakibi suç ve ceza'dır, aşağısı değildir. nobel ödülü almamış olması talihsizlikten başka bir şey değildir.
Yaşar kemal'in muhteşem ötesi sosyolojik değerlendirmeleri bulunan insanı türk-türkmen olduğu için gururlandıran ancak art niyetli veya okuduğunu anlamayanların üzerinden etnisite diyerek kürtçülük yaptığı ve nobel alamamasında ki en büyük etkenin de türk ve alevilere övgüler yağdırması (bu haktır) olduğu tarafımca düşünülen türk klasiği.
Edit: adalet ağaoğlu bu kitabı okumadan 2012 yılında bir beyanatta bulunmuştur. 4. Cilt bu konuyu net bir şekilde açıklar.
yaşar kemal'in anadolu coğrafyasında yaşanmış bütün azınlık sorunlarını derinlemesine işlediğini düşündüğüm romanıdır.
abdi ağa devleti, köylüler ve ince memed'in de halkı temsil ettiğini düşünürsek derinlemesine sosyolojik ve etnisiteye dayalı incelemelerle karşılaşacağımız dev eser.
Yaşar Kemal'in ilk baskısı 1955 yılında yayımlanan romanıdır.
Yaşar Kemalin baş yapıtı olarak değerlendirilen eser, Çukurova köylüsünün ağalığa karşı mücadelesini anlatır. Yazarın ilk romanıdır. 1953-1954te Cumhuriyet gazetesinde tefrika edilmiş; 1955te Çağlayan Yayınları tarafından iki cilt olarak kitap halinde basılmıştır. [1] Eser, Varlık dergisinin düzenlediği 1956 yılı Varlık Roman Armağanı ile ödüllendirdi.
ilk olarak 1957de Bulgarcaya çevrilen romanı 1959da Nazım Hikmet Rusçaya çevirdi. ince Memed, 1961de Edouard Roditi ve Thilda Kemal tarafından ingilizceye, Güzin Dino tarafından Fransızcaya çevrildi; ingiltere, ABD, Fransa ve italyada yayımlandı. Ertesi yıl Almanca ve ispanyolca çevirileri çıkan ince Memed, günümüze kadar kırktan fazla dile çevrilmiştir.[1]
Yazar ilerleyen yıllarda kitabın devamı niteliğinde üç roman daha yazarak roman kahramanının öyküsünü 1987ye kadar getirmiştir. ince Memed-1 serinin birinci romanıdır, 1923-1933 yılları anlatılmaktadır.