konu itibariyle lise matematik dersini anımsatan soru-çözüm süreci yaşanır. hoca tahtaya soru yazar öğrenciler çözer hoca da herhangi birisine "iyice öğrensin" diye tahta da çözdürür.
o sıralar farkında değil ama sonralardan bizim pazarlama reklamcılık bölümü birincisi olacak olan serkan en ön koltukta yerini almış ve her soru herkesten önce cevap verip doğru cevabı söyler. sınıf buna kıl olur. her soru yazıldıktan 12 saniye sonra serkan cevaplar hoca da aferin kalk yap der ve ikisi ders işlerler...
hoca: evet gençler ne buldunuz cev...
serkan: 12 hocam
hoca: aferin serkan kalk yap.
sınıf: yaa hocam biz de yapalım tahta da bizi de bekleyin.
hoca: (gülümser)
soruyu yazdırır bu sefer zordur ve bu kardeşiniz -seçici geçirgen- serkan'dan önce soruyu çözer.
seçici geçirgen: hocam cevap 42 di mi?
hoca: bakıcaz ona serkan yaptın mı?
serkan: hayır hocam yapamadım ya.
seçici geçirgen: hocam ben anlatarak yapayım mı?
hoca: serkancım nasıl yapamazsın ya (yanına gider) yüzde hesabı olum bu basit dur bakayım heh çarp onları kaç çıktı? 42 heh gel yap.
seçici geçirgen: hocam, çok afedersiniz de ben burada sizin dersinize katılarak bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum sizler de öğrenci kaydırıp bizi öğrenmemize mani oluyorsunuz.
hoca: seçici geçirgen, çık dışarı gerizekalı senden öğrenci mi olur.
ve seçici geçirgen ticari matematik dersinden kalır hala daha geçemez... allah belasını versin öyle dersin de hocanın da.
h: Alman milletini çok severim disiplinlidir,görgülüdür hede hödö
ö: Hocam görgüsüzün önde gideni onlar afedersiniz her yerde yelleniyorlar. Yolda yürürken zart zart afedersin**
h: dumur.
ilk seferde geçemeyip ikinci kez aldığım reaksiyon dersinde;
hoca: şu işlemi biriniz hesaplayın bakalım yauv.
ben: 118146.08 kj/kmol hocam.
hoca: (herhangi bir öğrenciye bakarak) ben ona güvenmiyorum, peh! bir de sen hesapla bakayım.
- neden gülüyorsunuz ? söyleyin biz de gülelim.
+ bireysel bir espriydi kendi aramızda güldük. ileride kollektif bir espri yaparım hep birlikte güleriz.
- (bkz: mavi ekran)
çankırı karatekin üniversitesinde yaşanmış bir dialog:
öğretmen: Bizim zamanımızda yurtlarda ısıtma sistemleri yoktu siz çok şanslısınız ama kıymetini bilmiyorsınız.
öğrenci: Hocam siz hangi okuldan mezun oldunuz?
öğretmen: Sanane!
sürekli dersi kaynatıp sınavlarda bir şekilde yırtmamdan kelli yüreği kabaran ama diyecek birşey de bulamayan bir hocamın eline koz geçiyor, sonuçları okuyor.
+ guardian kaç bekliyorsun bakim?
- kırkbeş olsun bizim olsun hocam.
+ öyle mi? on doğru on yanlış sıfır, otur yerine sıfır!
- ??
(bkz: dört yanlış bir doğru teoremi)
+Nerdesiniz siz ders zili çaldı ne bu elinizde yemekler!
-Açım hoca aç napalım dışarda mı yiyelim , sınıfta yicem tabi nerde yicem başka?
+Geç otur yerine.