ikiyüzlülüğe konu olan okullardır. meslek lisesi olduğu için puan düşmesi sorunu yaşayan bu okul mensupları ve destekjcilerinin neden diğer meslek liselerini de bu savunmaya katmadığı tarafımca merak edilir.
mesela motor meslek lisesine giden öğprenci , ailesi tarafından motorcu olsun diye gönderilmemiş , iyi bir motor bilgisi olsun , motoru düzgün öğrensin diye gönderilmiş olabilir.
imam hatip liseleri , imam yetiştirmek için açılmış okullardır. ayrıca bir siyasi görüşün uzantılarıdır. dini öğretmektense dini siyasette nasıl kullanılabilecğini öğretirler.
bu kadar müslümanın yaşadığı bir ülkede , din çığırtkanlığının dağları parçaladığı türkiye' de nasıl olurda hala , gelir bu kadar adeletsiz dağıtılır , insanlar vicdandan uzak sadece kendi siyasi görüşünde olan fakirlere yardım eder , nasıl olur da kul hakkı yenir , nasıl olur da milletin karısına kızına yan gözle bakmamak için tek şart türban gösterilir , nasıl olur da maneviyattan bu kadar uzaklaşılır , nasıl olur da yolsuzluk alır başını gider , nasıl olur da dindar geçinenler bu kadar bencil olabilir , nasıl olur da kişi dinini yaşadığı vatanı parsel parsel satar , nasıl olur da hayvanlara tecavüz edilir ve bunu yapanlar cezasız kalır , nasıl olur da şiddet bu kadar yaygınlaşır , nasıl olur da insanlar birbirinden bu kadar nefret eder, anlamak mümkün değildir.
allah muhafaza birde müslüman bir ülke olunmasaydı neler olur kimbilir.
imam hatip liselerinin yolunun açılmasındaki tek amaç zaten fazlasıyla mevcut olan kadrolaşmanın suyunu çıkarmaktır.
kadrolaşmak kul hakkı yemek anlamına mı gelmemekte midir?
kendine müslümanlar.
bir zamanlar solcuların tekelinde olan lakin şimdilerde gülünesi bir aç gözlülükle ve hırsla tüketilen entellektüel mirasın yeni ve mütevazı sözcülerinin yetiştiği güzide kurumlardır bu kurumlar efendim. yakalarındaki rozetlerle değil yüreklerindeki tereddütlerle vatanlarını ve bayraklarını sevenlerin okuludur. vatanlarına ve milletlerine olan sevgilerini görkemli bir nümayişle değil sessiz ve mukaddes bir ayinle kutlayan ve her an bunun sancısını ve kutlu gururunu yüreklerinde taşıyan insanların mahallesidir efendim. kierkegaard'ı da mollla sadra'yı da bilen, nietzsche'den ve cioran'dan ezbere aforizmalarla karanlık sokakları arşınlayan çileci kardeşlerin dergahıdır efendim. büyük olmanın yolunun kendi küçüklüğünü kabul etmek ve her daim yüzüne vurmaktan geçtiğini ilkin peygamberden öğrenen sonrasında da kierkegaard'ı okurken peygamberin ne kadar da haklı olduğunu bir kere daha idrak eden haysiyetli fikir işçilerinin atelyesidir efendim. mevlana'yı da şems'i de bilen; attar'dan, hafız'dan, yunus'tan ezbere kin ve nefret bulaşmamış gün doğmamış şarkılar söyleyebilen mahcub sazendelerin meclisidir efendim. inancın da küfrün de bir bağış olduğunu ezbere okuduğu ayetlerin ne anlama geldiğini merak ettiği birgün o yüce kitapta görüp anladıktan yıllar sonra cioran'ı okurken, onca çilesine ve çabasına rağmen inanamamış bu umutsuzluğun ihtişamlı kralına bağışlanmayan inancın kendisine bağışlandığını bir kere daha idrak ederek buna şükreden günahkar dervişlerin dergahıdır efendim. tanrının doğusunda hayatın batısında geçirdiği araftan günlerin sonunda birgün mutlaka ama mutlaka kalbindeki meleklerle birlikte dünyanın tüm halklarını kucaklayacağı o güzel günlerin hayaliyle yaşayan romantik serserilerin mekanıdır efendim. günahtan ve hatadan nefret edenlerin değil, sevaba, iyiliğe ve güzelliğe meftun olanların haclegahıdır efendim. bağımsızlığının en mukaddes emaneti olan istiklal marşının yanında dünyanın en kutlu aşk şiirlerinden biri olan mona roza'yı da, her bir ayeti şiirlerin en güzeli, en muhteşemi olan kuran ayetlerini de ezbere bilen nur yüzlü hafızların medresesidir efendim.
hani demirciler çarşısı cinayetinde yaşar kemal'in dediği güzel atlara binip çekip giden o güzel insanların manevi torunlarının okuludur bu okullar efendim. evet gerçekten de bazıları bu hiç tanımadıkları ve bu kafayla da hiçbir zaman anlayamayacakları insanlardan epey bir rahatsız oluyorlar. lakin, şöyle kadim bir mizaha göz kırparak yaptığımız ayaküstü bir psikanaliz sonrasında söylersek; beyefendilerin bu rahatsızlıkları o salakça korkularından dolayı değil bilakis kendilerine bırakılan o soylu, o erdemli mirası yüzlerine gözlerine bulaştırmanın verdiği nedamet ve öfkeden kaynaklanıyor kanaatindeyiz.
tedip edilmiş bir açlıkla önlerine gelen her türlü neşriyatı okuyan bu parlak gençlerin artık damak tadları ve estetik anlayışları da yerine geldi ki bugünlerde çok daha görkemli ve soylu ama o ölçüde de sessiz ve alçakgönüllü bir entellektüel hareketin tohumlarını atıyorlar bu velud topraklara. ve her gün dostoyevski'nin o güzelim romantik ve öfkeli diliyle tarif ettiği o romantik serserilerin tüm dünyayı boyayacakları güzel günlerin hayaliyle yaşayacaklar bu topraklarda. çünkü onlar herkesten çok daha fazla tanış oldukları alemlere rahmet olarak gönderilen o kutlu peygamberin öğütlerine kulak veriyorlar yalnızca ve yalnızca. çünkü onlar o güzel efendinin, peygamberlerin en yücesi, insanların en mukaddesinin verdiği "yaşadığınız dünyayı güzelleştirin" tavsiyesini yerine getirmek için uğraşıyorlar. sokaklarda kinle ve nefretle bağırarak aptalca savaşlar veren insanlara gülüp geçiyor ve kendi içlerindeki o en kutlu savaşa dönüyorlar her daim. çünkü biliyorlar ki asıl cihad ve büyük cihad insanın kendisine karşı verdiği mücadeledir.
işte imam hatipler memleketin, acınası bir azınlık da olsa, bir kısmının ne kadar da hamakat ehli olduğunu, kıçıkırık korkularla hemhal olduğunu gösterir gülünesi kin ve nefretin muhatabı güzide okullardır. okulumuzdur. okulumdur. mustafa kemal atatürk bir türk dünyaya bedeldir derken hangi vurgu ve inançla söylüyorsa biz de aynı vurgu ve inançla söylüyoruz ki "türkiye de iki okul vardır biri imam hatipler diğeri ise diğerleridir efendim."
hamiş: bütün bu yazılanlara rağmen yine de hiç iyi anlatamadım diyerek üzüldüğüm ve birgün bu güzel okulum için özene bezene bir yazı yazacağım diye kendi kendime söz verdiğim canım okulumdur efendim.
mezunlarının ve öğrencilerinin hep doğru düzgün dini bütün güzel insanlar olduğunu düşündüğüm ama okuldan kaçıp içki içtiklerini gördüğüm enteresan gerekli ama fazlası zarar olan lise.
madem bu kadar şikayetçisin bu kadar dırdır edeceğine git seni o okula yazdıran anana babana yap gösterini. sözel öğrencisi çıkıp ben ben mühendis olucam diyor mu? hadi diyelim ki dedi onlarında alan dışı puanlarına bir el atalım mı?
anlaşılan herkes kaderini kendisinin belirlediğini, imam hatip değil de ne bileyim herhangi bir liseye giden birisi bunun kendi tercihi olduğunu, bu yüzdendir ki, kendilerinin herşeyi hakettiğini düşünecek kadar fütursuzca cümleler kurabiliyor. ilköğretim sonunda kim ölçüp biçip eh benden kesin tıp adamı olur, onun için geleceğimi şimdiden kontol altına almalıyım ve mutlaka beni bu yöne sevk edecek bir okula gitmeliyim dedi ve bunu uyguladı?
annen seni imam hatip okuluna gönderdi diye, sen ileride imam olmak istemediğini farkettiğin anda ne yapacaksın, intahar mı edeceksin dönüşü yok bu yolun diye?
imam hatip okulunda okumadım diye kendini yukarılara biryerlere koymaya çalışma, okumamanın sebebi oraya gönderilmediğinden olsa gerek. senin çok ileriyi gören zekanın değil, ebeveyninin kişisel tercihinin sonucudur bu.
imam hatip okulu ileride ilahiyat fakültesine gidecekler için sağlam bir temel olur, bu da güzel olur. gitmeyecekler için de sıradan bir lisedir. istediği fakülteye giden yollardan birtanesidir.
talihsiz öğrencilere, talihsiz mezunlara sahip liselerdir.
tamam imam, hatip yetiştirmesi gereken liselerdir. mezunları doktor, avukat olmak istememelidir. ama en azından ilahiyat fakültesi için puanları kesilmemelidir. imam hatip lisesinde dini eğitim temeli alıp bu temelin üstüne ilahiyat binasını çıkmak isteyenler olabilir ki nesi yanlıştır? tamam alakasız mesleklere yönelmesinler ama en azından ilahiyat okuyabilsinler. bu alanda puanları kesilmesin.
bazı siyasi partilerin arka bahçesi oldugu surece eleştirilmeye mahkum olan okullardır. Diyanet işleri gibi laik bir cumhuriyet te devlet desteği ile eğitim vermemesi, bulunmaması gereken kurumlardır.
vakıf yada şahısların açıcağı okullarda ise ne eğitimi verileceği gun gibi aşikardır. * . bu yuzden tam anlamıyla iki ucu boklu değnektir. olmasa olmaz, olsa olmaz bir durumdur.
eğer olayı salt eşitlikle çozmeye kalkarsak imam hatipler gibi devletinde heybeliada ruhban okulunu açması gerekicektir.
malesef varlıklarıyla hem hukuki hemde sosyal sorunların öznesi durumundaki okullardır.
açılış amacı din görevlisi yetiştirmek olan imam hatip liseleri, açıldığı yıldan itibaren 63 yıl boyunca sadece erkek öğrenci yetiştirmekteydi. kız öğrencileri almaya başlaması, kızını imam hatip lisesine göndermek isteyen bir babanın hukuk mücadelesini kazanmasıyla başlamıştır. ilk anadolu imam hatip lisesi 1985 yılında açılmıştır. (bkz: kartal anadolu imam hatip lisesi) imam hatip lisesi öğrencileri bugün kat sayı hesaplaması ile öss bazında hiç öğrenim görmemiş, okula yeşillik olsun diye gelen öğrenci muamelesi görmektedirler ki bu da, puanlamada düz lise öğrencileriyle eşitlik sağlandığında çok daha iyi eğitim aldıklarının ortaya çıkacağı ve Türkiye'de dini bilgisi sağlam olan bireylerin söz sahibi olacağı endişesinden başka birşey değildir.
bilimsel ve analitik düşünce yapısından çok uzakta, dogmatik düşünceye mensup insanların aynı tezgahtan çıkmışcasına mezun olduğu okullardır. amacı, imam yetiştirmek olan meslek liseleridir ayrıca. mühendis, doktor, finansçı ya da avukat değil.
imam ve hatip yetistirmez belki ama cok guzel bir sekilde akp nin tabanini yetistirir bu okullar. ayrica burdan cikan insanlar gercek hayata 3-0 geriden baslar bana gore.
bundan 20-30 sene once bir fransiz elcinin gorup sasirdigi ve bu okular hakkinda ben turkiyenin tumuyle degistigini saniyordum kendini eski sorunlarindan arindirdigini saniyordum ama hicte oyle degilmis. bu okulardan cikanlar gelecekte bu ulkenin yonetmini ele alacak dikkatli olun dedigi ve adamin kehanetini dogru cikarmis okulardir.
kuruluşunda imam ve hatip yetiştirme amaçlı olarak meslek lisesi formatında oluşturulan, ancak ülkenin reel bir arayışına, ortalama Türkiye cumhuriyeti vatandaşımızın ahlaki yönden biraz daha "kuvvetli" eğitim ortamlarına duyduğu anlaşılabilir ihtiyacına, yanıt verdiği için, normal lise gibi gelişmesine göz yumulan; zamanla da politikacıların özellikle oy deposu olarak görüp kullandığı, yasayla gerçekliğin örtüşmediği, sesle görüntünün çakışmadığı; geçmişte medrese ve tekkeleri, seçeneğini yaratmadan kapatmış olmanın gizli utancı ve beceriksizliğiyle, devletin ve toplumun göz yumduğu, ülkenin en büyük (-mış gibi yapılan) çifte standartlık eziyet işlerindendir.
bir eğitim reformu programının olmazsa olmazlarından, kapatılacağı, dönüştürüleceği ve özelleştirileceği açıklanması gereken, ülkemdeki bir ortaöğrenim okul türüdür.
şimdilik hayali bir eğitim reformunda, kapatılacağının açıklanması ama bir bölümünün -özelleştirilmeye- açık tutulması gereken; dileyen türkiye cumhuriyeti yurttaşlarının, tek tek ya da birleşerek talip olabilecekleri; böylelikle toplumun, ihtiyacı ve gücü oranında, dini ve ahlaki açıdan kendini biraz daha (en azından eski imam hatip liseleri düzeyinde) rahat hissedebileceği bir ortamda eğitim fırsatı elde edebileceği okul türü;
yeni formatında korkuya gerek olmadan, tıpkı batıdaki gibi örneğin islam lisesi olarak adlandırılabilecek, müfredatının %85 inin ülkemdeki genel eğitime uygun olacağı, kalan %15 inde ise, eskiden imam hatip liselerinde olduğu kadar din kültürü ve ahlak derslerine yer verilen; başka dinden olanların ya da din kültürü almak istemeyenlerin de gidebileceği; dileyenlerin bu özel derslerden muaf tutulabildiği, belli sayıyı aşan katılımcıya sahip yerlerde ise (örneğin alevi yoğunluklu bir yerde alevi kültürü üstüne ders, alanya gibi bir yerde örneğin protestan, mardin’de süryani çocuklarına da hristiyan dini ve ahlakı ile ilgili) yeni derslerin açılabileceği; tıpkı avrupada kimi katolik okullarına müslüman öğrencilerin gidişinde uygulandığı gibi kuralların geçerli olduğu, bu topraklarda da açılması kaçınılmaz olacak olan çağdaş okul tipi;
yeni biçiminde uygulanacak derslerin miktarında ya da içeriğinde, kuralların dışına taşılıp taşılmadığı işi, milli eğitim bakanlığının olacaktır. Ancak unutmayalım ki devlet, yeni sistemde zaten okullarını belediyelere, öğretmenleri ise şimdi özel okullarda uygulandığı biçimiyle serbest piyasaya devrederek -kurtulmuş- olacağından, milli eğitim bakanlığı da rahatlamış ve asli, denetim işine dönmüş olacaktır. bakanlık yeterli sayıda ve eğitimli müfettiş kadrosuyla; bu yeni tür okullardaki köktenci, ideolojik, fraksiyonel veya dolandırıcılık türündeki yaklaşımları, denetimleriyle rahatlıkla açığa çıkarabilecektir.
Ayrıca kuruluşundaki amaca binaen, ülkenin ihtiyacı oranında, ki bu ihtiyacı serbest girişimcilik zaten kolayca saptayacaktır, elbette yeni bir isim altında ve özel girişimciliğe açık olarak bu okulların bir kısmı muhafaza edilmelidir. Özel girişimcilik, çünkü devletin artık bu tür din okullarını açması gerçek laik sistemde absürd olacaktır. Yeni bir isim çünkü, bu okullar artık imam-hatip lisesi altında toplanamaz. Bu okulun sadece imam ve hatip yetiştirmeye ayrılması anlamındaki teklik dönemi sona ermiş olacaktır. Çünkü bu ülkede başka dinlerden insanlar da yaşamaktadır ve onların da din adamı ihtiyacı vardır. Hem kel hem fodul olmak istemiyorsak yani hem onlara okul kurmayıp hem de dışarıdan din adamı getirmelerine izin vermiyorsak, çifte standarda son vermek zorunludur. Sonuçta bu yeni okul asıl amacına uygun olarak ülkemizdeki gerçek imam, hatip, rahip, papaz yetiştirilmesine yarayan orta düzeydeki bir çeşit özel din, ruhban meslek lisesi olarak sistemdeki yerini alır. Devamı da elbette ilahiyat fakültelerinde getirilir ve her dinin ihtiyacı olan kadrolar ilerde gerçekten bağımsız olacak YÖK koordinasyonundaki okullarda özgür düşünceli Türkiye cumhuriyeti bireyleri olarak yetişebilirler. Bu tür bir eğitim reformu ve böylesi bir yapılanma, şu an ülkemizde olmayan ama ilerde bir gün mutlaka tanışacağımız gerçek laik sistemin kurallarına da uygun olacaktır.
eskisi gibi imam yetiştirme görevini yapmayan kurum. her ne kadar bütün genellemeler yanlış olsa da birçoğu aile baskısı altında kalmış gençlerin tercih etme zorunluluğunda bırakıldığı yerlerdir. eskiden olmasa bile günümüzde böyle.
ayrıca şudur ki imam hatip li ile genel liseli aynı kefede değerlendirmek, sadece genel lisedeki insanlar için değil, bir çok insan için haksızlık olur. günümüzde sadece erkek olduğu için bir çobanın testisine ultrason yapamayan tesettürlü bayan doktorlar eğer hipokrat yemini edip, o kadar sene okuyup da doktor olabiliyorsa imam hatipli öğrencilerin mimar, arkeolog vs vs olduklarında kimbilir neler olur..
dışarıdan ahkam kesmek ne kadar doğrudur bu okullar için bilemiyorum -zira anadolu lisesi sınavı'na bir ihl'de girmiştim. onun haricinde önünden dahi geçmişliğim yoktur- ama zamanında orada okumuş, bu sayede orayı çoğumuzdan iyi betimleyen bir ekşi yazarı var.
edit: gayet samimi bir entryi buraya -genel davranışlarımın aksine- laf sokma, ayar verme amacı güdmeden, samimi bir şekilde taşımama rağmen; kuzu misali, yine kurtların* saldırısına uğradım ama neyse...
iMAM YETiŞTiREN OKUL. NEDENSE MEZUNLARI HER MESLEĞE UYGUN OLDUKLARINI DÜŞÜNÜRLER. BOLU MENGENDEKi AŞÇILIK OKULUNU BiTiREN KiŞi NASIL MÜHENDiS OLAMIYOSA BU KiŞiLERDE iMAMLIKTAN BAŞKA BiRŞEY OLMAMALIDIR...
kimseye yaranamamış , politikacıların birkaç oy uğruna çok fena harcadığı , dini gurupların ise kendilerine eleman kapmak için çokca girip çıktığı , gençliğimim en güzel 6 senesini geçirdiğim güzel okulum . neredeyse tüm siyasi ve dini guruplar tarafından kullanılmış , karşıt görüşteki inasanların "bak bunlar öçü" şeklinde otaya attığı , bazı siyasiler tarafından * arka bahcesi olarak nitelendirilmiş ama şubat ayının malum günüden sonra piç gibi ortada bırakılmış lisedir . zaten o siyasiler için bu liseler oy demektir . onlar için bu mesele hiç bir şey ifade etmemektedir . çocukarını bile büyük şeytan olarak nilendirdikleri amerikada okutmaktadır bunar .
imam hatipler bildiğiniz liselerdir işte . orada okuyanların sizlerden hiç bir farkı yoktur . doğrusunu söylemek gerekirse dini hassasiyeti biraz fazla olan ailelerin çocuğum dinini diyanetini daha iyi öğrensin diye gönderdiği , dini eğitime ağırlık verniş okullardır . müfredatları sizin lisenizdeki müfredat gibidir . vatanlarını severler , atatürkü severler * . sevmektedirler işte sevilecek şeyleri . cocuktur daha onlar .
ama bununla birlikte herşey bu kadar masum değildir . güzel türkiye'mizde farklı liselere farklı kurallar işlemektedir . sadece tv lerde gördüğünüz kafayı şeriatla bozmuş , piskopat siyasetcilerle hiç bir bağlantınız olmasa bile onlarla aynı kefeye koyulursunuz .
bir imam hatipli olarak şunu diye bilirsiniz : "ama ben onlara oy vermedim ki" " ben öss ye hazırlanıyorum hem siyasetten anlamam " istediğiniz kadar bir tarafınızı yırtın kimsenin umrunda değildir . malesef bunların hiç bir geçerliliği yoktur . dedikya kurallar işlemektedir .
bu siyasi düzen yada düzensizlik içerisinde yani ahlaksız hesapların yapıldığı siyaset ortamında imam hatiplilere isteseler de istemeselser de biçilen bir rol vardır ki . diğerleri oyunlarını daha iyi oynayabilsin .
sonuç olarak bu liseler türkiye de bir sorun teşkil etmektedir . peki çözümü varmıdır ? . bunu çözmeye hiç bir siyasinin gücü yetmez . yök izin vermeden de bir tane allahın kulu bu olayı çözemez . bu kadar basittir .
kısacası lise 2 ye kadar universiteye gidip öretmen olma hayaliyle * yaşarşınız sonra biri gelip bir yanlışlık olmuş bundan sonra giremezsin der . peki önü kesmişlermidir . kısmen de olsa kesilmiştir ama imam hatipli insanlar şu an devletin bir çok kademesinde bulunmaktadır . bir çok arkadaşımız özel yetenek sınavları ile bir şekilde üniversiteye girmiş , bir çoğuda devlet memuru olmuştur . bu bazı çevrelerin zoruna gitsede gerçek budur .
"DANiMARKALI şerefsizleri protesto mitingine gitmiştik..çağrı müziği çalındığığnda herkes kendinden geçti..süperdi..." demiş gencecik beyin. kendi mi düşünmüş bunu? kim tarafından bu okul çağrılmış? danimarka'yı tekbir getirerek mi protesto edeceğiz? gencecik çocukların, siyasi parti mitinglerine getirilip, tekbir getirtilecek kadar nasıl beyinleri yıkanmış?
"imam-hatip liseleri, imamlık, hatiplik ve Kuran kursu öğreticiliği gibi dini hizmetlerin yerine getirilmesiyle görevli elemanları yetiştirmek üzere, Milli Eğitim Bakanlığı'nca açılan ortaöğretim sistemi içinde, hem mesleğe, hem yükseköğrenime hazırlayıcı programlar uygulayan öğretim kurumlarıdır."
amacı bu şekilde açıklanmıştır. bu okulu kazanan, kaydolan bu kaideyi kabul ederek bu okula gider.
dolayısı ile; bu okula giren kişiyi, hiçbir şekilde yok onlar daha zeki, yok efendim onların da bu bölümlere gitmeye hakkı yok mu diye savunamazsınız. çünkü mesleki eleman yetiştirmeyi amaçlayan bir lisedir.
eğer imam hatip'in katsayısı genel liselerle eşitlenirse, meslek lisesine giden kişilerlerden ne ayrıcalıkları oldukları sorulacaktır. keza iki okul da mesleki eğitim vermektedir.
eğer meslek liselerinin katsayısı genel liselerle eşitlenirse, bu kez genel lise, meslek lisesi farkının ne olduğu sorulacaktır. eşitlemek için, Meslek lisesinden yatay geçiş ve mesleki bölümlerde verilen en puan, genel liselere neye göre verilecektir.
astronot, mimar, arkeolog olmak isteyen bir insan, ne akla hizmet imam, hatip, Kuran kursu öğreticisi yetiştiren bir liseyi tercih etmiştir.
tekrar belirteyim efendim; imam hatip liseleri, mesleki eğitim veren bir lisedir ve eğitim görmeye başladığınız andan itibaren, o mesleğe yönelmiş sayılır, o mesleğe göre yetiştirilirsiniz. dolayısı ile bir "imam hatip lisesi" ile bir "genel lise"'yi aynı kefede değerlendirmek, hem imkansız bir eylem, hem de haksızlıktır.
rant kavgası amacıyla kullanılan fakat okuyan çocukların bunda hiç suçu olmadığını düşündüğüm devlet okulu. burada okuyan öğrenciler imam mı olur, hatip mi olur, başka birşey mi tartışmasından ziyade çocuklar da düşünülmelidir. tartışmanın amacını bile anlamayan bu çocuklar tamamen suçluluk psikolojisinin baskısı altında eğitim görüyorlar.
Artık Fetullah Gülen gibi bir adamın elleri arasına düşmüş, din konusunda dogmatik bilgilerle donatılma ihtimali yüksek olan, dini şekilci bir havaya sokmuş, kuvvetli muhtemel rejim karşıtı insanların bol olduğu, aslında sadece imam olacak vatandaşlarımızın okuması gereken liselerdir.