imam ı azamın müthiş sorusu

entry2 galeri0
    2.
  1. Hanefi mezhebi imamı Ebu Hanife şöyle diyor:
    Bir gün imam Sadık’la görüşmek için O Hazretin evine gittim. O saatte Kufe halkından bir grup kimse de oraya gelmişti. imam Sadık (a.s) onlarla görüşmek için izin verince ben de onlarla birlikte içeri girdim. Huzuruna yetiştiğimde şöyle dedim:
    “Ey Resulullah’ın oğlu! Halkı Resulullah’ın ashabına sövmekten alıkoyacak birini Kufe’ye gönderirseniz iyi olur. Benim kendim, Resulullah’ın ashabına söven on bin kişiden fazlasını biliyorum.”
    Hazret buyurdu ki: “Halk benim sözümü kabul etmiyor.”
    Ben: “Kim sizden kabul etmiyor; oysa siz Resulullah (s.a.a)’in oğlusunuz?” dedim.
    imam Sadık buyurdu ki: “işte sen, benim sözümü kabul etmeyenlerden birisin. Şimdi izinsiz evime girdin, izinsiz oturdun, izinsiz konuşmaya başladın.”
    imam Sadık daha sonra şöyle buyurdu: “Senin kıyasa göre fetva verdiğini duyum.”
    Ben; “Evet” dedim.
    Buyurdu ki: “Vay senin haline! Allah’ın emirleri karşısında kıyasa başvuran ilk kimse şeytan idi. Allah Teala ona; “Adem’e secde ete” diye emrettiğinde şöyle dedi: “Ben secde etmem; çünkü beni ateşten yarattın, Adem’i ise balçıktan; ateş balçıktan üstündür.” Binaen aleyh, kıyasla hak bulunmaz. Meseleyi daha iyi anlayabilmen için senden soruyorum: Ey Ebu Hanife! Sana göre, bir kimseyi haksız yere öldürmek mi günah açısından büyüktür; yoksa zina mı?”
    Dedim ki: “Bir kimseyi haksız yere öldürmek.”
    imam Sadık: “O halde neden Allah Teala katilin isbatı için iki şahit, zinanın isbatı için ise dört şahit istemiştir? Acaba bu ikisini birbiriyle kıyaslamak olur mu?”
    Ben: “Hayır!” dedim.
    imam Sadık: “idrar mı daha necistir, yoksa meni mi?”
    Ben: “idrar” cevabını verdim.
    imam Sadık: “Öyleyse neden Allah Teala idrarda abdest almayı emrediyor, ama menide gusletmeyi? Acaba bu ikisi birbiriyle kıyaslanır mı?”
    Ben: “Hayır!” dedim.
    imam Sadık: “Acaba namaz mı daha önemlidir, yoksa oruç mu?”
    Ben: “Namaz” dedim.
    imam Sadık: “O halde neden hayız gören kadına orucun kazası farzdır da namazın kazası farz değildir Acaba bunları birbiriyle kıyas etmek mümkün mü?”
    Ben: “Hayır!” dedim.
    imam Sadık: “Acaba kadın mı (güç yönünden) daha zayıftır, yoksa erkek mi?”
    Ben: “Kadın.” dedim.
    imam Sadık: “Öyleyse neden Allah Teala mirasta erkek için iki pay, kadın için ise bir pay belirlemiştir? Acaba bu hüküm kıyasla doğru olur mu?”
    Ben: “Hayır!” dedim.
    imam Sadık: “Neden Allah Teala, bir kimse on dirhem hırsızlık yaptığında elinin kesilmesini emretmiş, ama bir adam bir kimsenin elini keserse beş yüz diyet belirlemiştir? Acaba bu hüküm kıyasla uyuşur mu?”
    Ben: “Hayır!” dedim.
    imam Sadık: “Duydum ki şu ayetin; “Kıyamet günü nimetler hakkında sizden sorulacak” tefsirinde nimetlerden maksat, tatlı yemekler ve yazın içilen serin sulardır, demişsiniz.”
    Ben: Evet! Öyle mana etmiştim.
    imam Sadık: “Eğer bir adam seni davet edip de önüne, tatlı yemekler getirse, daha sonra minnet etse, böyle bir adam hakkında nasıl hükmedersin?”
    Ben: “Cimri bir adamdır derim.”dedim.
    imam Sadık: “Acaba Allah Teala cimri mi (kıyamet günü, bize vermiş olduğu yemek ve sular hakkında bizden hesap sorsun?”
    Ben: Öyleyse Allah Teala’ın, hakkında insandan hesap soracağı nimetlerden maksat nedir? dedim.
    Buyurdular: “Nimetlerden maksat, biz Peygamber Ehl- i Beyt’inin muhabbet ve sevgisidir.”
    1 ...
  2. 1.
  3. imam ı azam'ın öğrencilerinden birisi birgün hastalanır ve imamı azam onu ziyarete gider. Öğrencinin durumu çok kötüdür. Bunu gören imam ı azam "ben seni yerime bırakmayı düşünüyordum, oysaki senin dermanın bitmek üzere" gibi bir cümle kurar. Aradan biraz zaman geçer ve o ölümü beklenen hasta öğrenci iyileşir. Ancak iyileştikten sonra derslere gelmemeye başlar çünkü imamı azam'ın dediklerinden yola çıkarak artık kendi ilminin yeterli olduğu fikrine kapılır.
    imam ı azam onu tekrar derslere döndürmek için bir başka öğrencisini ona yollar ve ona şu soruyu sormasını ister.
    "bir adam terziye kısaltması için bir kumaş verir ve Bir zaman sonra müşteri kumaşı almak için geri gelir. terzi, ona 'ne kumaşı ben senden kumaş almadım' diyerek adamı gönderir. Biraz daha zaman geçince terzi insafa gelerek adamı bulur ve kumaşı ona verir. Bu durumda terzi ücreti hak eder mi? Hak etmez mi?"
    imam ı azam gönderdiği öğrenciye der ki "eğer ücreti hak eder derse, yanlış olduğunu söyle. Eğer ücreti hak etmez derse onun da yanlış olduğunu söyle."

    Derslere gelmeyen öğrenci durumu çok merak eder ve imam ı azam'ın yanına utançla da olsa gelir.

    imamı azam'ın cevabı şu olur "eğer terzi kumaşı, müşterinin almak için geldiği zamandan önce kısalttıysa ücreti hak eder. Çünkü kumaşı müşteri için kısaltmıştır.
    Ama eğer terzi kumaşı, müşterinin almak için geldiği zamandan sonra kısalttıysa ücreti hak etmez. Çünkü bu kısaltmayı kendisi için yapmıştır ve bu da gaspa girer."

    Muhteşem bir örnek.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük