bazen yolda yürürken rastlariz, bazen en yakinimizda bulunabilirler. "bu ikisi bir araya nasil gelmis?" diye düsünürüz. kendi basimiza geldigi de olmustur, pedini saga sola birakan bir kadin ya da televizyondaki futbol maçini seyrederken daha önce hiç duymadiginiz küfürler eden bir adam. aman allahim?" dersiniz. ama olmustur bir kere. her askin olanaksiz bir tarafi vardir gerçi, çogunlukla bunlari görmemeyi yegleriz. ama bu olanaksiz taraflar bazen o kadar agir basar ki, askin hem kaynagi, hem iddiasi, hem motorize gücü, hem de terminatörü olurlar.
yeteri kadar sevilmemiş, zaman ayırılmamış, saygı duymamış ve gerçekten de yeteri kadar inanılmamış yoğun ve ağır duygu.
...imkansız olan insanın imkansızı düşünememesi dir. aşkı yaşaması değil...
bazen yolda yürürken rastlariz, bazen en yakinimizda bulunabilirler. "bu ikisi bir araya nasil gelmis?" diye düsünürüz. kendi basimiza geldigi de olmustur, pedini saga sola birakan bir kadin ya da televizyondaki futbol maçini seyrederken daha önce hiç duymadiginiz küfürler eden bir adam. aman allahim?" dersiniz. ama olmustur bir kere. her askin olanaksiz bir tarafi vardir gerçi, çogunlukla bunlari görmemeyi yegleriz. ama bu olanaksiz taraflar bazen o kadar agir basar ki, askin hem kaynagi, hem iddiasi, hem motorize gücü, hem de terminatörü olurlar.
i)Hiçbir zaman oluşmamış duygu durumu.
ii)Karşılık bulunamayan aşk için kullanılan yanlış ifade.
iii)Attila ilhan'ın "Ben Sana Mecburum" kitabındaki bir bölüme verdiği isim.
aralarında dünyalar olan insanlardan aptal olanının içine düştüğü aşktır.
"düşlerimde seviştiğim hayaline öyle bağlandım ki artık başka birinin adı bile yabancı bana
bilmiyorum bu işin sonu ne olacak
biri demişti çok eskiden seni hayal ediyorum öyle seviyorum eşimi
aynı şey başıma gelir diye ölesiye korkuyorum şimdi
oysa o zaman o cümleyi kurana yarım gülmüştüm acırcasına sevmiyordum ya
tok açın halinden ne anlar
seni severken başka birinin olmak mümkün mü
seni severken...
sen hep başkasın diyorsun ya
yokluğunca eksiliyor kalbim yerinden
yokluğunca azalıyorum
ben hep başkayım senin gözünde nerdeyim bilmiyorum
kimler var gözünün içinde
kimleri koyuyorsun yüreğine
kimler yatağının misafiri
ben yokum hiç olmadım olmayacağım yanında
teninin kokusu sarmaşık gibi sarılsa bedenime
bu zehirli aşk beni bırakmaz biliyorum sonum olur
biterim biliyorsun
yeminime senin adını koydum
bozarsam adını yinelerim tutar mı tutmaz duam
seviyorum seni bu benim sonum
bekliyorum hiç gelmeyecek günü
bekliyorum sabahı bekliyorum
doğmuyor şafak vaktim doğsa
düşlerimde seviştiğim hayaline öyle bağlandım ki artık başka birinin adı bile yabancı bana
bilmiyorum bu işin sonu ne olacak
biliyorum sonum olacak korkmuyorum."
imkansız olduğunu bile bile yine de kalbine söz geçiremediğin aklını onu düşünmekten alamadığın farkında olmadan aşık olmaktır. kendinle hesaplaşmak direnmek dur demek için çabalarsın fakat o an için hiç bir şeyin fayda etmediği sadece zamanın gerektiği durumdur. kötüdür fakat atlatılamaz değil.
müziklerime bakarken denk geldiğim ve unutamadığım eski anılarımı iyice depreştiren, sözleride, müziğide güzel olan dizi için yapılmış ama diziden daha fazla meşhur olmuş şarkı.
guzeldır sessız sakın sevmek.havdan sudan bıle olsa gozlerıne bakmadan saatlerce konusmak.o sana yakınlastıgında kalp atıslarının hızlandıgını tek basına hıssetmek guzledır.ve her sey bu kadar kolay gıbı gorunurken her seyın ımkansız oldugunu da bılmek hıc de kolay degıldır.
zordur ıste ımkansız aşk.
bu aşkı yaşicağın zamana kadar tutunduğun umut kelimesinin içini boş görmeye başlarsın, kimselere söyleyemezsin, onların yorumlarının seni daha fazla incittiğini görürsün, beklersin beklersin beklersin, geçen zamandır, herkes gibi hayallarin olmayabilir ama seviyorsundur, seviyorsunuzdur, kaç çocuğumuz olmalı, adları ne olmalı diye hayalleriniz yoktur, geçen zaman sevginizi çoğaltığı gibi hüznünüzüde çoğaltır, sonu mutsuzluktur, birlikte olduğunuz zamanların toplamı kadar mutsuzluk.
bebegim yetmez ki bir aşk
ısrar etme
benim efendim aşk
yönetir o beni
ben ona köle
eğer anlıyorsan, razıysan
hazırsan
o zaman paylaşalım, gel
hadi imkansızı bir dene
ele avuca sığamıyorum
hiç bir sey için söz veremem
yere göğe uçuyor, kaçıyor
kalbime ben bile hükmedemem
bana güvenme sakın.
sabıkam ihanetten
ne sen çal hayatımdan
ne ben seninkinden
belki sevgilisi vardır, hatta sizin de sevgiliniz vardır. ama ikinizin de ilişkisi son demlerini yaşamaktadır. bir de üstüne arkadaşsınızdır. senelerdir arkadaş ortamında beraber oturup beraber kalkmışsınızdır. şimdi ona aşık olduğunuzu söyleseniz herkes yanlış anlayacaktır. onun size olan ilgisini ise içten içe farkedersiniz ama ne siz ona bir adım yaklaşabilirsiniz ne de o size...
imkansızdır, gerçekten imkansızdır...
olması için bir çok insanın kalbinin kırılması gerekir bu yüzden imkansızdır, içinizde yaşarsınız belki söner, belki de alevlenir gider...
günümüzdeki aşk prototiplerine şöyle bir yüzeysel biçimde bakıldığında bile, imkansıza yakın olduğu aşikar olan aşk.
her ne kadar, genellemelerden uzak kalınmalıysa da, özellikle ne aradığını bilmeyen, ve el ele tutuşup, ''içinden desteklemeyen'' ve ''desteklemeden''(!) seni seviyorumları sıralayan kızlarla, iki adet soğuk meme peşinde koşan erkeklerin ortaya koyduğu aşk şekilleri midemi bulandırmaktadır. leyla ile mecnun un da kemikleri sızlıyordur şimdi.
yine de, kimi zaman imkansız kelimesini yerle yeksan eden aşklar da yok değildir. kilometre, mezhep, ırk, dil, din, cins dinlemez; kendisini yeryüzünün her köşesinde kabul ettirir. ona lafımız yok tabii ki.