Cemaat Üyelerinin kendini nasıl gizlediğine dair "içeriden gelen ihbar mektubu" olduğunu belirterek, açıklayan kitap.
--spoiler--
28 şubat kararlarından sonra özellikle parola sistemini değiştiren cemaat, şu
önlemler başvurdu:
1. evlerde bulunan risale-i nur külliyatları kaldırılacak. herkes, bu eserleri sivil
olan akrabalarının yanına götürecek.
2. evlerden hoca efendinin kaleme almış olduğu eserler kaldırılacak. kuran-ı
kerimden başka hiçbir dini kitap kalmayacak.
3. evlerin giriş kısmına, hatta dış kapı açıldığında görülebilecek yerlere atatürkün
fotoğrafları asılacak. odalarda 10. yıl nutku ve istiklal marşı duvarlara asılacak.
4. evlerde görünür kısımlarda, nutuk gibi kitaplar bulundurulacak.
5. işyerine giderken sabah, milliyet, cumhuriyet gibi gazeteler alınıp götürülecek
ve işyerinde herkesin görebileceği yerlere bu gazeteler konulacak.
6. zaman gazetesi, sızıntı ve aksiyon gibi dergilere başka isimler altında abone
olunacak. dergi ve gazete ücretleri yatırılacak. fakat genellikle ev adresi
verilmeyecek. bu yayınlar evde bulunmayacak.
7. telefonlar mit tarafından dinlendiğinden telefonlarda kesinlikle dini
konuşmalar yapılmayacak. selam verilmeyecek. hatta hayırlı sabahlar bile
denilmeyecek. iyi günler, günaydın türü konuşmalar yapılacak.
8. telefonda hizmetler hakkında konuşma yapılmayacak. hiçbir elemanın ismi
zikredilmeyecek. adres verilmeyecek. sohbet yapılacak evler hakkında
konuşulmayacak.
9. eğer herhangi bir yerde buluşma olacak ise telefonlarda kodlu konuşulacak.
mesela: bu akşam maçı nerede seyrediyoruz?. bu akşam bizde okey oynayalım
mı? gelirken şu isimleri de çağır gibi.
10. cuma namazına 3 hafta üst üste gidilmeyebilir. bu nedenle birimlerde bulunan
elemanlar 3 gruba ayrılacak. her hafta bir grup gizlice cuma namazına gidecek.
diğer kalan iki grup birimlerinde kalacak. birim amirlerinin gözleri önünde
bulunarak dikkat çekilmeyecek. hatta mümkünse cuma namazı vaktinde polis
evinde birim amirleri de davet edilerek yemekler tertip edilecek. kurum içinde
bulunan halı sahalarda yine birim amirleriyle maç yapılacak.
11. kesinlikle hiçbir vakit namazı işyerinde kılınmayacak. cem edilecek. yatsı
namazında evde topluca kılınacak.
12. çöp kutularından boş bira kutuları ve içki şişeleri toplanacak. evdeki çöpler
dışarı konduğunda, bu şişe ve kutulardan birkaç tanesi çöpün görünen kısımlarına
konacak.
13. işyerinde kendi cemaatimizden başka bir grubun ya da cemaatin elemanlarının
başı derde girdiğinde, kesinlikle yardım edilmeyecek. hatta görmemezlikten
gelinecek.
14. işyerinde lehimizde ve aleyhimizde cereyan edilecek tüm konular, anında bağlı
olunan imama bildirilecek.
15. önceden hanımlarının başları açık olup, sonradan kapananlar, eşlerinin
başlarını açacak. eşinin başını açan her eleman, eşiyle beraber birim amirlerinin
görebileceği yerlere gidecek. meselâ; polis evine yemeğe veya bayramda
bayramlaşmaya.
16. önceden hanımlarının başları kapalı olsa dahi, önemli yerlerde çalışanlar
mutlaka eşlerinin başını açacak.
17. akademi, kolej ve polis okulu öğrencileri hafta sonunda dershanelere
gönderilmeyecek (dershane, hoca efendi cemaatinin dini evleri). tüm öğrencilerle
pastane ve lokal gibi yerlerde buluşulacak.
18. tüm akademi, kolej ve polis okulu öğrencileri, mutlaka bilgisayar kursuna
gidecek.
19. kurban bayramlarında hiçbir eleman kurban kesmeyecek. deri toplama işine
girmeyecek. fakat tam bir kurban parası imama verilecek ve bu para hizmete
aktarılacak. hizmetten bu elemanlara sadece bir but gönderilecek. böylece deri
toplama işi olmayacak. herkes kurban kesmiş olacak. çevreye de kurban kesmedik,
denecek.
20. işyerinde ve çevrede laiklik ve atatürkçülüğü öven konuşmalara iştirak
edilecek. dini öven konuşmaların olduğu gruplardan uzak durulacak.
21. son alınan duyumlarda mit, egmde çalışan tüm amir sınıfı personelin
adreslerini tespit etmiş ve bu amirlerin evlerine giderek bir adres sorma bahanesi
ile kapılar çalınıp, hanımlarının kapalı olup olmadığını tespit etmektedir. bu
nedenle evlerde kadınlar başı açık duracak ve kapı çalındığında başlar açık olarak
kapılar açılacaktır.
--spoiler--
velhasılı kelam, kitap bu tarzda yazılan diğer kitaplardan farklı değil, konjonktürel olarak yanlış bir zamanlaması vardı sadece.
beni düşündüren kısmı ise; kitabın indirilmesinden bile korkulur hale gelinmiş olması, yorumların çoğu tedirginlik üzerine, korkmayın arkadaşlar ben cemaatçiyim ben de indirdim okudum.
emniyet içinde örgütlenmenin en önemli amaçlarından birisinin, dini akımlardan birinden,hazzetmeyen tsknin karşısında durabilecek silahlı bir gücün olması ve aynı zamanda bir emir komuta hiyerarşisinin bulunması olduğuna yönelik bu tezimiz aynı zamanda kitaba imamın ordusu adını koymamıza da ilham kaynağı oldu.
baskı anarşi doğurur sözünün en büyük kanıtı olmuştur bu kitap. hem de klasik anti gülen bir kitap olacakken şimdi binlerce kişiye ulaşan, son zamanların en popüler kitabı olması da cabası.
din temelleri üzerine kurulan bir örgütlenmenin üzerine giden bir araştırma ürünü olan, henüz basılmamış ve basılmasının da önüne şiddetle geçilen bir kitaptır. fikri özgürlük ve bu fikri özgürlüklerin dışa vurumu ile ilgili sınırlarımız nereye kadardır bunu bilmekte fayda var bundan gayrı, aksi takdirde mahpus damlarını boyluyorsunuz. fethullah gülen oluşumununun üzerine gidilmesi ne zamandır suç oluşturmaktadır türkiye'de bunu da bilmemekteyiz! efendim türkiye'de birçok fethullah yanlısı adam var o yüzden onu ve örgütünü rencide edici bir yayın yapılamaz mihvalinde bir tutuklama mı bu? bilemiyoruz! peki şimdi bende insanları dine sevk ediyor, bağışıklık yaratıyor, bana göre bilime sekte vuruyor deyip kuran-ı kerim'den rahatsızım desem ve yargıya başvursam yasaklanacak mı? hayır, kaile bile alınmaz!
elbette insanların dininin temel unsurlarını anlatan bir kitabın yasaklanmasından yana değilim, ancak herhangi bir kitabında yasaklanmasından yana değilim!
!!!!!!!! ulan sorun büyük harf kullanamamaktaymış 9un önündeki x büyük olacak bir de 5 ten sonra gelen ilk l harfi büyük olacak sözlükte paylaşılamıyor o yüzden.
zekeriya özün giderayak "bunlar da elimde kaldı yayınlayalım bari" diyerek internete sızdırdığı ahmet şık'ın kitabı.*
şaka maka kitap öyle ahım şahım birşey anlatmıyor ki bilmediğimiz.
bildiğin gazetecilik çalışması. abdullah gül'e katılmamak elde değil.
eğer toplatılmamış olsaydı 50.000'i zor görürdü. şimdi bilen bilmeyene ulaşacak.
internette şuan 170000 indilmiş e-kitaptır.
--spoiler--
evi polis basmasına karşılı 1 8 atar pompalı tüfek kafidir. siz suçsuz olsanız bile onlar size uygun suçu bulurlar. bari ölürken iyi bir iş yapındar karac'oğlan.
--spoiler--
okumaya bile gerek duyulmaması gereken, polislerle yakın temas sağlandığında rahatça anlaşılabilecek ordunun anlatıldığı kitap...ha bazı hiç bir boktan haberi olmayan ya da satılmış plastik insanların anlaması gerekenler varsa da anlmayacakları için onları eliyorum!
an itibarı ile bilgisayarıma indirdiğimi düşündüğüm taslaktır. belkide bunu da mahsus sürdüler piyasaya aslını gizlemek için. çakmasını piyasaya sürüp bu olayıda lehime çevirebilirim mantığı ile.
bir kitap okudum diye asılacaksam dahi boynum dik giderim o sehpaya.
1998 yılında harp akademileri komutanlığının yayınladığı kitapta şöyel bir ifade var; asıl tehlike, geleceğin seçmen ve yöneticilerinin din eğitimiyle yetiştirilme ve yönlendirilmeleri, gelir dağılımındaki dengesizliğin irticai
faaliyetlere etkisi, irticanın hortlaması için elverişli ortam yaratmasıdır.
yapılan hesaplara göre, 2 bin ile 2 bin 500 arasında ihtiyaç varken yılda 52 bin mezun
veren imam hatip lisesi, kurslar vb. engellenmediğinde 2000li yıllarda 6-7
milyon oya ulaşacak olan irticai kesim tek başına iktidar olacaktır.
indirilmesinde ve okunmasında bir sakınca olmayan kitap. ben blogumda bile paylaştım. işleri güçleri yok binlerce kişinin peşine mi düşecekler sizce? varsa da var amk, dokundum yanmaya da hazırım.
indirdim okuyorum, korkmanın manası yok. Okuduğum kısımlardan edindiğim ilk intiba ise şöyle efendim; Daha önce islam-siyaset-ordu üçgeninde yazılmış kitaplardan alıntı yapılarak meydana getiilmiş kitap. Şöyle ki; Kurtuluş 2000 nisan sayısında kitaptaki ifadeler hemen hemen tamamıyla geçmektedir.
"298 sayfalık taslak metin" şeklinde basılmayan ama sanal alemde yayınlanan "sakıncalı" kitaptır.
okuduktan sonra hard diski yakar mısınız, denize mi atarsınız orasını ben bilmem.