iki ciltten oluşmaktadır ve olay tamamen osmanlı topraklarında geçmektedir. kitabın konusu özetle şöyledir: keraban ağa istanbul un sayılı zenginlerinden bir tütün tüccarıdır. bir gün hollanda dan iş ortağı gelir, dolayısıyla da ağa konuğunu ağırlamak ister. an itibariyle avrupa yakasında olan kahramanlarımız, ağa nın evinin anadolu yakasında bulunması sebebiyle kayık tutmak zorundadır. fakat o da ne? padişah kayık ücretlerine zam yapmıştır ce keraban ın bu zamma pek itaat edeceği yoktur. işte bu anda keraban ın inatçılığının yanına dehası da girer devreye.* evet, keraban ın fikri cok acıktır. 2 liralık zammı vermiyecektir, cunku bu yersiz bir zamdır. onun yerine rusya uzerinden dolasıp, karadeniz kıyılarından anadolu daki evine varacaktır. holandalı saskındır ama keraban ın inadına karsı koyacak cesarete sahip degildir. boylece bahtsız bedevi ile kutup ayısı haikayesini yad etmemize sebep olacak birbirinden ilginc ve komik maceralar gelismeye baslar.
jules verne, istanbul'u hiç görmemiş olmasına rağmen kitap 1883 yılındaki istanbul'un aynası gibidir. jules'un hayal gücünün kuvvetini kanıtlayan bir eseridir.