Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündeki insanların hepsi toptan iman ederdi. Hal böyle iken, mümin olmaları için insanları sen mi zorlayacaksın? -Yunus Suresi, 99
ilk kelimesi fasih arap dilinde "kuvvetli inanç; sonunda doğruyu, gerçeği söylemek; önce reddettiği bir şeyi sonradan kabul edip, doğru bulup uymak" temel anlamlarına sahiptir.
Ancak terim anlamı baş inanç konusu "tanrı inancı" dır.
Taklidi ve tahkiki iman olarak ikiye ayrılır.
Delillere dayalı olmaksızın sadece çevrenin telkini ile meydana gelen ve âdeta kişinin islâm toplumunda doğup büyümüş olmasının tabii sonucu olarak gözüken imana taklîdî iman denilir. Elbette bu imanın geçerliliği söz konusu değildir.
Delillere, bilgiye, araştırma ve kavramaya dayalı iman türüne tahkîkî iman denir. Bu konumda, birey, neye, niçin ve nasıl inandığının bilincini taşımaktadır.
Acı olan şudur ki, yeryüzünde tahkiki iman sahibi bir kimseye rast gelmek inanılmaz derecede güç.
müslümanlık ve hakiki iman farklı durumlardır. dünyevi ve uhrevi sorumlulukları yerine getirdiğiniz kadar iman etmişsinizdir. insanın insana ve diğer canlılara-eşyalara(yaratılmış olana) karşı ve yine insanın allah'a karşı olan sorumluluklarının en iyi şekilde yerine getirme çabası kişinin iman kalitesinin göstergesidir.
imanımızı yaşadığımız sürece müslümanızdır. yoksa herkesin nüfus cüzdanında "müslüman" yazıyor.
dini terim olarak ise, peygamberimiz hz. muhhammed(A.s) 'in allah tarafından getirdiği şeylerin doğru olduğuna kalp ile inanmak ve bu inancı dil ile söylemektir.