ira ile alakaları olmadığı halde polisler tarafından sorgulanıp zorla suçları itiraf ettirilip hapise atılan baba ile oğlun hikayesi. daniel day lewis inanılmaz bir metod oyunculuğu sergilemiş karakterine yaklaşımı ve derin bir şekilde ona bürünüşü gerçekten inanılmaz bir yetenek.
tarihi, biyografik filmlere ilgiliyseniz kaçırmayın daniel day lewis izlemek istiyorum diyorsanız hiç kaçırmayın.
guiseppe'nin ölümünden sonra hapishanedeki herkesin gazete parçalarını yakıp dışarı attığı bir sahne vardır. sinema tarihinin en başarılı duygu yüklü sahnelerindendir belkide o sahne. ayrıca daniel day lewis'in serbest kaldığını duyunca mahkemeden masalara basarak koştuğu sahne karizmasının tavan yaptığı andır.
an itibariyle bitirdigim ve imdb top 250 de yuzden fazla film izlemis bu bunyenin favori filmi olan asmis film. Sen insanmisin daniel reis sana 10 oscar bile az. 94 yilinda kim oscar kazandibilmiyorum ama academy kesinlikle 2-3 sene once odulu verdik,gecen senede de adaydi buna vermeylim demisler baska bir aciklmasi yok.
hayatımda izlediğim en sıkı filmlerde ilk 5'e kafadan giren film.
kafa dağıtayım, şöyle çıtır bi film açayımda izleyeyim diye bu filmi açarsanız, ekrana mıhlanırsınız, bi süre başka film izlemek istemezsiniz.
düşündürür yani, kafa açar.
bi de based on a true story mevzusu var ki...
akıllara zarar.
esasen ülke olarak çokta uzak değiliz bu mevzulara.
izleyin mutlaka.
siyasi içerikli ama siyasete girmeyen, duygu içerikli ama dugusal, romantik olmayan kısacası tam tadında güzel bir film. filmde otoritenin bir an önce suçluları bulma ve toplumu yatıştırma psikolojisi ile hareket ederek yakaladığı insanları ve bir aileyi yok edişi anlatılır. filmde asla ira sevimli çocuk olarak gösterilmemiştir. aksine bütün yaşananların sebebi olduğu belirtilmektedir.
oyunluk hakkında konuşulacak çok fazla şey yok. daniel day lewis için, irish accent için bile izlenir.
gerçek bir hikayeye sahip mutlaka izlenmesi gereken bir film. evini terk eden gerry conlon bir hippi komününe katılır. ira tarafından yapılmış bir bombalama eylemine karıştığı iddiası ile kendisinin, arkadaşlarının ve babasının suçsuz yere hapse atılmasını ve aynı hücreyi paylaşan baba-oğulun yıllar süren mücadelesini anlatıyor kısaca film. ingilizlerin kokuşmuş adalet sistemini ve baba oğul arasında ki dramı muhteşem anlatıyor film. Filmin en güzel yanlarından biri duygu sömürüsü yapmaması. jim sheridan şimdi maalesef kötü filmler yapsa da geçmişte çok iyi filmler yaptı. pete postlethwaite en az daniel day-lewis kadar süper oynamış. ikisi de muazzam aktörler.
dünya üzerinde hiç bir yerde adalet sisteminin işlemediğine bir güzel bir örnek verip, gerçek olaylara dayanan iyi bir film . genel olarak bir baba oğul ilişkisi üzerine kurulu. bir babanın fedakarlığını anlatıyor olmasına rağmen bir davanın gölgesinde kalıyor; babasının tabiri ile Gary bırakın annesine kendisine bile bakacak olgunluğa sahip olmayan bir yetişkin. Gary`e göre de babası oğlunu başarılı olduğu zamanlarda asla takdir etmemiş ama ne zaman bir belaya bulaşsa peşine düşmüş ve her konuşmasında nasihat verip özlü sözle bitiren sevgisiz bir baba. Ama görüyoruz ki aslında düşündüğü gibi değil belki de çoğumuzun yaşadığı gibi sadece duygularını belli edemeyen bir baba. kötü işler yaptığında peşinde olması ise onu kurtarmak için aslında peşinde değil arkasında olması; zaten daha filmin başında Gary hırsızlık sonrası yakalanınca bacağından vurulacakken babasının araya girip kurtardığını görüyoruz. işte filmde buradan başlıyor yine sorumsuz ve dalgacı oğlunun arkasını toplamak zorunda kalan Guiseppe oğlu ile birlikte işlemedikleri bir suçtan ötürü hapse mahkum edilip çatışan iki karakter aynı hücreyi paylaşıyorlar.
Uzun yazdım bu yüzden kusura bakmayın; yazmamın nedeni internette filme genel olarak bir dava filmi olarak bakılmış ve yorumlanmış olması ama dava ve dava süreci filmin sadece tuzu biberi, üzerinde aman aman bir detay olmadığından mahkeme filmi beklentisi içerisinde olanları hayal kırıklığına uğratabilir.