inanmama durumu herşeye karşı duyulabilir bizde akla ilk gelen ise tanrıya inanmama durumudur tanrı ne yerdedir ne göktedir tanrı senin içindedir diyen insanlara çok rastlanır ancak şunu birtürlü anlamamışımdır bi trafik kazası geçiren ve inaçsız olan tanrıyı içiyle sınırlayan adam ellerini gökyüzüne kaldırır allahım kurtarrr beni.gülesim gelir ya içine bak tanrı orda değil mi çıkarda biraz hava alsın.....
çoğunlukla,
türkçenin de yetersizliği ile "dinsizlik" kavramıyla karıştırılır.
inançsız olarak atfedilen insan,
dinlerin batıl olduğuna inanıyordur, ve bu durumda inançsız olarak değerlendirilemez.
inançsızlık diye bir şey yoktur. nihayetinde bireyin inanmadığı şeyler de aslında bir inancın ürünüdür. bir şeyin varlığına inanmak söz konusu olduğu gibi, yokluğa inanmak da bir inanç şeklidir. en çok din konusunda karşımıza çıkan durumdur. bir ilahın varlığına inanmakta, inanmamakta sonuç itibariyle bir inanç şeklidir.
kısaca bireyi yaşama bağlayan bir inanç illaki vardır. neye inandığı, nasıl inandığı ise kişiye göre değişir.inançsızlık söz konusu değildir.
fikirsel bir olgu olduğu için tam netlikle anlaşılamayan ama kendi fikrimce sadece fikirsel değil biraz da olsa insanın söylediği gibi yaşamasıyla alakalı.
inançsız insan yoktur, inançsız olduğuna inanan insan vardır. o insan ki bir yaratıcının var olduğunu kabullenemez ve kendini onun varolmadığına inandırmaya çalışır.
herhangibir kişi , durum , kavram...vs ile ilgili yaşanmış , öğrenilmiş veya ispatlanmış olaylar sonucu , o kişi , olay , kavram... vs. ye karşı inancını yitirme durumu.
kişinin içinden geldiği gibi yaşamasının neticelerinden biridir. herkesin her şeye inanmak gibi bir zorunluluğu yoktur, hatta tanrı'ya bile.. içinden geliyorsa, yani içinde inanç varsa inanır, inandığı şeye sıkı sıkı bağlanır; ancak içinde inanç yoksa malesef inanma potansiyeli yok olur. elbette tercihimiz inançtır, inanmakla başlar her şey; ama inanmayan insanı da anlamaya çalışmaktan başka çare yoktur..
2 düzüneden fazla insanı hunharca öldürüp, parçalara ayıran Seri katil Jeffrey Dahmer'in ölmeden önceki son röoprtajından bir alıntı;
"Eğer bir insan, Kendisi'ne karşı sorumlu olduğu bir Yaratıcı'nın var olduğunu düşünmüyorsa, o halde niye uygun sınırlarda tutacak şekilde davranışlarınızı ıslah etmeye çalışsın? Ben de işte böyle düşünüyordum. Her zaman evrim teorisinin, yani bizlerin (tesadüfen) sadece bir balçıktan geldiğimiz tezinin bir gerçek olduğuna inanmışımdır. Öldüğümüz zaman, her şey biter, artık hiçbir şey yoktur."
Tabii ki her inançsız olan insanın böyle bir hale geleceğini düşünmek çok yanlış olur. fakat bu cinayetleri işlemiş birisinin, bu denli yapmış olduğu bir açıklama, bazı gerçekleri gözler önüne sermektedir.
amaçsızca, ot gibi yaşamaktır. en başta yaratılış gayesine ters düşer. aslında insanın fıtratına aykırı bir durumdur bu. zira fıtratımızda inanma duygusu vardır.
tuhaf bir şeydir.insan allah a inanmasa bile mutlaka birşeylere sığınma ihtiyacı duyar.çünkü insan sosyal bir varlıktır.bunu ta dördüncü sınıfta öğretirler.
zannedilenin aksine ateizmin karşılığı değildir. her insan dinsiz doğar, çevre ve aile onu bir dine yönlendirir ve insan asıl inanacağı şeyi kaybetmeye başlar: insanlık. din insana insanlığını kaybettirir. müslümanlar islamı yaymak için soykırım yaptılar, almanlar yahudileri bitirmek için, yahudiler filistinde müslümanları bitirmek için, hristiyanlar bosnalı müslümanları bitirmek için... gördüğünüz gibi aynı allah'a inanan insanlara birbirlerini farklı gösteriyor dinler, yani asıl inançsızlık dindir.