mesele, kişinin inanmadığına saygı duyup, duymaması olmamalı; sistem öyle bir sistem olmalıdır ki, ( sistemden kasıt, devlet, adalet vb. bunların bütünü )
; herkes inanmadığına, zike zike saygı duymak zorunda kalmalıdır.
"gerizekalı" iddiası ile küfür isteğinin kendiliğinden ortaya çıktığı önerme.
birinin inançlarına hakaret etmek, küfür etmek, kötü söz söylemek kendisine küfür edilmesini talep etmektir. saygı duymanın gerizekalılık olduğunu söyleyen biri peşinen her türlü küfürü hak eder. bu durumda talepkarın talebine cevap verilir, arz gerçekleşir, adalet yerini bulur. çeneni kaparsan kimsenin de senin ananla avradınla işi olmaz.
- inanmadığına saygı duymak gerzekliktir.
+ ben saygı duyarım. bana hakaret etmiş oldun, o halde cevap hakkı doğdu: o dediğin anandır, babandır!
- insan ol. saygı duy.
+ siktir lan!
"insana sırf insan olduğu için saygı duymayanların" ve dine yönelik her türlü eleştiri ve fikir yürütmeyi hakaret kabul edenlerin doğruluğunu onayladığı sözdür. dinin eleştirilmesinden bu kadar gocunuyorsanız, özgür beyanlarda bulunulan internet ortamından uzak durmanızı öneririm.
geçmiş olsun temennisine, perişan bir ruhun ezikliği içinde geçirilmiş olsun diye cevap veren, "anana avradına da saygı duymuyorum, niye duyayım ki"; "oh bebek; ohş bebek; bebeklere ve ineklere saygı duymuyorum" türü seviyesizlik kokan bel altı çaresizlikler ile tartışılan konudan uzaklaşarak ad homineme başvuran ve zavallılığını aleme ispatlayan biri ile tartışmanın gereksiz olduğunu düşünüyorum. aynı erdeme sahip olmayan ilkel ve küfürbaz bir zihniyet ile konu üstündeki fikir yürütmemi burada nihayete erdiriyor ve "anasına - avradına küfür edilmesi açlığı içinde çırpınıp bu amaçla muhatabına küfür eden ve küfrünün geriye yansıyarak kendi anası ve avradına ulaşmasını özlemle bekleyen ahlaksız bedenlere yardımcı olamayacağımı ifade ediyorum.
uslub u beyan aynıyla insan diye bir söz vardır. üslup elbet kişinin faziletinin de bir göstergesidir, ki erdem bizde kalsın.
hakarete hakaretle mukabele edildiğinde hiddetli sarsıntılara sebebiyet veren, multiple personality semptomlarını patlatan ışıtan önerme. şu örnekte gösterilen karşılık misal:
ebu cehil(amr ibnül hişam) hz muhammed ve dostlarına ağır küfürler ettikten sonra cevap hz ebu bekir'den gelir: -sen git lat, menat, uzza'nın zekerini em!(hani ebu cehil denmiş ya, örnek olsun deyu şettirdim. devamı da var)
buradan anlaşılan; ebu cehil hızla büyüyen islam birliğine öyle bir hınçla bilenmekteymiş ki; savaşlar, siyasi oyunlar, makam mevki vaadleri de yetersiz kalıp sonuç vermeyince ve bu bağlamda şahsının değişen düzen üzerinden statü yitimi gerçekleşmesi sebepli hiddetle küfüre, kötü söze başvurmuştur. ebu cehil kalıntıları günümüzde halen yaşamakta olup, çeşitli sosyal alanlarda diyare söylemlere devam etmekteler. ciddiye alınıp cevap verilmesi bile değersiz bir zahmet olsa da, söylem makamı burada ve başka mekanlarda defalarca rezil rüsva edilmiş olsa da, kişilik bölünmesinde daha aklı başında olan kısmında yer alana hitap olarak faydalı bir çalışma şeklinde kabul edilip, saygı mefhumunun doğru kullanımı için bir not olabilir:
"insan olduğu için saygı duymak", "fikirlerinden, inançlarından dolayı değil; insan olduğu için saygı duymak" iddia bu.
beyni az çok çalışan herkes inanca hakareti serbest kılan, hoş gören, kabul eden birinin ardından saygıyı "salt insan" ile sınırlandırmaya çalışmasını aciz bir komiklik, biraz işi biliyorsa psikolojik dengesizlik olarak sıfatlandırır.
saçmalamanın daniskası bu fasarya iddia, insanı niteliklerinden koparıp hücreler birleşimi organizma ölçüsünde değerlendirip saygı duymayı salık veriyor olmalı-hihi-. yahu oeeeeh be...yazılacak daha çok şey var, yazılır da bu kadarı yetsin be; saygı insandan sonra var olmuş bir olgudur. ana rahmine ve hemen sonrası dünya ile buluşmaya dönersen yok evet. demek ki bebek'e de saygı duyulmalıdır. bebek saygı bekler mi ki? bir şahsiyeti oluşmamış henüz ama, bekler belki. hmmm "bebek ve saygı". küvozdeki fikirsize saygı duyuyor da, fikir edinmişe duymuyor. saçmalıyor, zırvalıyor gibi görünse de bebekler de saygıyı "saf insan" oldukları için hak ederler. bebek sana saygı duyuyorum. oh bebek, ohş bebek.
not: kaybedenlere yazılmış bir entry değildir. (bebeklere ve ineklere saygı duymuyorum) (bkz: geçirilmiş olsun)
ha unutmadan editi(onu dahi anlamamış olduğundan):
hz muhammed'e o galiz yakıştırmayı yapan benn değil,ebu cehil karaktersizliğinin bu çağdaki yansıması olan ateistliğini hz muhammed'e hakaretle dünyaya getirip, yaşatmak gayretinde olan şerefsizlerdir. bunu yapanlar şerefsizdirler çünkü, hakarete hakaretle karşılık verilmesine müsade kendilerinden gelmiştir.
hemen her düşünceyi ironiye bağlamaktan kaçınıp birazcık geniş anlamda düşünmeliyiz.
şu an örneklemelerimi müslümanlar üzerinden vermiyorum, öncelikle bunu bir düşünmeliyiz, hem zaten islamiyette de başkalarının inançlarına saygı duyun deniyor iken, cihad gibi anlayışlar da var. bunlar ikilemdir, ironi değil. bu başlık ve altında çağrıştırdığı anlam da ikilemdir, ironi değil.
"inanmadığına saygı göstermek gerizekalılıktır" fikrine sahip bir insanın, öncelikle söylediği bu söze inanması gerekir. tabi ki bu görüşe inanmayan bir sürü insan vardır. sırf bu sözü söyledi diye başlık altına veya yüzyüze onlarca hakaret alması lazımdı bu görüşe sahip olan bir insanın. neden mi? ee ben bu görüşe katılmıyorum, inanmıyorum neden saygı duyayım ki?
peki olay burda başlıyor bizim yaptığımız saygısızlık görüşe inanışa mı oluyor? yoksa bireye, topluma mı? Wittgenstein'in felsefesinden hareketle gidersek inanışlar kendi kendini var edemez, onun var olabilmesi için dilde anlatımda varolabilmesi bir inanana sahip olması gerekir. yani dinde vs. de kutsal kabul edilen herhangi birşeyin kutsallığının sebebi inanan insanlardır, onu kutsal görmüyorum ben diyerek kolayca sıyrılamayız bu işten... çünkü saygıyadeğer insanların inanışıdır o...
ortaçağdaki olaylardan örneklemeler vererek, dinler tarihinden söz ederek inanışların eksikliklerini göstermeye çalışmakta şu günde gerçekten anlamsızdır. inanmıyorum, saygı göstermiyorum çünkü sizlerin inandıkları şeyler şu zamanlarda şunları yapmış sen buna ne diyorsun? demek gerçekten ama gerçekten çok anlamsızdır. o günlerde bırakın dini cüzzamlı hasta oldukları için insanlar öldürülüyordu. günümüzde başımızdan gelmiş geçmiş yüzlerce felsefi akımdan sonra az çok insanlar insan hakları denilen bir kavramı algılamaya başladı. sanırım hepimiz insan haklarına, hani o dilden hiç düşmeyen temel hak ve özgürlüklere karşı adil olmalıyız. insanların kendilerini ifade etmelerine, inanışlarına ki biz inanmıyorsak bile, insana olan saygımızdan dolayı hakaretten küçümsemeden kaçınmalıyız. zaten toplumda buna saygı deniyor...
"inanmadığına saygı göstermenin tam bir aptallık olduğunu" bilen ve bundan dolayı inanmadığına saygı göstermeyen bir zihniyetin itiraf etmekten çekindiği düşünce tarzı.
x kişi, "hz muhammed 9 yaşında bir kızla evlenmiştir" diyorsa ve peşinden bunu çocuğun cinsel istismarına ve pedofiliye bağlıyorsa, sen de bunun üstüne bu düşünce sahibine ana-avrat küfredebileceğini ilan ediyorsan, -en hafif tabirle- o x kişisinin inandığına saygı duymuyorsun demektir.
x kişi, "ben hz muhammed'in peygamber olduğuna inanmıyorum, lütfen inancıma saygı duy" dediğinde, "len inanmadığına niye saygı göstereyim, allahsız kafir" demiyor musun? elbette ki diyorsun.
gerçek bir dindar, yahudi; hristiyan ya da müslüman, birbirlerinin ve diğer din mensuplarının inancına; inandığına saygı duymaz, başka inançları kabul etmez. "inanmıyorsa bile dinimize saygı göstermesi lazım" dayatmasını da reddeder. inanmadığı bir sisteme saygı göstermeyi saçmalık olarak görür.
netice itibari ile kimse inanmadığına, aklının kabul etmediği bir inanç türüne saygı göstermez, gösterdiğini söylüyorsa mutlak yalan söylüyordur. nitekim yeni bir din ortaya çıktığında ilk iş olarak, öncelikle kendinden önceki dinlerin taraftarlarını ortadan kaldırmaya çalışması da bundandır. dinler tarihine, dinler yüzünden çıkan savaşlara bir göz atıldığında ne demeye çalıştığım daha iyi anlaşılacaktır.
hiçkimse inanmadığı bir inanç sistemine saygı duymak zorunda değildir. kutsallık ancak insana atfedilmelidir, ki bu anlamda saygı insana yöneliktir. saygı kişiye, sırf insan olduğu için gösterilmelidir. kutsal olan insandır çünkü.
gelelim tartışma ve fikir yürütme adabından yoksun olduğu halde dindar görünümlü küfürbaz ebu cehil'lere: #2973822annabell lee nick başlığı altındaki yazımı "birinin başlık altında yalakalık yapmaya çalışıp onu da layıkıyle yerine getiremezken coşma, alakasız yerlere havlama deniyor." türünde hakaretamiz bir şekilde yorumlamak, bilindiği gibi ancak dincilere mahsustur. küfür içinden kendini ifade edemeyince küfürden destek almak ve ruhuna çirkeflik katmak da öyle herkesin harcı değildir. nihayetinde adamlık vasfını haiz olmak bir erdemdir. elbet herkes faziletini gösterir.
bazı şeylerin altı çizilirken malesef üstü de çizilebiliniyor.
inanca ya da düşünceye saygıdan maksat ; insanın istediği her konuda düşünebileceğinden ve bunu dile getirebileceğine olan saygıdır. düşüncenin ya da inancın kendisine değil , ifade edilmesine saygı duyulur. saygı duymak onaylamak ya da reddetmek değildir.
inanca degil,hukuken kisiye -kisilik haklarına saygı gosterilir.
ben senin inancına neden saygı gostereyim?belki cok komik ve sacma buluyorum.
zaten senin inancına saygı gostersem senin gibi dusunur,senin gibi olurdum.
bu arada inancımıza saygı gosterin diye zırlayan islamcıların baskalarının
inancına ne kadar saygı gosterdikleri de ortada.
herkes yanlıs dusunuyor-inanıyor bir onlar dogru anasını satayım.
bizim toplumumuzda birey merkezli bir yasama kulturu olmadıgı icin
bu saygı meselesi de insanlar tarafından yanlıs anlasılıyor.
insan kendi varlığında temsil ettikleri ile insandır. sadece etten kemikten müteşekkil bir birleşim değildir. inançları, duyguları, diğerine göre "saçmalık", "gerizekalılık" olarak nitelendirilen kabulleri ile varlığını bir diğerine onaylatmak ister. kısaca insanın bu minvalde özeti bu.
saygı mefhumunda ise; marksist, geleneklerden uzak, saygıyı topyekün linç etmiş ve uç özgürlüğü bahçesi edinmiş sabah akşam o bahçeyi estetik kuramlarla çapalayıp duranlar "ana, avrat" ikilisinde özgürlükcü tutumdan ve saygı göstermemek serbestisinden anında vaz geçerler. oysa tüm feodal, gelenekçi, kast sisteminin tikeli nüansları kabul ettiğini söylediği ideolojisi peşinen reddetmiştir. bunun bir diğerine nazaran daha masum örneği de: babanın adı aykut ve ben bir şempanze besliyorum adını aykut koydum. aykut türlü maymunluklar yapıyor; aykut takla at diyorum atıyor ve aykut her türlü numarayı yapıyor. aykut işte, bildiğin maymun. bu duruma o çok övündüğün özgürlükçü yanınla "ehu" deyip geçmen gerekirken, babanın adına saygı bekliyorsan; o halde birilerinin de babasından çok sevdiği kişi/kurum/ve kuruluşlara saygı göstermek zorundasın.
burada işlenen saygı mevzusu; gerizekalılık olarak addedilene güzel sıfatlar yakıştırmak, onu övmek olarak algılandığından sorun vuku bulmuştur. senden kimse övmeni, güzel etiketler yapıştırmanı beklemiyor. kendine yapılmasını istemediğin konusunda çeneni kapa yeter deniyor. "hz muhammed 9 yaşında bir kızla evlenmiştir" diyerek peşinden bunu pedofiliye**yaslamaya çalışmak anana avradına küfür edilmesine neden olur. sebebi; kötü sözün saygısızlığa bilmukabele davranış biçiminin en basit tepkisi olmasındandır. yani sana eleştirme denmiyor. birinin başlık altında yalakalık yapmaya çalışıp onu da layıkıyle yerine getiremezken coşma, alakasız yerlere havlama deniyor.
ha, sen insanı tüm inançlarından ve alt beslemelerinden koparıp ayrı bir düzlemde ele alıp, varlığını içeren mefhumlardan soyutlayıp salt yaratılmış ya da kendi kendine var olduğu savlanan şeklinde ele alıyor değerlendiriyorsan bu durumda da yine soyutlanmış varlığı ile-yani senin istediğin şekilde-bireye saygı duymak zorundasındır ki, bu da içinde bulunduğun gerçek gerizekalılık örneğini çelişki ile destekler. bir karar ver. (bkz: geçirmiş olsun)
saygı göstermeden doğru yolu gösteremezsin. bir insan bir hata yaptığında, allahın gerizekalısı diye o insana yaklaşan bi kişinin o yanlışın yanlış olduğunu ispatlaması imkansızdır.
inanmadıgına saygı göstermemek, kabul etmediği yok saydığı bir şeye yani kendisi için bir hiçe herhangi bir duygu beslemeyen insanın normal davranışıdır. ancak ortada şöyle bir durum vardı ki kendisinin inanmadığı o şey kitlelerin inandığı ve kutsal saydığı bir nesne olabilir. bu durumda inanmadığı şey için değil de o kitleye göstermesi gereken saygı için o "inanmadığı şey"e karşı saygılı olmak durumundadır.
aksi durumda kitleye saygısızlık eder... o yüzden her inanmadığı şeye saygısızlık etmek asıl gerizekalılıktır. saygısını koruması gereken toplumlar arasında yaşar aklı başında insan.
doğru sözdür. insan inanmadığına saygı göstermek zorunda değildir. insan, ancak insana saygı göstermek durumundadır. bir budist'e, bir marksist'e kimse budist yada markist olduğu için saygı duymak mecburiyetinde değildir ama insan olduğu için saygı göstermek zorundadır.
inanca saygı duymak ise büyük bir palavradır. insanı bir yana bırakıp siyah bir taş'ı kutsal belleyen bir inancın neyine saygı duyayım ki ben? yine aynı şekilde hristiyanlar baba - oğul ve kutsal ruh inancına sahiptir, ki bana göre bu da bir saçmalıktır. bu inanç islamiyet ile de çelişir. hristiyanlar hz muhammed'i peygamber olarak da kabul etmezler. bir müslüman bu şekildeki hristiyan düşüncesine inanmaz, inanmadığına saygı da göstermez, ki gösteriyorsa ya gerizekalıdır ya da müslüman değildir. bir insan inanmadığına saygı duymaz. lakin bir müslüman, hristiyan birine insan olduğu için saygı göstermekle yükümlüdür. "inanmadığına saygı göstermek" ile o "inanç sahibine saygı göstermek" farklı birer kavramdır. anlamayan dinci arkadaşlar evde kendi kendine alıştırma yapabilir.
küfür ve hakaret, dincilerimizin en sevdiği şeydir, ki bilgisizliklerinden paçavraya dönüştürüldükleri her ortamda küfür ve hakaret etmekten geri durmazlar, bu şekilde üste çıkmaya çalışırlar. bu günahı işlerken de yaratılanı severiz yaratandan ötürü geyiğini niyeyse unutuverirler.
şimdi birine ana avrat dümdüz giderseniz bu inanca yönelik değil ama insana dönük bir sapıklık olur.
şöyle ki; birine ana - avrat küfür ederseniz karşılık olarak size "asıl ben senin ananı - avradını s......" şeklinde cevap vereceği açıktır. işte bu akıl yürütme ile yola çıkıldığında, "aslında kendi annesine ve eşine küfür edilmesi arzusu içinde çırpınan birinin" bu açlığını gidermek üzere, öncelikle muhatabına küfür edeceğini ve gelen karşılık sonrası da bu amacına ulaşıp rahatlayacağını söyleyebiliriz. (bkz: geçmiş olsun)
28. yüzyıl önermelerinden biri. bir uludağ sözluk yazar itirafı. acayip bir iddia.
buradan yola çıkarak;
hindistan'a gidip inek tekmeleyesim, marksizme ve dahi birçok ideolojiye küfürler edesim, birine ana avrat dümdüz gidesim geldi be. (evet, anana avradına da saygı duymuyorum, niye duyayım ki?)