kitapta ince memed ağaya karşı ayaklanır, doğrudur. ama ince memed hiçbir zaman ağalığın yerine getireceği sistemi tam olarak açıklamaz. ince memed' in hareketi daha çatapat bir harekettir. daha duygusal, daha öfkeli. düzensiz bir hareket. bu yüzden ince memed güzel bir hayalperesttir diyebiliriz.
bugüne kadar türkçede yazılmış en güzel roman.
üstad, tasvir konusunda o kadar başarılıdır ki; insanların tavırları, hareketleri, ifadeleri bile gözünüzün önünde canlanıverir. türk edebiyatının doruk noktasıdır bence.
zulümle üstüne gelindikçe ve bıçak kemiğine dayanınca en sonunda zulme karşı direnen ve bir halk kahramanı haline gelen gariban köylü çocuğun öyküsünü anlatan roman dizisi. yaşar kemal tarafından yazılmıştır, 4 cilttir. her ciltte ince memed mücadele ettiği kötü adamın gücü açısından level atlamaktadır.
Film eksikliği olan bir yaşar kemal destanı. Ayrıca denildiği gibi film de bir destan olmalıdır. Eski türk filmleri gibi çekilecekse ellerinde patlasın.
Sürekli editledim fakat eklemek istediğim bir noktada çekilecek filmin ekonomik kaygılardan uzak sosyal bir film olması lazımdır. Atv, kanal d gibi zırvalıkların dizileştirmesi gibi bir saçmalık olmamalıdır. Bir direniş, başkaldırı nasıl olur bilen kişiler bu sorumluluğu üstlenmelidir.
eğer çok büyük bir bütçeyle yapılmayacaksa filminin çekilmemesi gereken yaşar kemal şaheseri. kitaptaki tavsirleri, anlatımları, betimlemeleri, sıcaklığı, hissiyatı vermeyecekse hiç dokunmasınlar bu esere. bıraksınlar ince memed bizim tahayyül ettiğimiz ince memed olarak kalsın. öyle daha güzel. ince memed öyle daha ince öyle daha güçlü.
Yaşar Kemal'in 1955 yılında yayımlanan, efsane haline gelmiş olmasına rağmen okuduğumda beni ziyadesiyle hayal kırıklığına uğratan, kazanmış olduğu ünü haketmeyen, basit anlatımlı, eşkıya olmak zorunda kalmış ince memed'in 4 ciltlik öyküsü. ününü çok yalın bir anlatıma sahip olduğu için herkesin sıkılmadan okuyabilmesine bağlayabiliriz. yazarın acemilik eseri diye yorumlamak mümkün. zira yine yaşar kemal'in akçasazın ağaları ikilemesi, al gözüm seyreyle salih'i gibi eserlerindeki tad ve rahiya anlatılamaz. insan bu kitapları okurken başını kaldırdığında günlü hayata adaptasyonda zorluk çekiyor. o kadar alıp götüren eserler. bu eserlerin aynı ünü ve beğeniyi kazanamamış olması enteresan.
15 yaşındayken okuyup aşka, sevgiye, hayata, insana ve toplumsal olaylara yaşıtlarımdan çok daha farklı bir pencereden bakmayı bana öğretmiş yaşar kemal romanı.
aynı zamanda bu isimde güzel bir türkü de vardır. grup yorum yorumu, alır götürür toroslara. "ak bağrımı delik delik deldiler" der ince memed türküde. ince memed'in ak bağrı olmak istersiniz; delik delik delmesinler diye ak bağrını..
zamanında, her biri bin sayfadan oluşan iki ciltlik sefiller'i ve daha nice kalın yabancı klasikleri (ana vardı gorki'nin) okumuş olmama rağmen bir türlü okumaya cesaret edemediğim kitap. hep kendimi azarlamakla yetiniyorum; türk edebiyatının başı olan bu kitabı nasıl okumam diye. bugün yine birkaç kütüphane gezdim. 4 ciltten oluşan klasik versiyonuna baktım. sayfaları hep yırtılmıştı. alman edebiyatından bir kitapla eve döndüm. ama bir gün seni okuyacağım "ince memed". bunu yapmam gerek.
Çok güzel bir roman insanda okuma isteği uyandıran bir romandır. Tavsiye ederim. Çok acı çekmiştir mecbur olmadığı işler yapmıştır. Şu söz beni çok derinden etkilemiştir. ''ince Memed ölür yerine başkaları gelir zulüm eden ağalar az ama ince Memed gibi yiğitler çoktur.