Bir grup gaflet icerisindeki insancigin, kibirlerine yenik duserek soyledikleri, tek basina anlam ifade etmeyen aciklamalaridir. Gerci bu soz yanina getirilen herhangi bir soz ya da cumleyle de anlam kazanmayacaktir. Bu nasil bir aymazliktir anlam veremiyorum. Tabi ki bir insanin istedigi siyasi lideri desteklemesi gayet normal bir durum. Mesela bir cok insan hitler hayranidir, biz onlara katil deriz. Bush hayrani insanlar vardir, onlara da katil deriz. Catsro'yu sevenlere komunist denir. Bahceli'yi sevene milliyetci, kilicdaroglu'nu sevene ataturkcu. Peki bu kadar yalanina, haramina, kufrune karsi hala bu adami ugrunda olecek kadar sevebilen insana ne denir? Kibirinizde bogulun.
gezi olaylarında olduğu gibi her türlü oyuna karşı başbakanın arkasında olan milyonların düşüncesidir. eninde sonunda adalet yerini bulacak, kim suçlu kim suçsuz ortaya çıkacak ve bunu da yine başbakan yapacaktır.
zeka dolu açıklamadır! öncelikle yemek isteyen yok. bu rüşvet olayında rte nin adıda geçmemektir! burda başbakanın yapması gereken temiz toplum adına davranışlar sergilemesidir. yolsuzluk yapanı savunuyorsa bu işin ortağı olur.
savunmanızı sevsinler, sanki tayyip amerikan uşağı değil...
siz destekleseniz de desteklemeseniz de tayyip düşecek, hem de onu getirenler tarafından...
bir de tanımdaki ifadeye bak;
müslüman anadolu halkı erdoğan'ın arkasındaymış. müslüman anadolu halkı da ne!!! ben öyle bir halk tanımıyorum. müslüman anadolu halkından(!) destek görebilir (her kimler ise), ama müslüman türk halkından asla!!! muhtemelen tayyip destekçisi ezik bir irticacı kürtçü haykırışı!!
daha sıkı yapışın ki giderken sizleri de sürüklesinler.
bunların yedikleri hurmalar, sizler gibilerin alınan canlara, gaspedilen yetim hakkına, çocukların çalınan geleceklerine tutuğunuz alkışlar yanınıza kalmasın. en dip köşedeki satılık böcek bile takipten ve gazaptan kurtulamasın...
daha sıkı yapışın, inatla tutunun ne olur allah aşkına
1854 yılına kadar borç istemenin onur kırıcı olduğu düşünüldüğünden ve borç istenen ülkelerin Osmanlı yanlısı görünmek istememesinden borç alınamamıştır. Bu dönemde 1783'de Fas, 1788'de ise Cezayir ve Tunus borç vermeyi kabul etmemiştir.
1854 yılında Kırım Savaşı başlangıcı'nda ingiltere'den 200.000 Sterlin alınmıştır. Bu Osmanlı imparatorluğu'nun bilinen ilk borcudur.[1]
1854-1875 döneminde 15 sözleşme ile 127 Milyon Lira borç almıştır. Toplam Borç 239 Milyon Lira olmuştur.
1876 yılına dek almış olduğu borçları ödemede sıkıntıya düşen Osmanlı imparatorluğu borç ve faizlerinin ödemesine, 1876 Nisan ayında son vermiştir.
Muharrem Kararnamesi ile 20 Aralık 1881’de dış borçların miktarı indirilmiş, ödeme koşulları yeniden düzenlenmiştir. Muharrem Kararnamesi’nin 15. maddesine göre, Osmanlı imparatorluğu’nun dış borçlarını ödeyememesi sonucu, borç ödemelerini güvence altına alacak olan vergi kaynaklarının toplanması ve denetimi işlevini yürütecek olan Düyun-u Umumiye’ye bırakılmıştır.
1914 yılında savaş patlak verdiğinde Osmanlı Devleti’nin dış borcu kısa vadeli borçlar
Dış borçlar, Osmanlı Devleti çöktükten sonra, Osmanlı topraklarında kurulan devletler arasında paylaştırıldmış ve en büyük borç yükü Türkiye'ye verilmiştir. 1925 yılında Osmanlı borçlarının %67’sinin Türkiye tarafından ödenmesi kararlaştırılmıştır. Türkiye’nin payına düşen 107,5 milyon altın Osmanlı Lirası tutarındaki borcun ödenmesi için Düyun-u Umumiye idaresi ile 13 Haziran 1928 tarihinde Paris’te bir anlaşma imzalanmıştır.
Türkiye Düyun-u Umumiye' ye olan borcunun son taksitini, ilk dış borcun alınmasından tam bir yüzyıl sonra, 25 Mayıs 1954' te ödemiştir.
kaynak: vikipedia.
evet abdülhamitten sonraki en büyük liderdir. ama ne hikmetse abdülhamitin borçlarını cumhuriyet çocukları ödemiştir.
tamam başlığı açan troll'ü yapıştırmış orda hiçbir sıkıntı yok fakat sonradan destekleyen yazarları ne yapacağız? be kardeşim, gözünün önüne serildi o paralar, senin vergin o! varsa çocuğunun rıskı, "şunu almayayım da şimdi vergiyi ödeyeyim" dediğin çevre vergisinden kesildi o para. ananın babanın kefen parasından gitti be dimağı noksan... ideoloji uğruna götümüzdeki donu memnuniyetle verdiğimiz bir ülkeye döndük, herkes kafayı yemiş arkadaş.
anca inadına olabilecek bir hareketi elbette inadına yapmaktır. akla mantığa ve vicdana dayanarak yapılabilecek iş değil. anca inadına, farklısını beklemiyoruz sizden zaten ak hırsızlar.