biraz karmaşık bir durumdur. laikliğin inançlara saygılı olma gibi bir kaygısı yoktur aslında. çünkü laikliğin insanın inancıyla ilgili bir sorunu yoktur. olay gayet basittir. istediğin inanca sahip olabilirsin istediğine tapabilirsin. ama her kim olursan ol her neye taparsan tap onu ortak kamu alanına girerken dışarıda bırak der laiklik.
olması gerekendir.
şunu anlamak gerekir. türkiye , laiklik ilkesini de fransa' dan almıştı zamanında. aynen milliyetçilik ve cumhuriyetçilikte olduğu gibi.
yalnız sorun şu ki, türkiye' nin fransa' dan farkı, fransa' nın inançlarının kamu alanında dillendirilmesi mümkünken, türkiye' de diyanet işleri başkanlığı kurularak devletin dini kontrol altına alması istenmiştir. şeyh said isyanının nutuk' ta, ''aslında terakkiperver cumhuriyet fırkası doğu sekreterinin'' kurcukladığı oaly gibi gösterildiğini görürüz. mustafa kemal atatürk, rakiplerini tasfiye etmek ve gerçekten rahatsız olduğu cemaat kültürünü yenebilmek, dini bireylerin teker teker yaşadığı bir alan haline getirebilmek için bu yolu denemiştir.
kişi laik olmaz, devlet laik olur. seküler duruş vardır- bu ise kişinin dini inançlara uzak olmasıdır. kişi, seküler olabilir. laik devlet sekülerin de, müslümanın da, hristiyanın da hayat garantisini oluşturur. laik olmayan devlette, inançlara saygı yoktur. ammavelakin, ''ben çok laikim, aman da ben laikim'' diye caka atmamak gerekir. çünkü kişi laik olmaz, devlet olur.
ben laikim derken misal bir diyalog çizelim;
merve:
- ya hasan biliyor musun ben çok laikim.
hasan:
- ? nasıl bir şey o?
merve:
- ya işte diyorum ki laiklik işte ya, ona inanıyorum ben.
hasan:
- devlet misin kızım sen? nasıl bir felsefe, hayat görüşü laiklik?
merve:
- ya aslında laikliğe inanmıyorum ama bir duruş var... (uzar)
laiklik inançlara saygısızlık anlamına gelmediği gibi tam tersi, inanca ve devlet yapısına saygının oluşturduğu insani bir ilkedir.. yalnız çeşitli insanlar veya partiler tarafından saygı kelimesi ne yazık ki yalakalık anlamında kullanılarak ,hem ilke hem saygı anlayışı çarpıtılmaktadır..
anlatım bozukluğudur. laiklik zaten inançlara saygılıdır.
kafaları her türlü düşünceye kapalı bu durumju anlayamayan ve laik kişilere "laikçi" diyen arkadaşlara türban olayını da açıklamak gerekirse: laiklik ne türbana ne de islama karşıdır. laiklik kamuda olsun okullarda olsun, herhangi bir dini simgenin doğuracağı eşitsizlik ortamına ve dinin devlet ve insan ilişkilerine alet edilmesine karşıtır.
bizdeki hala hakim paradigmanın, kemalizm'in algıladığı, algılatmaya 'kastığı' laikliğe lüzum yoktur; zira onlarınki erklerinin bekâsının aracı, aygıtıdır... o halde inançlara saygılı laiklik bu ülke için henüz pek muhtemel değildir...