--spoiler--
Uluslararası Para Fonu (IMF) ile ilkesel mutabakata varılmasının ardından gözler, anlaşmanın ne zaman sonuçlanacağına çevrildi. Hazine kanadı herhangi bir tarih vermezken, heyetin Türkiye'ye gelişinde pazarlık süreci belirleyici olacak. Zaman gazetesinin haberine göre, geçen hafta Washington'da yapılan görüşmelerde öncelikli olarak Fon'a Türkiye'nin anlaşmaya ilişkin son teklifi sunuldu.
Buna ilişkin değerlendirmeler ise devam ediyor. Edinilen bilgilere göre pazarlık iki nokta üzerinde yoğunlaşıyor. ilki IMF'den gelecek paranın miktarı, diğeri ise ödenecek faiz ile vade arasındaki uyum. Son yapılan görüşmelerde gelecek kaynak 20 ile 30 milyar dolar arasında gidip geliyor. Ödeme takvimi ve faiz oranına göre de miktar konusu netlik kazanacak. IMF kredisi için ödenecek maliyet azalıyor. Eylül 2008'de Fon'un yıllık değişken faizi 3,93 iken bu oran yüzde 1,43'e kadar geriledi. Söz konusu faiz oranı Fon'un tarihindeki en düşük oran. Fon kullandırdığı kredi üzerine 2 puanlık sabit faiz koyuyor. Böylece Türkiye, bugün anlaşma imzalaması halinde 3,43 yıllık faizle borç geri ödemesi yapacak. Yedi ay önce imzalasa idi faiz oranı yüzde 5,93 seviyesinden başlayacaktı. IMF'nin bu hafta itibarıyla yüzde 1,43 olan değişken faizi ABD, ingiltere, Avrupa Birliği (AB) ve Japonya'nın faiz oranlarının yer aldığı bir sepetle oluşturuluyor. Bunun üzerine iki puanlık sabit faiz ekleniyor.
Fon ile Türkiye arasında sorun oluşturan diğer iki konu ise bütçe gelirlerinin düşmesi sebebiyle borçlanma maliyetlerindeki artış ve kamunun tasarrufa gitmesi. Alınan bilgilere göre IMF kanadı hükümetin yıl sonu büyümeyi eksi 3,6'ya revize etmesine rağmen, Türkiye ekonomisinin tahmin edilenin üzerinde daralacağını düşünüyor. Bu kapsamda bütçe gelirleri de düşeceği için Hazine'nin iç ve dış borç geri ödemelerinin sorun oluşturabileceği üzerinde duruluyor. Tasarrufların artırılması vurgusu yapılıyor.
Hükümetin büyüme rakamlarını revize etmesinin ardından geçen hafta ekonomi yönetimi Fon temsilcileri ile Washington'da bir araya geldi. IMF ve Dünya Bankası'nın yıllık bahar toplantılarına katılan Türk heyeti, son teklifini iletti. Makro çerçevenin çizilmesinin ardından iletilen görüş Fon tarafından incelenecek ve gelecek cevap niyet mektubuna dönüştürülecek. Stand-by anlaşması ise 3 yıllık olacak. Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, "Gelir idaresi Reformu'yla ilgili talep konusunda herhangi bir sorun yok, bu konuda mutabakat sağlandı. Vergilendirmenin çapraz denetimi ile ilgili önemli farklılıklar giderildi ve bu konuda da önemli ölçüde mutabakat sağlandı." dedi.
BORÇ 8 MiLYAR DOLARA GERiLEDi
Türkiye'nin, reform sürecinde, 2006 yılı ve sonrasında artırılan kotasının yanı sıra yeni borçlanma politikası, IMF'den kredi alabilme imkanlarını da genişletti. Türkiye'nin, 964 milyon SDR (özel çekme hakkı) olan kotasının, 1,2 milyar SDR'ye çıkarıldığını hatırlatan yetkililer, bunun yaklaşık 2 milyar dolarlık bir karşılığa denk geldiğini vurguluyor. Faiz ödemelerinin devam etmesi nedeniyle, Türkiye'nin Fon'a 8 milyar dolarlık borcu bulunuyor. Yeni borçlanma reformu, bu türden borçların geri ödenmesinde, esnek vade ve geri ödeme şartları sunuyor. Türkiye'nin, 2003 yılı sonunda 24 milyar dolar düzeyinde bulunan borç stoku, 2007 sonunda 7,2 milyar dolara geriledi. Türkiye'nin Fon'a olan borç stoku 2002 yılı sonunda 22 milyar 86 milyon dolar düzeyinde bulunuyordu. IMF ile bugüne kadar 19 defa stand-by anlaşması yapan Türkiye, görüşmeler olumlu sonuçlanırsa 20. stand-by'ı yapmış olacak.
--spoiler--
imf ile anlaşalım diye yırtınan işadamları, tüsiad ve sn. deniz baykal'a verilmiş güzel bir ekonomi dersi.