fatih akının yine tesadufler uzerine kurdugu zaman kaybı filmidir.film bittigi andan bes dakika sonra filmi izlediginizi unutursunuz filmle ilgili kafanızda en ufak bir not kalmaz . senaryosu zaten facia bir sekilde kopuktur. illa izliycem diyen biri varsa ellesmem ama soran olursa kesinlikle izlemenizi tavsiye etmiyorum. bana 90 dakikamı geri ver fatih akın.
bir fatih akın filmi. yönetmenin diğer filmlerine nazaran içinde bolca kelebek uçuştuğu aşikar. juli isimli dünya güzeli bir kızın klasik bir saf erkeğe aşık oluşu ile başlayıp temmuz ayının o sıcak, macera getiren havası ile ilerliyor film. bir çok mekan, ülke, insan gelip geçerken değişmeyen tek şey insaonğulun aşk arayışı oluyor.
güzel türk kızının söylediği güneşim adlı şarkı filme mükemmel bir çok yönlülük katıyor. kültürel bir festival gibi.
requiem for a dream'in bunyeye etkilerinin neredeyse tersini yapabilen bir film bu. birinde hareketler yavaslayip son sahnede calan muzikle beraber tuyler diken diken ariza pozisyonuna girerken, digerinde "hayat ne guzel lan heleloy loy loy" diyip insanin kendini disarilara atasi geliyor. is guc varken izlenmesi sakincali ikisinin de, zira insanin psikolojini ani ve ciddi bir sekilde degistiriveriyorlar.
izleyende aşık olma hissi uyandıran etkileyici ve eğlenceli bir fatih akın filmi. filmler gerçek olsa dedirtir.hem yolculuk eğlencelidir ,hem juli çok güzeldir, daniel de çok sevimli..hem insanın bir anda herşeyi bırakıp başka bir yere ,aşık olduğu insanın peşinden gidesi gelir, hem de burnunun dibindeki insanlara daha bi dikkatle bakası. bu film içimi ısıtıyor evet.
morali bozukken izleyen insana dahi yaşama sevinci verebilecek, en azından kafasındaki sorunları bir anlığına da olsa unutturup tebessüm ettirebilecek film. pembe gözlük takmış gibi yapıyor insanı.
fatih akın' a duyduğum saygının bin kat arttığı filmdir. ayrıca soundtrack ile de dikkat çekmektedir. filmde yer alan birkaç şarkıya örnek vermek gerekirse;
üzerinde pek durulmamış ama damakta iz bırakan, defalarca izlenmeyi hakeden ender türk filmlerinden biridir. izlemeyenlerin bu eksiğini gidermesi şarttır. anlatılmaz yaşanır gerçekten. bu filmi anlatmam için 160 sayfalık büyük defter verilse sevgi sözcüklerinden, övgülerden konuyu anlatmaya fırsat bulmam. o derece yani.
Kilometrelerce yol kat ettim, nehirleri geçip, dağları aştım. Hüsrana uğradım ve ızdırap çektim. Nefsime karşı koydum ve güneşi takip ettim, böylece senin önünde duruyorum,
bazen içinizde sizin farkında olmadıgınız şeyler olur. bazı insanların gözü kapalıdır kendine. bir iç gözü yoktur. dışarda olan biten herşeyi algılayıp yorumlarken kendi dünyalarını algılayamaz, anlam veremezler.
sonra birgün kendini bulmasına yardımcı olabilecek biri girer hayatlarına. ışık tutar yol gösterir ona. juli böyle bir karakterdir işte. ışık tutan aydınlatan zaten ismini de burdan almaktadır. temmuz güneşi gibi aydınlatır daniel i. hem bir yol hikayesi hem de bir karakter yolculugur im juli. daniel in kendini bulmasını izleriz yol boyunca..