IMF borçları azalmasına rağmen türkiyenin dış borcu son yıllarda 5 kat artmıştır. bu durumda IMF borcumuzun azalması bir kredi kartından nakit çekip diğerinin borcunu kapatmak gibidir.
"amina koyim diye başlamak farz oldu" yazılanlardan bazılarında değinilenlere bakınca. mına koduğumun ülkesinde bazıları -ki bunlar insanlarımızın büyük çoğunluğu- aşağıda saydıklarım ve sayamadıklarımın hepsinde doktora yapmış gibi ahkam kesiyor. bu insanlar siyasetçi, doktor, profesör, ekonomist, jokey, hakem, avukat, mühendis vs. kısacası her konuda mütehassıs ama mesleğini sorsan, "hönk" diye cevap verir.
zat-ı alileri doktor gibi reçete yazar, eczacı gibi reçeteyi hazırlar hasta gibi de ilacı kullanırlar. mesela maç seyrederler hakemi, futbolcuyu, teknik direktörü, yöneticiyi asıp keserler. sen yönet, sen oyna desen; cevapları da hemen hemen aynıdır. bu "işten ekmek yiyor arkadaş hakkını verecek. iyi de hakkını vermediğini nereden biliyorsun. en azından vermeye çalıştığını niye düşünmüyorsun.
siyaset en sevdikleri arenadır. bir sosyologdan daha iyi toplum mühendisi, bir ideologdan daha militan. oy verdi ya iktidardan daha çok ülkesini düşünenler onlardır. ilgilenmedikleri konu, bilmedikleri bok yoktur. ah bir de kendilerini bilseler.
gelelim meseleye.
ımf'ye olan borcun bitmesi bir iktidarın siyaseten kullanacağı çok güzel bir argümandır. tabi ki diğer borçların bitmesi ve/veya azalması koşuluyla. diğer borçların katlanarak artarken, ülkenin kârlı kurumlarını da peşkeş çekercesine özelleştirirken ımf borcunun bitmesi hiç de göbek atılacak bir vakıa değildir. "vay amına koyim ımf'den kurtulduk" diye zil takıp oynamak ancak cahil cühela veya iktidar yalakalığı işi olabilir. sonra cahilsiniz deyince de kızıyorsunuz.
evet iktidar elbette bunu kullanacak ama oy verdim diye kraldan çok kralcı olmak zeki ya da akıllı insanlara yakışmaz. üstelik orda burda ımf borcunun bitmesiyle ülkemizin ımf batağından kurtulduğu minvalinde çığırtkanlıklar yaparak daha cahilleri kandırmak inandığın din nezdinde de caiz değildir.
neden 2012'de bittiğinin sebepleri de açıklanmış güzelce.
"insanları en çok seven, bir meslek edinip mesleğini en iyi icra edendir" güzel kardeşlerim. bilip bilmeden her konuda ahkam kesmek değil. hele hele bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak hiç değil.
ne demiş şair.
"cahil ile etme sohbet her sözü bir baş incidir.
cahilde boş söz çok olur kendisini derya bilir."
2002 yılında dünyanın en yüksek faizi ile borçlanan türkiye'nin ayağa kalkmasının sonucudur.
o nasıl güven sağlamakmış ki millete verdiği borcun bilmemkaç katı faizle seni borçlandırıyor?
kıçı kırık ekonomi bilgisi var dedikleri bilgi de konya selçuk üniversitesi iktisadi idari bilimler fakültesinde kürsü sahibi bir profesörden alınmış durumda.