tam olarak, ''namaz kılmak için para alan adamın kıldırdığı namazın geçerli olmaması'' şeklinde ifade edilmiş yaşar nuri öztürk beyanı. yani yaşar nuri'ye göre bu ülkede kılınan namazların hemen hemen hepsi sakat. enteresan. şahsen bu konularda öyle fetvalar verecek kadar bilgili bir adam değilim ama hocama burdan sesleniyorum ne içtiysen aynısından istiyorum diye.
--spoiler--
islamın zaten namaz için mekan anlayışı yok. Mabed anlayışı yok islamın. Bütün yeryüzü mabeddir. Nerede namaz kılarsan orası mabeddir. Kıldığınız zaman orası mescittir, bittiğiniz zaman ibadetiniz orası neyse yine odur. Toplantı yeridir, işyeridir... Yeşili tahrip ederek oraya bir bina dikiyorsunuz, sonra oraya parayla, namaz kıldırmak için memur ettiğiniz bir adam koyuyorsunuz. Parayla namaz kıldıran adamın kıldırdığı namaz geçerli değil, onu da saklıyorsunuz milletten... Sonra diyorsunuz ki burası Allah'ın evi... Vallahi yalan, Allah'ın evi o yeşillikti...
--spoiler--
bu mantıktan yola çıkarsak o zaman namus kavramının altını oyan hocaların da ağzından çıkan her laf geçersizdir gibi bir durum ortaya çıkıyor.
televizyon ekranlarına çıkıp da, "şöyle yapın, böyle edin" diye konuşurken, kapı arkasında da kapıları kilitleyip karısını, genç bir kadınla aldatan (hem de kendi evinde, kendi yatak odasında) adamın söylediklerinden bize ne hayır gelecek, bize önce bunu açıklasın.
yeşili tahrip edip cami dikiyorsunuz sonra orda namaz kılıyorsunuz demiş çapkın.
sanırım kendisi doğayla içiçe, bir çadırda yaşıyor. sonuçta dünya allah'ın evi. bina dikmeye ne gerek var hacı abi?
islam diyor ki iyiliği emret, kötülükten nehyet.
hacı abi sen bunun için para alıyorsun. sebep? bu senin müslüman olarak görevin değil mi?
müslümanlara faydalı olsun diye kitap yazıyorsun, onu da parayla satıyorsun ayıp değil mi?
paralı imamın kıldırdığı namaz değil
ama paralı hocanın anlattığı fetva, he mi la?
heryerde namaz kılınamaz. birincisi hadesten taharet şartı, ikincisi korunma ihtiyacı.
cemaatle namaz kılmak diye bir olgu var islamda. mesela peygamber namazları cemmatle kılmayı tavsiye etmiştir. mesela peygamber mescid inşa ettirmiştir. yaşar nuri herkes namazını evde kılsın demek istiyor da şeyi yemiyor.
ben buna gülerim fahrettin.
yaşar nuri aldığı parayı hayırda harcıyormuş karinesini alnından öpüyorum.
imamlar her gece barda gönlüm hovarda.
bu kadar fikrine çıkan insan varmış da neden karşıymış ileri dayanak süremiyormuş.
öteki dünyaya çalışmak bu dünyada yaşamamayı gerektirmez.
bu dünyada imamın yaşaması için ihtiyaçlarını karşılaması için paraya ihtiyacı vardır.
ama namaz zaten farz, e zaten kılacaksın demeyi bırakın.
sonra nasreddin hoca demiş ki ben zaten inecektim.
1-) namazın kabul şartları kur'an sünnet ve icma ile bellidir. bir insanın aklına namaz kılar ya da kıldırken, türlü türlü şeyler gelmesi o insanın namazının geçersiz olduğunu göstermez.
2-) edip yüksel gerizekalıdır. tabi, ona tabii olanlar da.*
3-) namaz bahsinde konu imamların namazlarının geçerli olup olmamasıyken, edip üstadın laflarını ha bire aralara serpiştirmekte uyanıklıktır.
4-) edip yükselin görüşlerini savunurken kaynak olarak edip yükselin maelini göstermekte uyanıklıktır.
5-)bütün alimlere bok atıp, hadislerin tamamını uydurma sayıp, üstüne aptalca laflar etmekte dangalaklıktır.
6- yaşar nuri denen zerzavata birileri sorsun bakalım. madem diyanet ladini yıllardır kenidini niye paralarsın o kurumun başına geçmek için.
bu konu gercektir, dalga gecmek isteyenler cikacaktir, ben islma diniyle ilgili okumalarima 10 sene önce baslamis, o zamanlar da bu konuya tesadüf etmistim. islam´da ruhbanlar sinifi diye birsey yoktur. "islam ruhbanligi reddeder." "din herkesindir", "islam da papazin günahi affetmesi diye bir sey yoktur, o isi ancak allah yapar" seklindeki pekcok söylem islam fikihinda, öyle gerici olmayan, kafasi calisan pekcok islam bilgini tarafindan devamli olarak yazilangelen seylerdir.bu mantikla düsnmeyi sürdürdügümüz zaman bir süre sonra, imamin para karsiligi namaz kildirmasi konusunun "islami acidan nasil bir sey oldugu" sorusunu kendimize sormaya baslariz.
"kuran" söyledigi seylerden baska "söylemedigi seylerle " son derece dikkat ceken bir kitaptir. "kuran´in" hicbir yerinde "imam´in arkasinda durup namaz kiliniz." seklinde bir ifade yoktur. bu cok enterasandir. "namaz kiliniz" vardir. mesela "zekati" zekat toplamakla ilgili kurumlara vermenin ne derece dogru oldugu da aslinda süphelidir. cünkü "islam`da " "zekat" ihtiyaci olana verilir. bazi yazarlar, islam dinin de "fakirligin" kuran´a göre bir tarifi oldugunu ve bu tarife bakarsak, zekata ihtiyaci olan sahsin zekata gercekten ihtiyaci oldugunun, taniklanadirilabilecek durumda olmasi gerektigi, bu yüzden zekatin "sadece" bilinen yoksullara verilebilecegi, bilinmeyenlere "zanna" uyarak zekat verilmeyecegini, de söylerler. zekat toplayan kurum, namaz kildiran kurum, "islam dinini ruhbanlastirir" islam dinini halka uygulatan bir "kurumlar zinciri" olusmus olur. oysa ki "kuran" böyle bir seyi kesinlikle reddetmektedir.
herkes allah karsisinda esittir. bu tür kurumlar -sanki bazi kisilerin allah a normal diger kisilerden daha yakin, allah´in adini kullanarak para kazanmalari- olamaz.
insan suresinde "biz sizi de,peygamberlerinizi de sorguya cekecegiz." seklinde bir ayet olmasi, bu esitligi cok güzel ortaya koyan bir ayettir.
bunun disinda "kuran-i kerim" in para karsiligi olarak satilmasi, bunun bir ticaret kolu olmasi da, cok tartisilmaktadir. ruhban sinifi olusursa, o durumda bir müslüman´in nasil davranmasi gerektigi konusu artik tartismaya acilmalidir. cünkü birileri allah´i peygamberi, dini hisleri , ticaret unsuru olarak kullanmakta ve cok güzel paralar kazanmaktadirlar (bu adamlarin ne sekil müslümanlar olduklari konusu ayrica bir entry konusudur).
unutulmamalidir ki, hz.peygamber´in mezari belli degildir, mezarin oldugu yer kendi vasiyeti üzerine tamamen düzletilmis, peygamberin nereye gömülü oldugunun "tam" olarak bilinmesi bu sekilde önlenmstir. bugün hacca gidenler sadece "tepelik" bölge olarak sembolen peygamberin mezarini ziyaret gitmektedirler. yoksa o mezar bugün "tapilmaya gidilen bir yer" olurdu. bu "ruhbanliktan kacinma" endisesi taa buralara kadar gelmistir islam dininde.
bu durum da camiler de para karsiligi namaz kildirmak, o isten para almak, bunlar tartismaya acik konulardir, ama isin daha pek cok boyutu vardir, islam dini aslinda "devlet" dedigimiz olguyu da reddetmektedir. islma´a göre insanlar vardir, bunlarin kendileriyle, cevredekilerle iliskileri vardir. ama öyle "devlet" seklindeki bir "üst kurulus" islam dinin de yoktur. simdi dünya da "devletler" mevcuttur, bu devletlerin bir isleyis prensipleri olmalidir. bu durumda da belki bir imamin para almasi kabul edilebilir. cünkü dünya su anki görünüsü itibariyla kesinlikle "islam" dininin algiladigi bir görüsünüste degildir. islam sonucta "kisinin ve cevresinin kendi durumunu düzeltmesi halinde, o toplumu olusturan tüm ögelerin düzelecegi" görüsü cevresinde insani ve iliskilerini ele alir. "Devlet" bunun tam tersini yapar. islama göre hareket kisinin, cevrenin kendisinden gelir, devlete göreyse (yani bati kaynakli görüslerin ürettigi devlete göre, buradaki kastimiz) hareket yukardan asagiya dogru tatbik ettirilir. islam´da "yukarisi" allah´tir, oradaki emirlerin yeryüzünde nasil tatbik edilebilecegi sorunsali kuran´da tartisilmaktadir, oysa devletin isleyisi böyle degildir. yani aslina taban taban zittirlar, duruslari ve isleyisleriyle. bir sürü islam düsünürü, hepsinin aptal oldugunu söylemek biraz sacma olur, "islam devleti" seklindeki bir tamlamanin islam dininin olaya bakisiyla ne kadar uyustugu konusunu tartismaktadirlar. zira "kuran" basindan sonuna kadar "bireye" ve "kücük gruplara" en sonundaysa "büyük gruplara" hitap etmektedir, kuran´in hitap ettigi ana kisi "sen" sindir. bu farklari iyi anlamak ve kulaktan dolma seylerle görüs üretmemek gerekir. gerci, ben de bu konulari uzun zaman önce okumustum, ancak, dogrudur, cok enterasan, bir sürü degisik degisik tespit, en sonunda öyle karisiyor ki icinden cikilmaz hale geliyor.
bu konularin tartisilmasi iyidir, hele kavga edip nefretle otobüsler de kendini infilak ettirmekten falan cok daha iyidir.
amma haklılık payı olabilir. yeşili kesip cami yaptın, yok parayla namaz kıldırdın diye değil. ayrıca cami hocaları sadece namaz kıldırmak için atanmamıştır o göreve. bulunduğu mahaldeki haklı bilinçlendirmek, sorulara yanıt olmak içindir. o zaman şöyle düşünelim günümüzde tek işi namaz kıldırmak olan bi hoca varsa, fetvalarının tezatları açıkça görülebiliyorsa, halka bir faydası yoksa, camisinde cemaat olmadığı halde para alıyorsa, yazık günahtır. *
eğer imam namaz kılarken osurursa, cemaatinin bu osuruğa kayıtsız kalamayıp sıçma eylemini gerçekleştirse ve ortalığı -doğal olarak- bok götürse yapılması zorunlu olan eylemdir.
bir iki sözde komik bkz ile geçiştirilmeye çalışılan söylem.
doğal tabi, uludağ sözlük burası. birikimli insan sayısı pi sayısına eşit. pi sayısını da üç alın. o yüzden espri kasacağınıza hakikati biliyorsanız gelin yazın, hadi hakikati geçtim; fikriniz de mi yok yahu? merak etmeyin artı oyluyorum esprilerinizi de derdiniz oysa.
ama entrynize bakınca "hmm bak bu düşünüyor" diyebilelim, cıvık espriden bol şey yok nasıl olsa sözlükte. eksik kalsanız ne olur?
ruhban sınıfı olmayan bir din için son derece haklı bir önermedir. fakat imamlık kavramınü günümüze kadar taşımış olan yine biz insanlarız yani yine olmayan kuralları dine varetme çabamız.tahminen şu şekilde başlamış olsa gerek bir grup insan içersinde namazı en doğru kılan kişi en öne geçer diğerlerine hata yapmamaları için klavuzluk edermiş daha sonra bu iş rutin konuma gelmiş ve bu emeğinin karşılığı olarak ona hediyeler verilmeye başlamış ve günümüzde geldiğimiz nokta maaşları hatta lojmanları bile var.