yine bir sıradışı insanların, sıradışı olaylara haiz olduğunu gözler önüne seren. hatta sermeyip, çıplak uzandıran bir konu daha...
üniversitede okurken, çok sıkı muhabbetimizin olduğu bir kız arkadaşımın cinsel fantezileri üzerine söyleşi yapıyorduk. üniversite moduna sağlam girdiğim için kıza abbas güçlü gibi yaklaşıyor, genç bakış kafasıyla bakmak istesem de zaman zaman genç kelimesi yerini teen kategorisine bırakıyordu...
gel zaman git zaman, bendeki abbas güçlü yerini çiçek abbas a doğru bırakırken, arkadaşım sürekli zencilerden bahseder olmuştu. ne vardı lan bu zencilerde diye isyan etme noktasına gelmiştim.
yok sporda çok iyilermiş, yok sırıksız sırıkla atlıyorlarmış, yok tripodsuz fotoğraf çekimi yapmalarıymış bilmem bilmem ne. hayır dolaylı yoldan da beni eziklerdi. yok beyazlar göbek deliğine kadar yatıramıyormuş, yok efendim kurulan çadır rock n coke un şanına yakışmazmış falan da falan...
+yani ayça illa ki kasıktan dize kadar olacak diyorsun öyle mi?
-?!
bu tavrım karşısında biraz bozulmuştu. ses etmeyip kafamda ne yapsam diye düşünmeye başladım. sonra aklıma her yer saat satıcısı birini kafalar ayça ya ayarlarsam herhalde çenesine vuran şeyden kurtulmuş olurum fikri oluştu.
adamların dillerini bilmesem de stephen appiah, okocha diyerek bir noktada anlaşmayı başarmıştık. çok uzatmadan ayça ya hemen gelmesi gerektiğini söylerek beklediğim yeri belirterek beklemeye başladım, geldiğinde ise saatçi arkadaşı ayça ile başbaşa bırakarak oradan ayrıldım.
ertesi gün olduğunda ayça okula gelmemişti, merak edip aradığımda akşam zenci arkadaş ile kaldığını söylediğinde "ohh almıştır gazını" diyerek telefonu kapadım.
2 gün sonra görüştüğümüzde, sabaha kadar ayça yı satışa ikna etmeyi çalıştığını, saatler için "ebi kelite" diyerek itelemesinden rahatsız olduğundan bahsetti.
adamların ticari zekasına ve ahlakına hayran kalmıştım. kız mandingo isterken afrika nın zorla gül satan şoparına denk gelmişti adeta...
ayça yı ne zaman görsem, yayaye kokko combo diye takılırım...