imralı adası'nın aslında tarihi önemi çok büyüktür. Osmanlı imparatorluğu'nun marmara'da fethettiği ilk ada olması bakımından önemlidir. 1924'e kadar da yunanlılar yaşadı. Bu kişiler lozan antlaşması'ndaki nüfus mübadelesi gereği yunanistan'a gönderildiler ve ada 1935 yılına kadar boş kaldı. O yılda ise ülkemizin ilk yarıaçık cezaevi kuruldu.
Yassıada yargılamaları sonucu idam cezasına çarptırılan dönemin başbakanı adnan menderes, dışişleri bakanı fatin rüştü zorlu ve hasan polatkan burada idam edildiler. Naaşları da 1990 yılına kadar burada kaldıktan sonra, anıtmezarlara taşındılar.
Adadaki cezaevinde cezasını süren mahkumlar ise tarımla uğraşıp bir yandan üretime katkıda bulunurlarken, bir yandan da cüzi de olsa belli bir ücret kazanıyorlardı.
Sene 1999... Abdullah öcalan bir şekilde yakalandı ve türkiye'ye getirildi. Kaderin cilvesidir ki, ülke başbakanın idam edildiği ada, bir terörist başı için tatil köyünden farksız hale getirildi. Zira tüm mahkumlar adadan tahliye edildi ve birdenbire ıssız adaya düşmüş şanslı bir insan gibi yaşamaya başladı öcalan...
Ülke başbakanın asıldığı adada, terörist başı krallar gibi misafir ediliyor, bir dediği iki edilmiyordu. Katakulliyle idam cezası da kaldırılmıştı zaten...
Sene 2009... Adada yalnız oynamaktan sıkılan öcalan'ın yanına benzer suçlardan hüküm giyen 8 kişi daha nakledildi. Halbuki 3 kişi daha nakledilse belki 6'ya 6 halı saha maçı yapabilirlerdi ama şimdilik 4'e 4 minyatür kale maç yapıyorlar ve dönüşümlü olarak aralarında bir kişi hakem oluyor.
2008 yılında açıklanan bir rapora göre, öcalan'ın günlük masrafı 11000(onbir bin) türk lirası idi. O tarihten sonra da bir açıklama görmedim. Şimdi ise onlar orada 9 kişi ve devlete olan masraflarını varın siz düşünün.
Tatil köyü dememin sebebi ise, türkiye'deki hiçbir hapishanedeki hiçbir mahkumun sahip olmadığı imtiyazlara sahip olması. Demek ki ömür boyu cennet gibi bir adada beleş tatilin yolu, bebekleri öldürüp 13-15 yaşındaki kızlara tecavüzden geçiyormuş, bunu da öğrendik...
Aslında bu yazıyı yazmayacaktım ama ilker başbuğ'un tutuklanmasına istinaden yazdım. Yakında kenan evren ve hurşit tolon'la beraber imralı'ya giderlerse şaşırmamak gerekir. Garipler minyatür kale maç yapmaktan sıkılmış...
