bundan 20-30 sene once bir fransiz elcinin gorup sasirdigi ve bu okular hakkinda ben turkiyenin tumuyle degistigini saniyordum kendini eski sorunlarindan arindirdigini saniyordum ama hicte oyle degilmis. bu okulardan cikanlar gelecekte bu ulkenin yonetmini ele alacak dikkatli olun dedigi ve adamin kehanetini dogru cikarmis okulardir.
imam ve hatip yetistirmez belki ama cok guzel bir sekilde akp nin tabanini yetistirir bu okullar. ayrica burdan cikan insanlar gercek hayata 3-0 geriden baslar bana gore.
bilimsel ve analitik düşünce yapısından çok uzakta, dogmatik düşünceye mensup insanların aynı tezgahtan çıkmışcasına mezun olduğu okullardır. amacı, imam yetiştirmek olan meslek liseleridir ayrıca. mühendis, doktor, finansçı ya da avukat değil.
açılış amacı din görevlisi yetiştirmek olan imam hatip liseleri, açıldığı yıldan itibaren 63 yıl boyunca sadece erkek öğrenci yetiştirmekteydi. kız öğrencileri almaya başlaması, kızını imam hatip lisesine göndermek isteyen bir babanın hukuk mücadelesini kazanmasıyla başlamıştır. ilk anadolu imam hatip lisesi 1985 yılında açılmıştır. (bkz: kartal anadolu imam hatip lisesi) imam hatip lisesi öğrencileri bugün kat sayı hesaplaması ile öss bazında hiç öğrenim görmemiş, okula yeşillik olsun diye gelen öğrenci muamelesi görmektedirler ki bu da, puanlamada düz lise öğrencileriyle eşitlik sağlandığında çok daha iyi eğitim aldıklarının ortaya çıkacağı ve Türkiye'de dini bilgisi sağlam olan bireylerin söz sahibi olacağı endişesinden başka birşey değildir.
bazı siyasi partilerin arka bahçesi oldugu surece eleştirilmeye mahkum olan okullardır. Diyanet işleri gibi laik bir cumhuriyet te devlet desteği ile eğitim vermemesi, bulunmaması gereken kurumlardır.
vakıf yada şahısların açıcağı okullarda ise ne eğitimi verileceği gun gibi aşikardır. * . bu yuzden tam anlamıyla iki ucu boklu değnektir. olmasa olmaz, olsa olmaz bir durumdur.
eğer olayı salt eşitlikle çozmeye kalkarsak imam hatipler gibi devletinde heybeliada ruhban okulunu açması gerekicektir.
malesef varlıklarıyla hem hukuki hemde sosyal sorunların öznesi durumundaki okullardır.
talihsiz öğrencilere, talihsiz mezunlara sahip liselerdir.
tamam imam, hatip yetiştirmesi gereken liselerdir. mezunları doktor, avukat olmak istememelidir. ama en azından ilahiyat fakültesi için puanları kesilmemelidir. imam hatip lisesinde dini eğitim temeli alıp bu temelin üstüne ilahiyat binasını çıkmak isteyenler olabilir ki nesi yanlıştır? tamam alakasız mesleklere yönelmesinler ama en azından ilahiyat okuyabilsinler. bu alanda puanları kesilmesin.
anlaşılan herkes kaderini kendisinin belirlediğini, imam hatip değil de ne bileyim herhangi bir liseye giden birisi bunun kendi tercihi olduğunu, bu yüzdendir ki, kendilerinin herşeyi hakettiğini düşünecek kadar fütursuzca cümleler kurabiliyor. ilköğretim sonunda kim ölçüp biçip eh benden kesin tıp adamı olur, onun için geleceğimi şimdiden kontol altına almalıyım ve mutlaka beni bu yöne sevk edecek bir okula gitmeliyim dedi ve bunu uyguladı?
annen seni imam hatip okuluna gönderdi diye, sen ileride imam olmak istemediğini farkettiğin anda ne yapacaksın, intahar mı edeceksin dönüşü yok bu yolun diye?
imam hatip okulunda okumadım diye kendini yukarılara biryerlere koymaya çalışma, okumamanın sebebi oraya gönderilmediğinden olsa gerek. senin çok ileriyi gören zekanın değil, ebeveyninin kişisel tercihinin sonucudur bu.
imam hatip okulu ileride ilahiyat fakültesine gidecekler için sağlam bir temel olur, bu da güzel olur. gitmeyecekler için de sıradan bir lisedir. istediği fakülteye giden yollardan birtanesidir.
madem bu kadar şikayetçisin bu kadar dırdır edeceğine git seni o okula yazdıran anana babana yap gösterini. sözel öğrencisi çıkıp ben ben mühendis olucam diyor mu? hadi diyelim ki dedi onlarında alan dışı puanlarına bir el atalım mı?
mezunlarının ve öğrencilerinin hep doğru düzgün dini bütün güzel insanlar olduğunu düşündüğüm ama okuldan kaçıp içki içtiklerini gördüğüm enteresan gerekli ama fazlası zarar olan lise.
bir zamanlar solcuların tekelinde olan lakin şimdilerde gülünesi bir aç gözlülükle ve hırsla tüketilen entellektüel mirasın yeni ve mütevazı sözcülerinin yetiştiği güzide kurumlardır bu kurumlar efendim. yakalarındaki rozetlerle değil yüreklerindeki tereddütlerle vatanlarını ve bayraklarını sevenlerin okuludur. vatanlarına ve milletlerine olan sevgilerini görkemli bir nümayişle değil sessiz ve mukaddes bir ayinle kutlayan ve her an bunun sancısını ve kutlu gururunu yüreklerinde taşıyan insanların mahallesidir efendim. kierkegaard'ı da mollla sadra'yı da bilen, nietzsche'den ve cioran'dan ezbere aforizmalarla karanlık sokakları arşınlayan çileci kardeşlerin dergahıdır efendim. büyük olmanın yolunun kendi küçüklüğünü kabul etmek ve her daim yüzüne vurmaktan geçtiğini ilkin peygamberden öğrenen sonrasında da kierkegaard'ı okurken peygamberin ne kadar da haklı olduğunu bir kere daha idrak eden haysiyetli fikir işçilerinin atelyesidir efendim. mevlana'yı da şems'i de bilen; attar'dan, hafız'dan, yunus'tan ezbere kin ve nefret bulaşmamış gün doğmamış şarkılar söyleyebilen mahcub sazendelerin meclisidir efendim. inancın da küfrün de bir bağış olduğunu ezbere okuduğu ayetlerin ne anlama geldiğini merak ettiği birgün o yüce kitapta görüp anladıktan yıllar sonra cioran'ı okurken, onca çilesine ve çabasına rağmen inanamamış bu umutsuzluğun ihtişamlı kralına bağışlanmayan inancın kendisine bağışlandığını bir kere daha idrak ederek buna şükreden günahkar dervişlerin dergahıdır efendim. tanrının doğusunda hayatın batısında geçirdiği araftan günlerin sonunda birgün mutlaka ama mutlaka kalbindeki meleklerle birlikte dünyanın tüm halklarını kucaklayacağı o güzel günlerin hayaliyle yaşayan romantik serserilerin mekanıdır efendim. günahtan ve hatadan nefret edenlerin değil, sevaba, iyiliğe ve güzelliğe meftun olanların haclegahıdır efendim. bağımsızlığının en mukaddes emaneti olan istiklal marşının yanında dünyanın en kutlu aşk şiirlerinden biri olan mona roza'yı da, her bir ayeti şiirlerin en güzeli, en muhteşemi olan kuran ayetlerini de ezbere bilen nur yüzlü hafızların medresesidir efendim.
hani demirciler çarşısı cinayetinde yaşar kemal'in dediği güzel atlara binip çekip giden o güzel insanların manevi torunlarının okuludur bu okullar efendim. evet gerçekten de bazıları bu hiç tanımadıkları ve bu kafayla da hiçbir zaman anlayamayacakları insanlardan epey bir rahatsız oluyorlar. lakin, şöyle kadim bir mizaha göz kırparak yaptığımız ayaküstü bir psikanaliz sonrasında söylersek; beyefendilerin bu rahatsızlıkları o salakça korkularından dolayı değil bilakis kendilerine bırakılan o soylu, o erdemli mirası yüzlerine gözlerine bulaştırmanın verdiği nedamet ve öfkeden kaynaklanıyor kanaatindeyiz.
tedip edilmiş bir açlıkla önlerine gelen her türlü neşriyatı okuyan bu parlak gençlerin artık damak tadları ve estetik anlayışları da yerine geldi ki bugünlerde çok daha görkemli ve soylu ama o ölçüde de sessiz ve alçakgönüllü bir entellektüel hareketin tohumlarını atıyorlar bu velud topraklara. ve her gün dostoyevski'nin o güzelim romantik ve öfkeli diliyle tarif ettiği o romantik serserilerin tüm dünyayı boyayacakları güzel günlerin hayaliyle yaşayacaklar bu topraklarda. çünkü onlar herkesten çok daha fazla tanış oldukları alemlere rahmet olarak gönderilen o kutlu peygamberin öğütlerine kulak veriyorlar yalnızca ve yalnızca. çünkü onlar o güzel efendinin, peygamberlerin en yücesi, insanların en mukaddesinin verdiği "yaşadığınız dünyayı güzelleştirin" tavsiyesini yerine getirmek için uğraşıyorlar. sokaklarda kinle ve nefretle bağırarak aptalca savaşlar veren insanlara gülüp geçiyor ve kendi içlerindeki o en kutlu savaşa dönüyorlar her daim. çünkü biliyorlar ki asıl cihad ve büyük cihad insanın kendisine karşı verdiği mücadeledir.
işte imam hatipler memleketin, acınası bir azınlık da olsa, bir kısmının ne kadar da hamakat ehli olduğunu, kıçıkırık korkularla hemhal olduğunu gösterir gülünesi kin ve nefretin muhatabı güzide okullardır. okulumuzdur. okulumdur. mustafa kemal atatürk bir türk dünyaya bedeldir derken hangi vurgu ve inançla söylüyorsa biz de aynı vurgu ve inançla söylüyoruz ki "türkiye de iki okul vardır biri imam hatipler diğeri ise diğerleridir efendim."
hamiş: bütün bu yazılanlara rağmen yine de hiç iyi anlatamadım diyerek üzüldüğüm ve birgün bu güzel okulum için özene bezene bir yazı yazacağım diye kendi kendime söz verdiğim canım okulumdur efendim.
ikiyüzlülüğe konu olan okullardır. meslek lisesi olduğu için puan düşmesi sorunu yaşayan bu okul mensupları ve destekjcilerinin neden diğer meslek liselerini de bu savunmaya katmadığı tarafımca merak edilir.
mesela motor meslek lisesine giden öğprenci , ailesi tarafından motorcu olsun diye gönderilmemiş , iyi bir motor bilgisi olsun , motoru düzgün öğrensin diye gönderilmiş olabilir.
imam hatip liseleri , imam yetiştirmek için açılmış okullardır. ayrıca bir siyasi görüşün uzantılarıdır. dini öğretmektense dini siyasette nasıl kullanılabilecğini öğretirler.
bu kadar müslümanın yaşadığı bir ülkede , din çığırtkanlığının dağları parçaladığı türkiye' de nasıl olurda hala , gelir bu kadar adeletsiz dağıtılır , insanlar vicdandan uzak sadece kendi siyasi görüşünde olan fakirlere yardım eder , nasıl olur da kul hakkı yenir , nasıl olur da milletin karısına kızına yan gözle bakmamak için tek şart türban gösterilir , nasıl olur da maneviyattan bu kadar uzaklaşılır , nasıl olur da yolsuzluk alır başını gider , nasıl olur da dindar geçinenler bu kadar bencil olabilir , nasıl olur da kişi dinini yaşadığı vatanı parsel parsel satar , nasıl olur da hayvanlara tecavüz edilir ve bunu yapanlar cezasız kalır , nasıl olur da şiddet bu kadar yaygınlaşır , nasıl olur da insanlar birbirinden bu kadar nefret eder, anlamak mümkün değildir.
allah muhafaza birde müslüman bir ülke olunmasaydı neler olur kimbilir.
imam hatip liselerinin yolunun açılmasındaki tek amaç zaten fazlasıyla mevcut olan kadrolaşmanın suyunu çıkarmaktır.
kadrolaşmak kul hakkı yemek anlamına mı gelmemekte midir?
kendine müslümanlar.
bir ülke için en önemli eğitim kurumlarıdır. ilim irfan fen edebiyat alanıında yükselmemizin tek yoludur kendileri. muasır medeniyetler seviyesine çıkmamızın tek yolu bu liselerden geçmektedir. efendim imamsız hatipsiz bir ülke düşünülebirmi hiç.
türkiye'nin din adami ihtiyacini mesliki acidan - üniversiteler harici - karsilayan tek kurumdur.
baska bir ise yaramaz.
basi kapali olarak okula büyük bir zorlama ile giden kizlarin bazilari okul cikisi etekleri dizüstüne ceker ve saclari dagitir. *
Çocuğunu imam hatip lisesine gönderen velilerin, çocuğum hem dinini öğrensin hem sonra da meslek edinsin gibi bir anlayışa sahip olmaları,hem kendi dini bilgilerinin zayıf olması ve bunu aktaramayacak kadar da aciz olduklarını belirten bir durumdur hem de kendilerine 80 darbesi sonrasında verilmiş olan ayrıcalığın da yetersiz olduğu yanlış değerlendirmesini yapmışlardır!
Bilindiği gibi 1980 yılından önceki yıllarda seçmeli olan din dersi evren paşanın ,abd direktifiyle yeşil kuşak projesi kapsamında, emirleriyle zorunlu hale getirilmiştir, neden? çocuklarımız dinlerini öğrensinler diye!
yetmemiştir, türkiye tarihinde başka hiç bir zaman diliminde olmadığı kadar imam ve de hatip yetiştirilmek üzere bahsedilen liseler açılmıştır!
mantık gayet basittir, çocuğunun imam omlasını istemiyorsan, kardeşim göndermeyeceksin imam hatip lisesine, ha dinini öğrensn diyorsan lise son sınıfa kadar maşallah din dersini her sene zorunlu olarak aldığımı biliyorum ben, lise hazırlık dahil*, yani normal liselerde haddinden fazla din eğitimi verilmektedir güzel kardeşim.
o da yetmedi diyebilirsin, liselerdeki dini eğitim yetersiz, imam hatip lisesine gönderme! amaç sadece dinini öğrenmesiyse çocuğunun, denetim altında tutulan kuran kurslarına gönderirsin, ki onlarda akp den sonra costular ya, her yer kuran kursu, ilk hatim edene bisiklet bile veriyorlar!
ya en olmadi, alırsın eline kuranı, daha dogrusu turkcesini*, cocugunu yetistirirsin be kardesim, bu kadar basit!
Artık bu, cocugum hem dinini ogrensin hem meslek edinsin basite kacan zırlamaların birakilma zamani geldi diye dusunmekteyim, bu millet de saf degil!
Burdan çıkarılabilecek bir diğer ilginç tespit de, bu okullara gitmeyen çocukların dinlerini yeteri kadar öğrenemediği olgusu ki bunun yanlış bir tespit olduğu aşikardır. bizim hacı amcalarımızın imam hatip'e gitmediklerini biliyoruz sanırım ki o zamanlar bu lisleler yok denilebilecek sayıdalardı, ki bir çok hocadan da daha sağlam ve her soruya verebilecekleri mantıklı bir cevabı olan bilgi birikim ve kuran kulturune sahiptirler.
Doğrudur, laik sistemde ne işi var zorunlu din derslerinin okullarda! sağlam bir denetim mekanizmasi altında her dinin kendisini öğretmesine izin verebilecek vakıflar ya da kurumlar yardımıyla dinini öğrenmek ya da başka dinleri incelemek isteyen vatanadşlarımızın bu istekleri karşılanabilir, ama malum islam hoşgörü dinidir, son yüz yılda çoğunluğu müslüman olan türk halkımız süryani, yahudi ve hristiyan vatandaşlarımıza çok hoşgörülü davrandıkları için kendileri gitmeyi tercih etmişerdir, bunlarin okulları açıldığında da linç edilemeyecekerinin garantisi yoktur.
ne imam ne hatip yetiştiren eni konu irticacı kadrolar yetiştiren; amacından sapmış eğitim kurumları. bir düşünün bakalım bu ülkenin sunni müslüman nüfusuna hizmet etmek için bunca imam ve hatip yetiştirilmesine ihtiyaç var mı? Yoksa amaç başka bir şey mi?
Bu okullarda din adami yetistirmeye harcanan enerjinin %99 unu cemaat yetistirmek adina diger egitim kurumlarina bolusturulmesi gerekmektedir. Zaten bu okullara cocuklar aile zoruyla giderler ve her siniftan tas catlasa 2-3 imam cikar. Islamdan korkar duruma geldigimiz su gunlerde bu 2-3 imamin camisini dolduracak cemaat tehlikededir. Imamlar issiz kalmasin diye abuk sabuk yerlere cami yapmakla dine bir yarar saglanmiyor. Hukumetin bu din severligiyle ortalama ayda 100 cami yapsa 5 sene sonra cami basina 3 kisi duser cuma namazi kilinamaz. * Yalancilik, siyasi rant bir koseye birakilip bu okullar hakkinda gerekli duzenleme yapilmalidir.
songünlerde gündeme öyle enteresan şekilde gündeme gelmeye başlamıştır ki her önüne gelen sanki uzaydan gelmiş insanlardan bahsediyor gibi imam hatipliler hakkında konuşmaya başlamışlardır. son olarak ta zaman gazetesinde yazı yazan bulent korucu adındaki kişilik bir şöyle talihsiz bir yazı yazmıştır
--spoiler--
Evet imam hatipli olmadığım için şanslıyım. Siyaset esnafının ucuz manevralarının hedefi haline gelmedim. Siyaset rüzgarının yönüne göre bulunmaz Bursa kumaşı ya da potansiyel suçlu muamelesi görmedim. Devletin elinden aldığım diplomam sabıka kaydına dönüşüvermedi. Bilim kurgu filmlerinde dünyayı istila eden Saylonlular'ı gibi algılanmadım. Önümü kesmek için bütün meslek liselilerin hayatı karartılmadı. Eğitim sistemi benim üzerimdeki inatlaşmaya kurban edilip, Anadolu liseleri işlevsiz hale getirilmedi. Kazanabileceğimden çok daha düşük üniversitelerle yetinmem istenmedi. Yükseköğrenim yapabilmek için Romanya'larda, Macaristan'larda dirsek çürütmek düşmedi nasibime. Artık demokrasiden dönüş yok denildiği bir zamanda darbe gerekçesi yapılıp horlanmadım.
Mutluyum; 'O bir imam hatipli' tacizine muhatap olmadım. Olağan şüpheli sınıfında tarassut altında tutulmadım. 'Sizin bildiğiniz iHL'lilerden değilim' diyebilmek için taklalar atmak zorunda kalmadım. Yeni mahallemde rüştümü ispat etmek, âleme kabul edilmek üzere olmadık sınavlara tabi tutulmadım. 'Bir de imam hatipli olacak' tarizlerine cevap yetiştirmek zorunda da kalmadım. 'Günah sadece bize mi?' isyanını seslendirme ihtiyacı duymadım. imam hatiplileri anlamak için ön yargısız çabalara ihtiyacımız var. Komplekssiz özeleştiriler bunun yolunu açabilir. Gerçi çoğu zaman yaptığımız gibi cezayı verip infaz ettikten sonra yargılamış olacağız. Ama olsun, hiç olmazsa gerçeği kayıtlara geçirmiş ve sonraki nesillere aktarmış oluruz.
--spoiler--
sanki siyaset eşrafının ucuz manevraları haline gelmeyi imam hatipliler istedi, sanki bulunmaz bursa kumaşı vea potansiyel suçlu olmayı imam hatipliler istedi,devletin elinden aldıkları diplomanın sabıka kaydı olması onların suçu sanki. meslek liselilerin hayatını imam hatipliler kararttı sanki.
bir de sizin bildiğiniz imam hatiplilerden değilim durumu var ki, buna diyecek bir şey yok, böyle bir yazı yazan birisinin imam hatiplilerin herhangi birini tanıdığından şüphe etmemek mümkün değil maalesef.
iyi ki imam hatipli değilsin, hatta şöyle ki keselim imam hatiplileri toptan, meslek liseleri de kurtulur, memlekette kurtulur. bir tek nurcular kalır memlekette.
nedir bu imam hatip çekememezliği anlayabilmiş değilim, niçin imam hatipli görünce şeytan görmüş gibi oluyorsunuz. neden imam hatipliler sizi bu kadar geriyor, neden bu kadar çok istiyorsunuz imam hatiplerin kapatılmasını.
o okullara gidenler insan değil mi sizce, öyle saçma sapan tartışmaların konusu oluyor, öyle geri zekalı insanlar tarafından malzeme ediliyorlar ki,
yeşil sermayede çalışanların bile artık sen imamhatiplisin değilmi şeklinde bir aşağılamaya, ayrımcılığa tabi tutulmaya başlandığını düşünürseniz aslında pek te hayat hakkı yok imam hatiplilerin bu memlekette. yani acele etmeyin yakına nesilleri tükenir meydan size kalır.
zaten zor olan hayatlarını zorlaştırmak için ellerinden geleni ardlarına koymayan bir sürü insan var iken bu kategoriye bir de nurcuların katılmasının gereği ne idi anlayabilmiş değilim. nedir diğer kesime mi yaltaklanmaya çalışılıyor bakın biz de imam hatip karşıtıyız denmeye mi çalışılıyor anlayabilmiş değilim.
zaman gazetesini bu yazıdan dolayı özre davet ediyoruz.
icinde cadi var gerekcesiyle yakilmasi gereken yerdir.
simdi neden cadi dedim, buyrun aciklayayaim;
efendim yuzyillar once, seytanlarin varligina ve kotuluklerine ruhen inanan bir toplum blah.. blah.. dur bir dakika yahu!! birak yuzyil oncesini, simdiki yila baksak da aynisi var. yetistirin, imam, ufurukcu, hocaefendi hazretleri yetistirin. bilimi kaldirin, ona inanmayin; din bizim gelecegimizdir, seytanlari kovun, cinleri kovun! hicbir sey yapmayin, ama dua edin. uzmanlari, muhendisleri, bilim adamlarini, dusunurleri oldurun, yakin, cehennem azabini tattirin! ve yine dua edin, turkiye'nin onunu acin. amin!
her türlü insana ratlamakla birlikte görece olarak en temiz okullardır. Ya çok zeki çok gerizekalı öğrencileri vardır. Sivri zekalı öğrencileri bulmanın zor olmadığı okullardır. unutulmayacak lise yıllarının imam hatipte geçmesi durumunda 5 defa unutturmayacak yılları barındıran okullardır. unutamadığım okulumdur. kim ne derse ne desin en kozmopolit okullardır.
bu liseler -imam hatip ve anadolu imam hatip liseleri-, türkiye'de yaklaşık 450 tane olup, bu okullarda okuyan öğrenci sayısı 2007 itibariyle 120,000 civarındadır. anadolu, fen ve akla gelebilecek her tür lise tipi sayısı ise yine yaklaşık olarak 2,800'dür ve öğrenci sayısı 1,700,000* civarıdır. şimdi sıkı durun; 2007'de, imam hatip liselerine milli eğitim bakanlığı tarafından ayrılan ödenek, diğer tip liselere ayrılan ödeneğin yarısı dolayındadır. yani 120,000 öğrenciye x, 1,700,000 öğrenciye 2x ödenek. ve benim favorim: bir düz liseliye bir yılda 66 ytl, bir imam hatipliye ise 3032 ytl ödenek ayrılmaktaymış.
şimdi, ee, ilk olarak...her türlü şartta sakinliği koruyabilmek, mantıklı düşünebilmek ve olabilmek için ön şarttır ve bir erdemdir. yalnız bu veriler karşısında, tüm erdemsizliğimle söylüyorum, o çok sevdikleri allah bir takım şahsiyetlere akıl fikir versin. dahası var: türkiye'de cami sayısı aşağı yukarı 8,0000, hastane sayısı 1,200 ve eğitim kurumu sayısı ise 67,000 dolaylarında. ne mistik, ne ruhani, ne imanlı memleket yarabbim! karşılaştırma için söylüyorum; almanyada 70,000 sağlık kurumuna karşılık 8,000 kilise var. öyle ya, onlar gavur, dinsiz, ahlaksız. fani dünyada zengin, konforlu, sağlıklı yaşasan ne olacak, cennette nehirler, huriler, nuriler bekledikten sonra!
lan, varlığı yokluğu belli olmayana yatırımlar çok, elindekine bi b.k yok! nasıl bir zihniyettir bu ya? 66 ytl-2032 ytl uçurumu nedir, ne demektir? tamam, materyalist değilsindir(!), yabancıları materyalistlikle suçlar, maddeden çok insana, dolayısıyla yaradana değer verme arzusunda olduğunu iddia edersin. adam açlıktan, karda kışta 50 km ötedeki hastaneden dolayı ölüyor! nasıl bir dangalaklık, ikiyüzlülüktür bu?
bu dangalaklık, daha kibarca bu yönelim yeni değil, muhtemelen 40-50 senelik bir geçmişi var. ama istatiskliklerin barizliği, insana bazı erdemsizlerin eylemlerine *erdemsizce karşı çıkma ihtiyacı doğuruyor. zaten mezunları da imam olmakla yetinseler, kendi çaplarında takılsalar iyi. ama iktidara gelmek ya da iktidarını devam ettirmek isteyenlerin pis çıkarlarını tatmin etmek için maşa olma, önemli mevkilere sızma olasılıkları kabul edilemez, edilmemeli.
köy enstitüleri kapatılıp bunlar açılıyor, adam başına neredeyse bi cami düşüyor, yağmur için dua ediliyor...kullarına akıl fikir eyle yarabbim! *
burada okuyan öğrencilerin, öss'de bilgisayar mühendisliği, tıp gibi bölümler tercih edip anadolu, fen ve düz lise mezunlarının haklarını gasp ettiği naçizane eğitim - öğretim kurumu.
öss'de oldukça üst sıralarda onlarca öğrencisi bulunan okuldur.
amacı sadece din adamı yetiştirmek değildir yeri geldiğinde milyarlarca lira bıçak parası istemeyecek ahlaklı doktorlarda yetiştirmek olan okuldur.
veya bankaları hortumlamayacak iktisatçılar, 2+2 nin kaç etmesini istediğini sormayacak dürüstlükle 4 cevabını yazabilecek muhasebeciler yetiştirmesi gerken okulda diyebiliriz.