sıradan insandır.
bir insanın etike uygun davranıp davranmamasi o kişinin inancına değil kişiliğine bağlıdır ki inancı olup inançsız kişinin yapmayacağı şeyleri yapan kişiler de bunun kanıtıdır. yanlış anlaşılmasın da bu da benim düşüncem.
yoktur. illaki inandığı bir şey vardır, inandığı şey yaratıcı değilse başka bir şeydir...illaki salt din üzerinden konuşmaya gerek yok, mutlaka her insanın inandığı birşeyler vardır..
inançsızlığını sunuşuyla "inançlı" profiline yerleşen kişi, adam, ademoğlu, havvakızı.(ya da kendi kendine var olmuş, bilinç kazanmış hücre toplamı)
mavera, berzah, öte alem, metafiziksel olgular inançsızlığı bahsinde ise mesele; din, iman, allah, peygamber, kitap, cennet, cehennem mevsuzuna getirildiğinde "inançsızlığı kendisinedir" ölçüsünde ele alınmalıdır. ta ki, bunlara inanmadığını dile getiren kişi her fırsatta bu kavramların üzerine şiddetle ve ahlaksızca abanana dek.
çevremizde onlarca örneğine rastlayabileceğimiz bu kişiler, inançsızlıklarını küstah ve çirkef bir edayla dayatmaya dönüştürüp, kendisini meziyet saydığı bu pozisyon itibariyle yüceltip ötekileştirilmişe ise içinde bulunduğu çevrenin kendisi gibi olan çeyrek çakma münevverlerince bir zamanlar uydurulmuş sıfatları layık görmesiyle, aslında derdinin dünyayı sorgusuz sualsiz doyasıya yaşayın söylemine çekilebilecek yavşak hedonist eblehliğinden başka bir şey olmadığını göstermiş olurlar.
kendine başkasının(beğenmediğinin) yaptığı gibi bir daire çizmekten başka bir iş yapmamış kişinin, o alanın içerisinde cahilce olmayacak şeyler iddiasıyla ve onlarca çelişkiyle nefes alıp veriyor olduğu gerçeği gözle görülür şekilde önümüzde olduğu halde, sanki hayatın anlamını kavramış, tüm yanlış olanların doğrusunu fethetmişcesine züppe bir edayla birlikte, içinde bulunduğu ve dibe doğru kayarak düşmekte olduğu helezonik halt çukurunun görüş alanı darlığı nedeniyle bir parçası olduğu rezilliği görmesi zordur elbet.
dışarıda dinsiz, imansız, inançsız bir hayat var. bunun, bu geçmişin, şu an yaşananların bir sorumlusu olmalı. soru bu. ama sen hala din, iman, allah, peygamber derdindesin. sorgusuz saldırgan tutumunla yönetim biçimi ve konulmuş normlara yüklediğin mesuliyetsizliğe karşı çıkışa ilgisizliğin de bir başka çelişki, şirretlik ve riya meselesi.(nerenden tutsak çürümüşlüğün kopuyor, fakat hala bronz heykel havasındasın. (lan bırak bu işleri dürrük!) -sakince bitirebilirdim oysa hanuna going!-
inancım var diyip, her türlü pisliği yapan insandan daha değerlidir. inancı olmayan köpekse eğer; inançlı olduğunu savunan ve ona buna küfreden kişi, köpeğin sıçtığı boktur gözümde...
inanç: bir düşünceye gönülden bağlı olma durumu.
(tdk sözlüğünde inanç kelimesinin ilk karşılığı budur)
din çerçevesinde olaya yaklaşırsak inancı olmayan insan; inanılacak şeyi hep dışarıda arayan insanların, bir noktadan sonra edinmek durumunda kalma ihtimalleri olan insani sıfattır. herkesin bir tanrı'sı vardır (hatta bazıları tanrı yerine allah veya varlık sözcüklerini de kullanabilir), ve mühim olan insanın kendini bilmesi, tanımasıdır.
kapı gibi mevlana örneği dururken bunları yazmak
buza yazı yazıyor gibi hissettiriyor.
bahsedilen inanc tanrı inancı ise, cehennemde yanmamak için inananlardan; daha ahlaki olan insandır. tanrıya inancına güvenip 3 günlük dünyaya ya hiç bir katkısı olmayan insanlardan, daha yararlı insandır. inanananlar yada inandıklarını sanan insanlar tarafından hor görülen, aşşağılanmaya çalışılan insandır.
(bkz: dinde zorlama yoktur)
(bkz: atma recep din kardeşiyiz)
genelde inancı olmasına rağmen, inancının gereklerini yaşamayan zervevatın lakırtılarına hedef olmuş insanlardır. bu insanların muhatapları genellikle inancının lafazanlığını yapan, her bir boku bilen ikinci ligde bile oynayamayacak canlılardır. ben asıl böylelerinin yanması tercih ederim, etmekle kalmam izin verilsin iki odunda ben atarım.