öyle bir laf ki iyi niyetle söylenmiş olsa da, buna inansanız da şeytan bi taraftan dürter "ulan ne dedi şimdi bu bana". hemmen bir örnek veriyorum: kendini çok iyi yetiştirmişsin
kendine iyi bak demek de bu başlığa örnek teşgil edecek bir cümledir. iyi ki söyledin ben de kendime ne yapsam diye düşünüyordum, diye cevaplanabilir. aslında tamamen iyi niyetlice söylenmiştir.
lenslerinde güzelmiş.
gözünüzde lens falan yoktur. lenslernde güzelmiş diyen kişi aslında göz rengini de beğenmiş sayılmaktadır.lenslerin güzel dediği için insan dumur olur ağızdan sadece şu kelimeler çıkar;
onlar lens değil, orjinal.*
türk milletinde olan bir huy diğer milletlerde var mı acaba merak ettiğim konudur.beğendiğimiz şeylere beğenizimi belli etmek için onca iltifat sözcüğü varken gider küfür kullanırız.
çikita muz da bunlardan biridir. bir karma derecesi olarak baktığımızda 150 falan ne güzel hey be diyorsunuz ama bunun bir ajdar anık eseri olduğu hatırlandığında çelişkiye düşüyor insan.
+++yuzmeyi bilmiyorum ogretirmisin feyzullah.
---ogretemem canim hem sen cok kolay ogrenirsin kendin ogren.
+++nasil yani.
---duba gibisin masallahin var batmassin sen hadi gir.
seneyi hatırlamıyorum karagümrük - zeytinburnu maçı tribündeyiz. bizimkiler 1-0 öne geçmiş. zeytinburnu santra ile oyuna başlıyor emre bizimkileri maymun edip golü atıyor. selim abi yanımda "vay a.k.duğmun oğlu ne gol attı yaa bravo" diyor ve bizler yarılıyoruz.
Dönemin divan katibi Tahir Efendi, Nefi'ye kelp (köpek) diye saldırmış. Ozanımız şu dörtlükle cevap vermiş:
Bize kelp demiş Tahir Efendi
iltifatı bu sözde zahirdir (bellidir)
Maliki mezhebim, zira
itikadımca kelp tahirdir
Tahir, temiz anlamına geldiğinden Nefi, bu sözcüğü, tevriyeli (çift anlamlı kullanarak; köpeğin, tahir (temiz) olduğunu belirtirken aynı zamanda rakibi Tahir'in köpek olduğunu da söyleyerek intikamını almış.