Ahlağın kaynağı kutsal kitap ise ahlaksızlığın kaynağı da kutsal kitap olmak zorundadır. Ama böyle değil. Çünkü:
Ahlakın da ahlaksızlığın da kaynağı insandır. Ahlakı ya da ahlaksızlığı doğuran şey insanın tercihleri ve bu tercihlere yüklediği anlamlardır. Tercihi yapan da insan, anlam yükleyen de insandır. O halde, kutsallık metaforu sadece bir yanılsamadan ibarettir.
Asıl ahlak inançtan bağımsız olur. Sırf birileri beni görüp gözetliyor diye doğru olanı yapan zaten ahlaksızdır. Asıl olan kimsenin seni izleyip cezalandırmayacağını bilsen bile doğru ve insani olanı yapmaktır.
inançta ahlak yoktur, saplantılı vardır. inanca göre kafir belledikleri herkese her pisliği yapabilmek onlara haktır bu ruh hastalarına göre. Ahlak kuralı diye attıkları da ilk çağ çöl kuralları. Hiç bir zaman geleneklerini sorgulayamaz, kendinden başka herkesi yanlış biliyor.
Olur. Din tek başına ahlâk için yetmez. insanı biraz düzeltir ama tamamen ahlâkını inşa edemez.
Tam Ahlâklı veya ahlâksız olmak için doğuştan gelen özelliklerin, büyüdüğün ailenin ve yaşadığın çevrenin ahlakı ağır basacaktır.
Ahlâklı bir insan bir de dindar olsa cennetlik olur. Mesela benim ailem, dinle pek işleri yoktur ama Ahlâklı insanlardır. Aralarındaki en bozuk Ahlâklı ben olabilirim.
Olur, ahlak insanların birbirleriyle ilişkilerini düzenleyen sosyolojik bir kod' dur. Ahlak olursa toplum mutlulaşır
Hatta diyebiliriz ki, bütün inançlar belli noktalarda kendi müridine göz yumar. Bu durumda inanç olmadan ahlak daha iyi kök salar. inanç ayırt etmediğinden.
ahlakın inançla bir bağı olmamasına rağmen bazı insanlar ısrarla ahlakım, temizliğim vs inançtan gelir diyorlar. bu insanların inancını elinden alırsan ne ahlakları kalacak ne temizlikleri. ama özünde ahlaksız oldukları halde kendilerini ahlaklı saymaya devam ediyorlar.