kalın oludugu için bitiremeyeceğimi dusunduğum ama basladiktan sonra elimden bırakamadiğim adeta "su" gibi akıcı ,okurken olasılık,istatislik fizik, psikoloji gibi dallarda bişeyler kapabileceginiz ,herkese siddetle tavsiye edilesi kitap.
ilk baskısını nisan.2006'da yapmasına rağmen nedense şu sıralar herkesin okuduğu kitaptır. filmi mutlaka çekilmelidir. david caine rolü için nedense keanu reeves'i ajan nava rolünede uma thurman'ı layık gördüğüm yönetmenlik koltuğunda da quentin tarantino'yu otuturacağım film adayı kitap. **
okunması gereken bir kitap. Elimden az önce bıraktım. bırasanız sabaha kadar okunacak. ANcak;
1. Bilinmeyen teknik bir çok sözcük var. Birçok kişi anlamayabilir. Fizik veya kimyadan anlamak gerek.
2. Dan brown'u hatırlattı. DA vinci şifresi gibi.
gibi şeyler birer eksiklik olarak göze çarpmakta.
caine tedirgin bir şekilde havayı kokladı. hava serin ve sterildi; yani hafif bir alkol kokusu vardı. ellerinin altındaki kolalı çarşafı hissedince bir hastanede olduğunu anladı. gözlerini yavaşça açtı, dünyayı çarpık çurpuk göreceğinden korkuyordu. ama herşeyi olduğu gibi görüyordu. gerçi lenslerini takmadığı için görüntü biraz bulanıktı. elini kaldırıp şişmiş gözlerini ovuşturmak isteyince elinin üstünde bir katater olduğunu gördü. elinin üstündeki iğneye bakarken sanki bu olayı daha önce yaşamış gibi hissetti kendini; sanki daha önce de bu yatakta uyanmış ve aynı şeyleri düşünmüştü.
ismine bakıldığında kişisel gelişim vb. konulu bir kitap sanıldığından dolayı pek çok potansiyel okuyucusunu kaybettiğine inandığım kitap. ancak kitabı anlatacak daha iyi, daha vurucu bir başlık bulunabilir miydi bilmiyorum.
Ortasına doğru temponun tavana vurduğu kitap.Sinema filmi çekilse de olur çekilmese de ; çünkü okuyanlar kendi filmlerini kafalarında çekiyorlar.Nedense bana lost dizisini anımsattı.*
birinci baskısı nisan 2006'da çıkan kitap. matematik öğrencilerine, kumarbazlara, gerilim düşkünlerine, okuyan herkese şiddetle okunması tavsiye edilebilir nitelikdedir. arkasında, bitirmek için yarını başkasına anlatmak için bitirmeyi beklemeyeceksiniz der.
--- spoiler ---
gelin olasılıktan söz edelim.ilk önce, olasılık dediğimizde en sık akla gelen çelişkilerden, piyangodan söz edelim.
amerika'daki en büyük piyangoyu, powerball'ı kazanabilme olasılığı 120.000.000'de bir dir. powerball'ın ilk oynanmaya başlandığı 1997'den beri elliden fazla insan bu olasılığı alt üst ederek büyük ikramiyeyi kazanmıştır. onlar bu gezegendeki en şanslı, en zengin insanlar arasındadırlar. onlardan nefret ederim ama konumuz bu değil.
şimdi de düşük-olasılıklı bir olaydan söz edelim:dünyaya dev bir göktaşı çarpacak ve uygarlık yok olacak. jeofizikcilere göre her yıl bunun olma olasılığı milyonda bir.
insanoğlunun atalarını da hesaba katarsak, yedi milyon yılı aşkın bir süredir bu gezegende varlığımızı sürdürdüğümüze göre, bir göktaşının bu güne kadar bizi yok etmiş olma olasılığı yüzde yedi yüz. yani anlayacağınız, bir kere değil, yedi kere ölmüş olmalıydık şimdiye.
ama çoğumuzun bildiği gibi, insanoğlunun yazılı tarihinden bu yana yok olmadık.
ne demeye çalışıyorum sizce? bir gök taşı bizi yok edecek demeye çalışmıyorum. düşük olasılıklı olaylar hakkında bir yorumda bulunmaya çalışıyorum, kıssadan hisse şudur: her an her şey olabilir.
--- spoiler ---
kimileri için bir solukta bitirilen kimileri içinde okunmadan rafa kalkmış kitap.ilk yarısında neyin ne olduğunu çözmeye çalışırken ikinci yarısında bir aksiyon filmi izler gibi oluyorsunuz.kimine ne kadar doğru geldi bilemem ama kitabı okuduktan sonra, bunları yaşadım diyen kişi çok. çünki olasılıklar gerçek o "ses" gerçek.bu cümle kitabın etkisinde kalınarak yazılmış bir cümle değil yaşam testi ile sabitlenmiş bir cümle. belki defalarca duymadınız o sesi belki anımsamıyorsunuz belkide daha var duymanıza ama her insan bir gün duyuyor. hangi şıkkı işaretlemeniz gerektiğini,hangi yolun kestirme olduğunu, çekip gitmenizi yada kalmanızı illede bir gün o tavsiye ediyor.
'Bir bilgisayar olsa ve evrendeki her atomaltı parçacığın durumunu bilse ve bilgiyi işleyebilecek güce sahip olsa işte o zaman olasılık diye bir şey olmaz ve gelecek bilinir' cümlesini konu alan güzel bir roman.
ilk çıktığında okuduğumuz, biz ilk okuduktan*bir buçuk sene sonra türkiye' de liste başı olan kitap. demek ki olay yayınevinin satış stratejisinde. baştaki ilk yirmi sayfayı saymazsan olasılık hesabı ile ilgili pek bir şey söylemez. geri kalanı dan brown tadında bir roman işte. kolay okunur, heyecanlı, sürükleyici falan. "anaaa dan brown takma isimle kitap yazmış lam!!!" dersiniz rahat rahat.
çok da bok atmayatım allahı var okutuyor kendini.
filme uyarlandiginda ortalama insanlara oykuyu daha rahat anlatabilmek icin olasilik kuraminin ciddi sekilde budanacagi ve tum tadinin yok olacagini dusundugum kitap. Zaten okuyunca gozunuzun onunde tum karakterleri, planlari, sahneleri tam bir netlikle canlandirabiliyorsunuz. Baskasinin zihnindeki Caine'in benimkinden baska bir tipte olabilecegini hic sanmiyorum.
çok zekice yazılmış, harika bir kitap. ilk sayfalarda farklı karakterler üzerinden gitmektedir hikaye ama kitabın ortalarına geldiğinizde artık hikayenin içindesinizdir. kitabı kapayıp kenara koyduğunuzda bile devam etmektedir sanki hikaye. o kadar sürükleyici, o kadar güzel kurgulanmış bir hikaye işte. üstelik bir çok gerilim-polisiye-macera romanının aksine hikayeye yakışan harika bir finali var bence. okunmalı, okutulmalı.
13 yaşındaki kardeşimin çok kısa sürede okuyup bitirdiği kitap.
artık nasıl yazıldıysa kafasını kaldıramamıştı,sayfaları ardı ardına çevirip en sonunda da abi diğerini * de alalım diyerek kelimelerin düş dünyasından uyanmıştı.
çok çok başarılı kitap. özellikle jasper'ın toplu bilinç altını anlatışı çok iyiydi. heisenberg'den determinizme ordan evrim teorimine, laplace'a kadar gitmesiyle bilimin bir romanda ne kadar yer alabileceğini göstermiştir. helal olsundur.
oldukça keyifli, olasılığa ve kuantum fiziğini giriş niteliğinde kitap. ancak bu kadar bilimsel terimi roman havasına yedirerek çok başarılı biçimde sunuyor okura.