inançsız insan olmaz ölüm gerçeği orada dururken birşeylere inanmaksızın yaşamı sürdürmek mümkün değildir. zira ölüm filtre olmaksızın direkt bakılabilecek bir gerçek değildir. güneşe benzer uzun süre bakamazsınız. mutlaka filitrelemek gerekmektedir. inanmak yaşamın sürdürülmesinin temel dinamiklerinden biridir. gerçekliği olasılığı vesairesi tartışılsa da inanç insanın genlerine işlenmiş gizli bir kod gibidir. hatta biraz iddialı şekilde herkesin rabbı vardır buna bazısı allah der, bazısı insan, bazısı para, bazısı doğa mesele rabbınla kurduğun ilişkinin senin varoluşunu hayatını ne şekilde etkilediğidir diyebiliriz. inanmamak beyni ve düşüncesi olan insanın becerebileceği bir iş değildir. zira varlığını devam ettirmeye sürdürmeye çalışmak bir inancın sonucudur. birşeylere inanır beklersin bir an daha fazla yaşamak istersin sırf bu yüzden. sorunun şu yüzü de mevcut beğenmediğin tasvip etmediğin çeşitli sebeplerden ötürü önyargılar taşıdığın inançlara saldırmak onlardan bir şekilde intikam almak ve kendi inancını pekiştirmek için mesaj vermek isteniyor da olabilir. inanmanın bir ayağı da kuşkudur her ne kadar bu yönü çok ön plana çıkarılmasa da.
göz kulağa demiş ki ; " karşıdaki dağ ne güzel "
kulak yanıtlamış ; " duymuyorum ki, hani nerede o dağ "
inancın getirdiği mutluluğu her göz göremez, her kulak duyamaz.
