modern çağ insanının en modern kaygılarındandır.
eskilerde de hiç yok değildir, ama imajda bir yere kadardı elbet, aslolan fikirlerinle sendin.
elbisenle karşılanır fikirlerinle uğurlanırdın eskiden.. şimdi elbisen, imajın aslolan, fikirlerin de önemsiz değil tabi.
elektriğin gücü adına..
Aslında soruya şöyle girmek gerekiyor; imaj koruma sadece ünlülerin yaptığı birşey mi?
Yazar Perihan Mağden, geçtiğimiz senelerde Radikal'e verdiği röportajda 'imaj koruma' ile ilgili tespitlerde bulunuyor ve şöyle devam ettiriyor cümlesini
"... Şimdi televizyon dizilerinin başrol oyuncuları çok önemli. Onlar da o kadar seviyeli, dikkatli, özenli ki artık herkesin Çanakkale geçilmez gibi menajerleri var. O menajerler imajlarını o kadar vahşi canavarlar gibi koruyorlar ki… Mesela Çağatay Ulusoy’un bir röportajını okusan ne olur, okumasan ne olur. Serenay Sarıkaya hakeza. (...) Bu çocuklar robot çocuk gibi röportaj veriyorlar. Sorular önceden onlara gidiyor. Verecekleri cevaplar belli. Son derece prefabrik röportajlar veriyorlar. Bütün dünya starlarının yaptığı gibi, gündeme gelmek istedikleri zaman, mesela, Meryem Uzerli Almanya’dan işini süper idare etti. Ne yapıyorlar? Facebook’a bir fotoğraf yolluyor “bebeğim bebeğim, bebeğim ve ördeği” diyor. Bütün gazeteler bunu manşetten girebiliyor. Böylece Meryem Uzerli göz önünde oluyor ama son derece kontrollü bir şekilde göz önünde oluyor."
Burda duracağım ve pat diye bir soruyla gireceğim "imaj Koruma" sadece ünlülere ya da göz önünde bulunanlara ait bir özellik mi? Hadi bunu tartışalım...
Etrafıma izleyici bir gözle baktığımda Sosyal Medya'da toplumsal tabakası farketmeden artık çoğu insanın imajını koruduğunu ya da korumaya çalıştığını hatta yüksek perdeden gibi gözükmeye çalıştığını görüyorum; bu koruma sosyal statü ya da sıfatına bakmadan yapılan bir koruma... Örneğin ay sonunu aldığı bursla ve ailesinden gelen harçlıkla getiren bir üniversite öğrencisi bir yerde tavuk döner yiyorsa ucuz bir yiyecek olduğu için ordan yer bildirimi yani Check-in yapmıyor ya da "Arkadaşlarla tavuk döner ve ayran keyfi" yazılı bir foto paylaşımını neredeyse göremezsiniz; ama lüks bir yere kazara bile gitse ordan mutlaka Check-in yapıyor, çünkü "maddi durumum iyi, genellikle böyle yerlere takılırım" imajı vermek için tavuk döner satan bir yere gitmemek gerekiyor... Bu herhangi bir statü olmadan da dikkat edilen durumlardan.
Örneğin içtiği çayı hiçbir zaman instagrama koymazken, 3-5 günde bir içtiği kahveyi "Kahveye bayılırım, içmeden duramam" notunu düşerek foto paylaşım sitelerine koyabiliyor, çünkü çay herkesin içtiği bir içecek ama kahveyi herkes sürekli içmiyor! "Ben herkes gibi değilim kahve içerim..." diyerek belli bir yerde konumlanmaya çalışıyor; ya da Kalın bir kitap fotosu koyarak 'Çok entellektüelim, çok kültürlüyüm' imajı verilip, ara ara kitap paylaşımları yaparak o entellektüel imaj korunmaya çalışılıyor.
Yurt dışına çıkan birisi attığı her adımı, her dakikasını paylaşırsa 'genellikle' "Gezerim gezecek kadar maddi durumum iyi siz de görün bunu..." imajını vermeye çalışıyor; bir insan gezmeye gittiyse oranın tadını çıkarır neden her dakikasını paylaşsınki? diye sorduğunuzu duymuyorum, çünkü sormuyorsunuz! Örnekleri o kadar çoğaltabilirizki, belki de şu an gülüyorsunuz ya da düşünüyorsunuz; bilemiyorum... Gerçekten okuyan, gerçekten gezen, gerçekten kahve sevenler de bozulmasın yazım onlara değil!
Tüm bunlar genellikle daha üst bir konum olduğunu ispat etmek için yapılan şeyler... Çok fazla yapıldığını siz de görüyorsunuz! "Kim kötü gözükmek isterki tabiiki de güzel şeyler paylaşacak" diye de içten içe sorguluyorsunuzdur da şimdi, neyse...
Hem ne diyorduk "Paylaşımlarını ilgiyle takip ediyoruz tamam biz mesajı alıyoruz zenginsin, elitsin entellektüel kalibren çok yüksek sen rahat ol"