Diyanet müessesesinin halkın talebi değil devletin ibadethaneleri ve inanç temelli fikirleri nispeten denetim altında tutmak için kurulan bir kurumu olduğundan habersiz cehalet timsalinin beyanı.
Müslüman halkın illa bir diyanet kurumu olsun şöyle yapsın böyle olsun diye bir derdi olmadı ki zaten.
Milli eğitime ayrılan bütçeyi de orta öğretime devam edecek olanlar ödesin, sağlık ödeneğini daha çok hasta olanlar, turizm ve tanıtıma ayrılan bütçeyi turizmden ekmek yiyenler, sanata ayrılan devlet katkısını da sadece tiyatroya sinemaya gidenler ödesin, diğerlerinin vergilerinden bunlar alınmasın diyebilecek potansiyel kuş beyinlilere açılmış güzel bir penceredir.
Hatta devletin camilere hiç bir hususla en ufak bir para yardımında bulunmaması gerekir.
Eğer tek bir dinin tek bir mezhebinin olması gerektiğinini iddia ettiği bir bina türünden bütün ülkede dağa taşa ihtiyaç olanın 5-10 Bin katı kapasiteli büyüklükte dikiyorsan;
O zaman başta Yahudilik, Hristiyanlık, Budizm gibi yaygın bütün dinlere ve ayrıca Göktengri, paganlık, Şamanlık vb. tahmini 4000 kadar din ve Jediizm vb. alternatif dinlere de ibadethane açmak, bunlara o dine uygun din adamı atayıp maaş vermek gerekir.
Devletlerin Resmi DiNi olmaz. Bu nedenle de devlet ve millet kaynakları herhangi bir din veya dinsel görüşe aktarılamaz.
Türkiye Cumhuriyetinde ilkokulların dahi elektrik, su paraları vb. temel ihtiyaçları dahi karşılanmaz iken, devletin hiç bir katkısı yokken, hiç bir iş yapmayan imamların 4000 TL maaş alması (Bir asker, Polis, Hemşire, teknisyen vb. den çok daha fazla bir maaş) akıllara zarar bir şuursuzluktur.
Camilerin arsa dahil bütün maliyetlerinin talep eden insanlar tarafından karşılanması, gene bu camilerde imam olan imamın maaşı, o caminin elektrik, su vb. masrafları gene o camileri talep eden insanlar tarafından karşılanması gerekir!
Eğer böyle bir şey yapılırsa en hardcore cami fanatiği tipin dahi anında 180 derece çark edeceği, cebinden 1 TL dahi vermeyeceği, camiye filan da gitmeyeceği çok çok iyi bilinir.
Cami talep ediyoruz vb. sözde halk talebi denen şeylerin tamamının yegane sebebi mevcut hükumetin Siyasal islam propagandası ile ayakta durması, bu partiye yaranmak isteyenlerin de bunu "Camii istiyıh, Allaaahu Akbaar" vb. sloganlarla partiye iyi görünme çabasından başka bir şey değildir.
Keza yarın Ateist bir iktidar gelse alayı anında 180 derece dönüp en koyu Ateistten dahi Ateist olur, Müslümanları kesmeye çalışır, her hangi bir dine inanan insanlara saldırırlar, Müslümanların alayını ve islamı bugün yaptıkları gibi FETÜCÜ vb. damgalarla yaftalamaya çalışıp holiganlık yaparlar.
Ayrıca islam dinini bizzat kendi kitabındaki kurallara göre ruhban sınıfı yani dinin adı ile para kazanan insan sınıfı olması tamamen günahtır.
Ayrıca islam dinin de cami diye bir şey yoktur. islamın doğduğu yıllarda insanların toplantı salonu, sosyal medya, gazete, telefon vb. iletişim araçlarına sahip olmaması, bu nedenle bir birleri ile iletişimde zorlanması vb. nedenlerle namazların birlikte kılınması ve bu maksatla bu halkı bir araya toplayacak MESCiTLER yapılası kararlaştırılmıştır.
Yani Cami yapılması olayı ne islam açısından neden akıl, mantık açısından açıklanabilecek bir şey değildir.
Türkiyede ortalamaya vurduğunuzda camilere kapasitesinin % 1'i kadar dahi insan gitmemektedir.
Ülkede bir istatistik yapılıp düzenli camiye giden insanların sayısı belirlendiğinde bu sayının nüfusun % 0,01'inme dahi denk gelmeyeceğine bahse girerim.
Büyük şehirlerde merkezi yerlerde bulunan 1 veya 2 camiyi bilinçli olarak siyasi propaganda amacı ile doldurup gösteriş yapmak Türkiye'de geri kalan camilerin % 99,99 Oranla tamamen boş olduğu, insanların ayda 1 dahi gitmediği gerçeğini değiştirmez....
imam maaşlarını zaten camiye gidenler ödemektedir. bknz. 2017 yılında hak ettiğim maaşdan doğrudan ödemiş olduğum vergiler: 11503.98 tl (gelir vergisi)
