Birinci Dünya Savaşı kıvılcımını ateşleyen suikastin ardından Franz Ferdinand’ın üniforması ...
O anı hatırlamak üzere tarihte kısa bir yolculuk yapıp vakayı başlıkları ile inceleyelim.
1848 devrimlerinden beri kaşınan milliyetçilik akımı Balkanları kaynayan bir kazana dönüştürmüştü. Bir yandan Rusya’nın Balkanlardaki tutumu, bir yandan ingiltere’nin Almanya ile Osmanlı arasında bir tampon bölge isteyişi, diğer yandan da Güney Avrupa’dan vazgeçen ama Balkanlardan asla vazgeçmeyen Avusturya’nın hamleleri, Balkanları olay mahali haline getirmişti.
Tam da gerginliğin hat safhada olduğu böylesi bir dönemde Avusturya – Macaristan imparatorluğu’nun varisi, imparator Franz Jozef’in yeğeni Arşidük Franz Ferdinand, imparatorluk bünyesine yeni katılan Bosna Hersek eyaletine yaptığı bir resmi ziyaret sırasında 28 Haziran 1914’te saat 11:00’da Saraybosna ilinde arabası içerisinde seyahat ederken Sırp Milliyetçisi Gavrilo Princip tarafından düzenlenen suikast neticesinde öldürüldü.
Bu denli bir olay Avusturya-Macaristan için de, uzun zamandır süregelen ve rahatsızlığı her geçen gün artan Sırbistan problemini ortadan kaldırmak için de bir vesile oluşturmuştu.
Bunun üzerine Avusturya – Macaristan imparatorluğu Rusya korumasındaki Sırbistan’a savaş açmak için gerekli tüm ön hazırlıkları ve planları yaptıktan sonra ültimatomu verdi. Tabi ki Avusturya Macaristan’ın sunduğu talepler Sırbistan tarafından kabul edilmesi mümkün olmayan taleplerdi, Avusturya Macaristan, sunduğu talepler ile bir nevi Sırbistan’ın iç işlerine müdahale hakkı istiyordu. Sırbistan bu talepleri kabul etmedi.
Avusturya Macaristan da tam olarak Franz Ferdinand’ın öldürüldüğü günün bir ay sonraki gün ve saatinde 28 Temmuz 1914’te saat 11:00’de Sırbistan’a savaş ilan etti. Dört gün sonra da 1 Ağustos 1914’te Sırbistan’ı koruma altına almayı taahhüt eden Rusya, ordularını harekete geçirdi. Nitekim, Rusya’nın Avusturya’ya müdahale etmesi bölge düzeni ve II. Wilhelm dönemi ittifak politikası neticesinde Almanya’yı da savaşa dahil etti. Aynı gün hem Almanya, hem de Rusya birbirlerine savaş ilan etti.
Bu savaş ilanı, Avrupa’da güçlü bir Almanya istemeyen ve 1870 yenilgisinin sonuçlarını tersine döndürmek isteyen Fransa’ya da bahane oldu ve iki gün sonra 3 Ağustos’ta Fransa, Almanya’ya karşı ordusunu hazırlamaya başlayınca Almanya da Fransa’ya savaş ilan etti. Nitekim, olası bir Alman-Avusturya ittifakında Almanya’dan başlayıp Basra’ya kadar kesintisiz bir hat oluşabileceğini öngören ingiltere, sömürge yollarındaki tehlikeyi ve sanayileşen Almanya’nın kendisine ekonomik tehdit oluşturduğunu da hesaba katarak Almanya’ya savaş açtı.
En nihayetinde, 1871’de Almanya’nın birleşmesini sağlayan Bismarck'ın 1888'de sarf ettiği "Bir gün, Balkanlardaki saçma bir şeyden dolayı büyük bir Avrupa savaşı çıkacak" ifadesi gerçek olmuştu.
öncelikle, franz ferdinand, avusturya-macaristan imparatoru değil, imparatorluğun prensidir. arşidük franz ferdinand'dır yani. saraybosna'da sırp millyetçileri tarafından boynundan vuruldu. iki el ateş edildi. diğer mermi de, ferdinand'ın eşi sophia'ya isabet etti, kadın hamileydi mermi de tam karnına isabet etti. yani o gün sırp milliyetçisi princip denilen adam (kendi de verem hastasıydı zaten 4 sene sonra o da nalları dikti) 1 kişiyi değil aslında aynı aileden 3 kişiyi katletti.
gerisini de biliyorsunuz, avusturya-macaristan imparatorluğu sırplar'a savaş açtı, rusya "vay efendim sen misin sırplar'a savaş açan" deyip avusturya-macaristan'a, rusya onlara savaş açınca almanya'da rusya'ya, ingiltere "lan bensiz savaş olur mu ibişler" diyerek almanya'ya, fransa da "ingiltere varsa ben de dalarım" diyerek almanya'ya, amerika da ta ebesinin nikahından "biz de ingiliz sayılırız lan ingilizce konuşuyoz" diyerek (bunu ben uydurdum ama onlar da savaşa dahil oldu bir şekilde) yine almanya'ya savaş açtı.
ya arkadaş, o değil de biz bu savaşa çok pisi pisine girdik, olayla alakamız bile yok. şerefsiz almanlar, gemilerine türk bayrağı çekip rus limanlarını bombaladığı için durduk yere savaşa dahil olduk. niye o zaman çıkıp "lan biz bombalamadık bizim olayla alakamız yok" deyip savaşa girmeden sıyrılmamışız çok uyuz oluyorum düşündükçe. olması gerekiyormuş demek ki. yapacak bir şey yok. türkiye cumhuriyeti'nin kurulması için gerekliymiş demek ki...