inanç

entry138 galeri5
    82.
  1. 81.
  2. inanç bir hürriyettir sanılanın aksine. inançsız insanlar terminatör gibi der hocam. inanç sadece din değildir.inanç tutunmaktır aslında. Bir taşa da inanabilir insan yahut bir Tanrı'ya ama inanır . Tutunur. tutsaklık denilen inançtan öte hiçbirşeye inanmamaktır. (!)
    0 ...
  3. 80.
  4. inanmaman gereken şeyleri belirleyen, kişiden kişiye değişen soyut kavram.
    0 ...
  5. 79.
  6. büyük bir değer. sadece dini inanç değil, doğru olduğu düşünülen başka şeyler de inançtır.
    0 ...
  7. 78.
  8. inanç,
    tüm metallerden çok daha sağlam bir kalkan. Onun arkasına saklanarak o büyük sandığımız
    fakat aslında korkularımızdan ibaret olan sorunlarımızdan korunabiliriz.
    Eğer bir düşüncemize ya da isteğimize belki bir değişime isteyerek ve gönülden, fayda ya da
    getiri hesabı yapmadan, sadece öyle olmasını istediğimiz için tüm aklımız ve kalbimizle
    inanırsak, bu inanç bizim o yolda önümüzde çıkabilecek her engelde koruyucu meleğimiz olacaktır.
    Tabi gerçek inanç bizim alışkanlık korkularımız ya da planlarımıza uymayan olaylar karşısında
    bunlardan korkmadan vazgeçebilecek kadar güçlü bir akla sahip olmayı gerektirir.
    Yerine göre körü körüne inanacaksın. Mantığını işin içine kattığın sürece hiçbir zaman sorun çıkmayacaktır.
    Kalbini kandırmak ise hepsinden kolay olacaktır. inanç, güven duyusundan sonra en etkili anahtar olabilir.
    Doğal olarak aklın ve mantığın kalbe karşı koyması imkansız gibi görünüyor, fakat inanç tamamen farklı olarak
    bunların tümünü aynı amaçta bir araya getirerek bu ayrımı yıkmayı başarıyor.
    Her ne için olursa olsun inancımızın bize yol gösterdiği de yadsınamaz şekilde fazladır.
    iç ses dediğimiz kalp-beyin ikilisinin biz oynadığı oyunları da engeller inanç.
    Altıncı hissimiz gibidir. Doğru olanı düşünmeye ya da hissetmeye mahal vermeden,
    yanlış yollara sapmadan hatta bir doğru çizgi üzerinde inandığımız şeyi bulmamızı da bu sağlar.
    Her zaman olduğu gibi insanlar inanç konusunda da yanılgıya düşebilir.
    Bize sadece üzüntü veya hüsran verebilecek inançlarımız da vardır. Bunları ayırt etmenin
    en kolay yolu 'sana üzüntü veren gemiye yol aldırma' prensibidir.
    Bu gemileri tek tek batırmak, karanlık sulara gömmek kendimiz için -dolaylı yoldan yakınlarımız için-
    yapabileceğimiz en iyi eylemdir. Verdiğimiz kararları alırken aklımızdan geçenler bu gemilerde yol alır.
    Aradaki hatalı tek bir gemi bile bizi yolumuzdan etmese bile yolumuzu uzatır.
    Okyanustaki bu yolculuğumuzda bize dalgalar, adalar, fırtınalar ve buzdağları eşlik eder.
    Karmaşık karar verme yetilerimiz sandığımız kadar kuvvetli olmayabilir ama inancımız bize
    her daim bu kaosun içinde bir deniz feneri gibi yolumuzu gösterir, önümüzü aydınlatır.
    Bazense sığınacak bir liman olur. Tam ümidimizi yitirmişken bize tutunma, direnme gücü verir.
    hedefimiz yolunda bir adım daha!
    0 ...
  9. 77.
  10. 76.
  11. Yaşam için gerekli olgu. tabi birde şöyle bir durum var; Eğer insanlar inançlı olmasalardı şuan ne yapıyorlarsa aynısını yapmaya devam edeceklerdi. Sadece biraz daha açık olarak. Düşünülenin aksine ortalık kan gölüne dönüp ahlaksızlıktan geçilmezdi gibi durumlar işin hikayesi. Yani bir insanı doğru yolda tutan tek şey ilahi mükafatsa, o kişi adinin tekidir.
    1 ...
  12. 75.
  13. kimisinin manevi kimisinin maddi ,herkesin içinde biyerlerde ihtiyacını hissettiği kompleks bir beyinle birlikte gelen bug..
    0 ...
  14. 74.
  15. 73.
  16. Bir ozgurluktur. Insan yasadigi muddetce birseylere inanir.
    Ister batil ister hak. Inanmayan insan yoktur.
    0 ...
  17. 72.
  18. bir bilgi dalı olarak felsefe neye inanmamız gerektiği veya neye inanabileceğimiz ile zerre kadar ilgili değildir, onun tek ilgilendiği şey ne bile bileceğimizdir. şimdi eğer bu, inanmamız gereken şeyden farklı bir şeyse o zaman bunun inanca bile bir zararı olmayacaktır; çünkü o bilemeyeceğimiz şeyi öğrettiği için inançtır. eğer onu bilebilseydik o zaman inanç, tıpkı bir inanç öğretisinin matematikle birlikte ilerlemesi gibi, yararsız ve gülünç bir şey olarak görünürdü.

    buna karşılık inancın felsefeden daha fazlasını, çok daha fazlasını öğretebileceği ileri sürülebilir ama yine de felsefenin vardığı sonuçlarla tutarlı olmayan hiçbir şeyi öğretemez, çünkü bilgi inançtan çok daha sert ve sağlamdır, dolayısıyla eğer bu ikisi çarpışacak olursa inanç parçalanır.

    her halükarda bu ikisi birbirinden esaslı bir şekilde farklıdır ve karşılıklı menfaatleri gereği sert biçimde birbirinden ayrı kalmalıdır, böylece her biri diğerini dikkate almaksızın kendi yolunda ilerleyebilir.

    arthur schopenhauer - din üzerine
    0 ...
  19. 71.
  20. gerçekten çok önemli bir şey. inanarak çok şey başarabilirsiniz. bir sorununuz varsa geçmeyeceğine inanıyorsanız asla geçmez, geçeceğine inanıyorsanız geçer. ama yürekten.
    0 ...
  21. 70.
  22. 69.
  23. 68.
  24. gençliğin aslında en çok konuşması gereken şeylerden sadece bir tanesi.
    0 ...
  25. 67.
  26. Aşktır, aşktan öte muhabbettir inanmak.

    Ben ve benim gibiler anlayamaz. Duygusuz gelmişiz duygusuz gidiyoruz.
    0 ...
  27. 66.
  28. kanmaktır.

    (bkz: inanmak)
    (bkz: ikna olmak)
    (bkz: mallık)

    edit: siz inanç dersiniz, biz korku deriz.
    2 ...
  29. 65.
  30. bir erkek ismi. umarım oğlumun da adı.
    0 ...
  31. 64.
  32. izafi gerçeklikler olup, fazlası ile münferit fikri seçimlerdir.
    0 ...
  33. 63.
  34. 62.
  35. 61.
  36. acizliklerinden, coğu zamanda korkularından kacmak isteyenlerce hücüma ugrayandır. neye veya kime inandığınız önemeli değildir.
    irdelenmesi gereken husus kişinin her daim kendinden daha üstüne olan ihtiyacıdır.
    islamı, hristiyanlığı ele aldığımız takdirde; insanların en cok korktukları veyahut üzüldüklerinde dua ettiklerini görmek mümkündür.
    ilahi olmayan dinlerdeki ibadetlerle ilahi dinlerdeki ibadetler de birbirine benzemesine rağmen, birbirine saygı duymayan bircok inananın varlığı da ironiktir.
    bilmek lazımdır ki holiganlasmak veya tek dinin kesinliğini kabul ettirmeye, dikte etmeye calışmak inanç esaslarına terstir.
    tam olarak bir tercihtir. tercihlerin saygı duyulmadığı ülkemde inanmamak tıpkı eşcinselliğe duyulan öfke gibidir.
    yalnızca inanmayanlara değil de kendinden farkli mezhepteki, dindeki insanlara duyulan kin de ürkütücü boyutlardadır.
    unutulmamalıdır ki; insan yalnızca kendine benzeyene sahip cıkıp, saygı duymamalı; bunu genele yayabilmelidir.
    o zaman biyolojik beserden ayrılabiliriz.
    1 ...
  37. 60.
  38. 59.
  39. 58.
  40. inançsızlığın sınırlarında dolaşılarak gelinen iman en sağlamıdır. anadan babadan öğrenilenle olsa olsa masa üstüne örtülen göstermelik dantel inancı oluşur. kitabımız ne der? biz babalarımızdan atalarımızdan böyle gördük diyen müşriklere, ya babalarınız da yanlış biliyorsa...
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük