"seçme hakkım olsa gün mü seçerim" diye isyan etmeme sebep durum. sonuçta zamanda yolculukta söz konusu dokular tekrar aynı şekilde birleşmeyebilir. o yüzden günümüzde kullanmak istiyorum seçim hakkımı kenan bey.
geri dönmek değil de bi günde bizzat bulunmak isterdim. Atatürk'ün cumhutiyeti kurduğu o günde. Onun yanında ona bakardım, süzerdim onu. Onuncu Yıl nutkunda yine yanında olmak isterdim.
Öldüğünde tabutunun başında asker olmak isterdim. Hiç kıpırdamadan o yağmurda atamı beklemek isterdim.
her gece yatmadan önce elimi açıp Kendisine sessizce dudaklarımdan bişeyler istediğim geceler, çabuk büyüdük, adım atışlarımız git gide hızlandı. hayatın sonsuz olacağına inanıp kendimizi kaybettik. çevremizdekileri unutup cadde ve sokaklardaki insanların halini özellikle düştüğümüz su çamurlarını göremedik. alay edip dalga geçtik, kahkahalarımızın uğultusuna kapılıp aslında bizden yardım isteyen vicdanımızın sesini bir an için hiç duymadık. öyle geceler oldu ki günaha battığımızı anlamayıp yatağımızda sızıp kaldık. geçmişte açılan ellerimiz hiç aklımıza gelmedi. günlerce, haftalarca yıllarca tekrarladık. dur bi saniye hayat bu unutulup geçer. tavanda gözlerimizle bişey çizip geleceği şekillendirmenin vakti geldi.
bir tarih var ama o tarihe ne kadar gitmek istesem de, bir çok şeyi onarıp bu günlere daha sağlıklı gelmeyi arzulasamda beş yıl daha özleminden ayrı koyamam yastığa başımı. şu an güneşin yüzünü kızıllaştırdığı geçen akşama gitmek isterdim. o künefe yiyişin, o tatlı hallerini sonsuza kadar orada oturup izleyebilirim. o gün, o an hiç bitmesin istemiştim, ne kadar zordu o anı bırakıp otobüse binmek:/ bi tebessümün ilaç gibi künefeyi sevdirenim.
Atilla'nın, bağa tarkanın, çiçi'nin neferlerinden biri olarak öleceğim herhangi bir zaman dilimi. Zira 21. Yüzyıl şövalyelerine ağır gelir o şuur ve dirayet. Bu sebeple içinde bulunduğumuz zaman dilimi oldukça kısırdır biz gibilere. Kar marjı yüksek beygirlere binen günümüz şövalyelerine yeğdir her biri.