silinmesi gereken bir başlıktı, ama her zamanki gibi sözlük yönetiminin "ortada kuyu var" yöntemi ile el altı edilmiştir. ne güzel? gel gelelim eylemciye ve hatta onun ayakkabasının markasından söz edenlere... sormak gerekiyor: "memlekette sümerbank mı bıraktınız ayakkabı markalarına bakıyorsunuuz?". bu riyakalar verili olan düzene karşı herhangi bir şey söyleyemeyip o ayakkabıları ayaklarına geçirirken karşısındakilere laf söyleyebiliyorlar. bre riyakarlar, yalancılar en azından itiraf edin: " biz bu düzenin kulu kölesiyiz." en azından anlayalım yüzsüz adamlarsınız, suçluluğu kabul ediyorsunuz. ama bu durum da söz konusu değil. dört bir yanımız hain dolmuş hala camdan, ayakkabıdan söz ediyorlar, bir de "ben de karşıyım." aslında diyorlar. komik, yalnızca komik...
öncelikle "cam da atacak, kaldırım taşı da, bu onun en demokratik hakkı" diyen arkadaşların gözden kaçırdığı önemli bir detay var. şimdi bu mücadele hakkının yanlış olduğunu dile getiren küçük esnaf, halk tabakası genellikle sağ cenahtan. Ve kullandıkları argüman şu "bunlar vatan haini, baksana devletin malığı söküp atıyo deyyus" şeklinde tepki veriyorlar. karşı taraf ise bu protesto biçiminin Anarşist hezeyanlardan ziyade, mücadele ruhu için olduğunu söylüyor ki haklıdırlar. Şimdi ben bu sağ cenahın devletçi pratikle
olaya yaklaştığını bilsem de onlara şunu sormak istiyorum; "Şimdi bu kızdığın, en galiz küfürleri savurduğun o adamlar hani senin nefret ettiğin, her gün izlemen-okuman için dayatılan cream de la cream tabaka var ya, hani o "cemiyet hayatı" ndan olarak lanse edilen görgüsüz burjuvaziler, işte onca sefalet, işgal varken o adamlar bu magazinleştirilmeye, haksızlığa karşı atıyor o taşı, ellerinde üçüncü dünya ülkeleri sömürülerek sahip olunan silahlar değil kaldırım taşlarıyla direniyorlar şeklinde yanıt verdiğim de sanırım onlarda o sökülen taşın neye hizmet ettiği hakkında bir fikir sahibi olurlar.
lakin beri yandan bu eylemcilere de bir sözüm var, tamam bu eylem sizin hakkınız, mücadeleniz iyi hoş ama sizin hedefinizdeki kişilere, kurumlara atılmıyor ki o taş. sizin hakları için mücadele ettiğiniz seyfi dayı'nın, müberra teyzenin aylık 3 otuz paraya çalışan polis oğlunun kafasına geliyor. Yani bunu yapacağınıza o gözümüze sürülen bilimum magazin öznesi, televizyoncu taifesini kaçırın tecavüz edin, kıçlarına soda şişesi sokun halk zerre kadar siklemez, tasavvur edilemez bir memnuniyet duyar. Hem mcdonalds'tan alışveriş yapma da paşam ben gidip "köfteci mırtık'tan alışveriş yapsam, herkesi de ondan almaya teşvik etsem o da bir mcdonalds olmayacak mı yani?" ya da harcama dağılımını eşit yapalım, herkes sebeplensin de ben beceriksiz birine niye para kazandırayım yani...
ülkesine yapılanlara sessiz kalmamak icin protestoya basvuran, protestosunu kendi vatandaşlarının malına zarar vererek gosteren, aldıgı nefesin bile zarar oldugunu dusundugum provakatördür.
eylem yapın, cam kırın, ekonomiye can verin sloganıyla yola çıkmış protestocudur. maksatları bellidir. maksat bu ükleye hizmet falan değildir. hak ararken başkasının hakkını gasp etmiştir.
aslen hepsinin babası vardır. yanlış anlamaya çalışanlarla çeşitlenmiş sıfattır. eminim bu yazılanları da yanlış anlayacaklardır.
(bkz: sakatlarla alay edilir mi yavrum)
sözlük yazarlarının önemli bir kesiminin canını sıkan insanlar. kırılan camlara üzüldük ayağına imf'nin protesto edilmesine kahrolmuşlar. saltanat sürenlerin köpekliğini yapmak daha onurlu bir davranış tabi.