bir yazarın yazdığı bir entry'nin altına "imza: x" notu düşmesine "ortak hesap kullanımı" damgası vurup, moderasyona gammazlamakla sınırlı kalmayıp, o yazarın silinmesini sağlayan yazar, onun üzerine de, sildirdiği yazara, "gammazlamakla kalmadım * " diye yaptığı mükemmel işi, şovla taçlandıran yazar. sonrasında antenlerinin işlevleri konusunda geniş bilgi verilince kızan, sinirlenen yazar, başlığına girilen entry ile alakalı olarak uzman olduğu iş olan gammazlamak dururken, pm yoluyla gider sallar "ne saçmalıyorsun sen?" der. sonra pm yoluyla karşılıklı fikir çatışmasını kaldıramaz. karşısındakinin özel hayatını yine mükemmel(!) antenleri vasıtası ile kurduğu sistem vasıtasıyla öğrenir, sonra gider, başlık altına, "başka yazarla gönül ilişkisi yaşayan yazar" diye yazma ihtiyacı duyar. kendisine posta gazetesi magazin servisinde yazmasını tavsiye ettiğim yazar -gerçi sakladığım bir şey de, yok. kendisinden "yakında evlilik var mı?" gibisinden de sorular bekliyorum ancak, kamera yoksa cevap da yok-. hakaret yemediği halde, -"ne saçmalıyorsun sen?" cümlesine "asıl sen saçmalıyorsun", "artistlik yapıyorsun" cümlesine "senin yaptığına artistlik denir" karşılıkları dışında hakaretamiz kelime veya cümle yoktur- "hakarete uğradım" gibisinden laflar eden yazar, üstelik de hakaret yemediği halde, karşısındakini hakaret ediyor diye suçlayıp, delikanlılık yapmayan, klavye delikanlılığının dik alasını yapan yazar. ayrıca, bu yazarın, gammazlamasına değil, yaptığı şova kızdığını algılayamayan yazar.
ayrıca, klavye delikanlılığının ötesine geçip, delikanlılığa davet ettiğim yazar. pm yoluyla kendisine hakaret ettiysem, moderasyona aynen bildisin, özel mesajlarım moderasyona açıktır, şahsı da açsın görelim delikanlılığını, ben hakaret etmişsem moderasyon en ağır cezayı versin -buradan def edilmeye kadar varım- ama yok, etmemişsem, kendisinin iftira atmaktan ve klavye delikanlılığının ötesine geçememesinden ötürü kendisine en uygun cezayı yine kendisinin vermesini talep ettiğim yazar. kendisine vereceği ceza, "delikanlı ölçer" isimli son yazılımımızdan bakalım kaç puan alacak?
fake falan diyorlar ya bu adama. aha gözümle gördüm, değil. vallaha lan. gözüme gözüme girdi şerefsizim. bu nasıl bir nezaket, nasıl zarif vücut hatlarına sahip... anlayamadım. önceden hep bir tane oyuncak ayım olsun isterdim. onu gördükten sonra boş boş bakıyorum etrafa. tek istediğim aha bunun gibi olmak. uuuu seksii beybeee!
her süper lig sezonu öncesi, hürriyet gazetesi'nde korkut göze futbolcuları tanımlar, "spor arabalardan hoşlanır", "mangal yakmak en büyük hobisidir" gibisinden cümlelerle tanımlar futbolcuları.
şahsımı korkut göze yerine koyup tanımlamak istersem, gammazladığı yazara özel mesaj atar hatta gammazlamakla kalmadığı yazara, o mesajı okuyamayacağını -keza silikler mesaj okuyamaz- bildiği halde özel mesaj atar, tam bir zerafet timsalidir bu özelliğiyle.
başlığına yazı yazan bir yazara özel mesaj atar, sonra o özel mesaja cevap veren yazara tekrar cevap verir, bu karşılıklı yazışmalar devam edince de, "beni rahatsız etmekten vazgeç" der. halbuki, yapılan işlem sadece, gelen mesaja cevap yazmaktır, sanki şahsı cevap vermediği halde, kendisine ısrarla mesaj gönderilmiş gibi bir hisse kapılır. böyle de bir alınganlığı vardır. "ben özel mesajla laf sokmaya çalışırım ancaaaaaak, benim yazdığım özel mesaja cevap veren kişi, beni rahatsız etmiş sayılır" mantalitesindedir... velhasıl, size özel mesaj atarsa sakın cevap yazmayın keza "beni rahatsız etmeyi bırak" gibi tuhaf bir cevap alabilirsiniz...
müthiş bir türkçe yeteneğine sahiptir. hatta türk dil kurumu başkanlığı teklif edilmiş ancak, "kadrolaşmaya hayır" diyen yürekli bir insan olduğundan kabul etmemiştir. bağlaç olan de/da eklerini ayırmaz, muhtemelen klavyede bu ekler konusunda problem vardır, tam bu eklere gelindiğinde space tuşu çalışmaz. "beğenmek" kelimesinde ise, kendisi ısrarla "ğ" harfine basmasına rağmen, klavyeden bu kelime "beyenmek" olarak çıkar. özel isme gelen isim çekim ekleri sınıfına dahil olan hal ekleri ve ilgi eklerini kesme işareti -'- ile ayırmaz muhtemelen tam bu eklere gelindiği sırada klavyede yine bir arıza çıkmaktadır, bu arızayı iki farklı yöntemle bertaraf eder, öyle de pratik çözümleri vardır ya bu ek sanki özel isme gelen bir ek değil de, bir bağlaç, bir kelime gibi ayrı yazar -örnek: istanbul un- ya da hiç ayırma gereksinimi duyulmaksızın bitişik yazar -örnek: istanbulun-. aslında kendisi türkçeye müthiş hakimdir, yoksa bu kadar türkçeye hakimiyeti olmasa, nasıl gammaz olabilirdi ki? yok, klavyede problem yoksa sırf başkalarıyla -buradaki başkaları nitelemesi, moderasyon için değildir- ahbap-çavuş ilişkisi olmasından mütevellit, gammaz olmuşsa da, bu; moderasyonun ayıbıdır. ancak iyi niyetli düşünüyoruz, imla, noktalama işareti yanlışlarını tamamen klavyesine bağlıyoruz. sorunun klavyeden kaynaklandığı, adli tıp kurumu tarafından verilen bir raporla belgelenirse, kendisine klavyenin en kralını alacağımdır, yok kendisinden kaynaklanmakta ise, en güzelinden 6. sınıf dil bilgisi kitabı.
yazıya korkut göze gibi başlayıp, paleface gibi bitirdiğim için, başlığına girilen son 3 entry'nin sahibi olmamdan dolayı ve kendisini başlığı altında sert ancak doğru olanları söyleyerek, bel altına vurmadan eleştirdiğim için kendisini müthiş derecede rahatsız etmiş bulunmaktayım.
bu kadar uzun, gereksiz ve saçma sapan olan entry'yi bir ihsan yıldırım espirisi ile bitirmek isterim.
* bu başlık da çok sevgili yazar, müthiş gammaz ümit asyon'un...
- ihsan bey, imitasyon olmasın o?
* tuhaftır, gelinim pelin de aynı şeyi söyledi ama, hiç "imit" diye isim olur mu allah aşkına?
seçimlerde alınan 13 milyon oy ile bugünkü yürüyüşteki 2 milyon insanı karşılaştıran yazar.
ancak seçim sandığının sadece tandoğan'da değil tüm türkiye'de kurulduğunu unutan yazar.