dertsiz tasasız okula gitmediğim evde babaannemle mutlu mesut yaşadığım yıllar... sorumluluk yoktu dünya daha bir güzeldi çiçeklerin kokusunu aldığımda daha fazal mutlu oluyordum geçen bir uçağı gördüğümde bir şey başarmış gibi seviniyordum.
üniversiteye kayıt yaptırıp istanbula geldiğim altı ekim 2001 gününe dönmek isterdim. istanbul üniversitesinden kurtulmak için tekrar sınava hazırlanmaya başlardım ya da okulu bırakırdım.
15-16 şubat 2011 itibariyle melankolik takılmamın ardından; şubat ortasıyla başlayan ve okul hayatımın gittikçe kötüleştiği son 4 aydır.
ardından yaz okuluna kalıp, ders bırakmak için neredeyse deli gibi çabaladığım son 1 aya da dönmek isterdim.
son 1 senede de tanıdığım, tüm saçma sapan kişileri, bir daha fırsatım olsa tanımamak isterdim...
öyle bir imkan vermesinler. bir salaklık yapıp bazı zamanlara dönmeye çalışırım allah korusun aynı saçmalıkları yanlışlıkları bir daha yapmak ve de yaptırtmak istemiyorum. mükemmeli arayalım derken pirinç bulgur muhabbetine dönmesin hayatımız. iyiyim ben böyle.
21 şubat 2008. canınız kanınız yaşama amacınız olan bir insanın intihar etmesi ne demek bilir misiniz? onu durduramamanın verdiği vicdan azabını? her sabah o güne geri dönmeyi umarak uyanmayı? son nefese kadar hayatın size nasıl zindan olacağını?
edit: eksileyen kişinin beyninden neler geçiyor acaba merak ediyorum.