in the mouth of madness

    10.
  1. saçma filmlerin kült olma geleneğinin örneklerinden. basit, saçma, dönemine göre zayıf efektler ve kötü senaryonun birleşimi...
    5 ...
  2. 5.
  3. h p lovecraft kuyruklu yıldızı john carpenter gezegeninin bu kadar yakınından geçince muhteşem bir korku kültü de kaçınılmaz oluyor. her izlediğimde yine "lan?!" diye kalıp, ürperirim. rüya içinde rüya sahnesi falan, ayrı güzel.
    küçük bir ayrıntı; filmin başında, hastanede çalan şarkı bizim meşhur the carpenters'dan olmasın mı?
    2 ...
  4. 2.
  5. ilk seyrettiğimde yaklaşık 13 yaşındaydım. şimdi 24 sayılırım. her sene temiz bi kere izlemişliğim olmasına rağmen, hala beni en çok tırstıran ve de geceyarısı tek başıma sittim seni yalnız izlemeyi götümün yemediği ilk ve tek film. hele geceyarısı otobandaki o bisikletli, ne olduğu belli olmayan beyaz şey yok mu!! of of of
    1 ...
  6. 4.
  7. 8.
  8. şöyle bir muhteşem soundtracke sahip john carpenter filmi...

    http://www.youtube.com/watch?v=ZjcEzEUiTSo
    1 ...
  9. 9.
  10. çok korkunç bir filmdir. hala hatırladıkça korkarım, ya gerçekten öyle bir dünyada yaşıyorsak.
    0 ...
  11. 7.
  12. birçoğumuzun çocukluğunda derin izler bırakmış bir filmdir. star tv pazar kuşağında yayınladıydı galiba. çok korkunçtu.

    (bkz: hayatı korku filmi tadında yaşamak)
    0 ...
  13. 12.
  14. john carpenter'ın bir korku filmi. sam neill'in muhtesem oyunculugu dışında pek bir artısı olmayan vasat film. Carpenter filmlerini severim ama bu olmamış.
    0 ...
  15. 11.
  16. en izlenesi korku filmlerinden biridir, başarılı kurgulanmıştır.
    0 ...
  17. 14.
  18. Lovecraft ve Stephen King'in temalarını ortak işleyen bir Carpenter filmiymiş. Açıkçası ben Stephen King hiç bilmediğimden ötürü Lovecraft açısından değerlendireceğim.

    Film genel olarak Lovecraft'ın etmenlerini kullanarak oluşturulmuş. Old Ones var, kozmik sayılabilecek bir korku ögesi hakim, bilinmezlik asıl merakı yaratan şey ve insanı yavaş yavaş delirmesine sebep olan bir takım etmenler. Lovecraft eserlerinde işlenen temalar bunlar.
    Doğrudan bir hikayeden alınmaktansa üzerinden tekrar bir sos ile geçilmiş farklı bir tat katılmış filme. Ha çok lezzetli mi derseniz, açıkçası bence o kadar da değil.
    Sutter Cane'in isminin de fonetik olarak Stephen King'i andırması da ayrı bir nokta.

    Bu tarz hikayeleri seviyorsanız, dönemin şartlarını da düşündüğünüzde sizi üzmüyor, keyifli vakit geçirtiyor.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük