1 ay önce bugün!
kendimi hiç bu kadar aptal ve boş hissetmemiştim be abdül...
kızma bana, kendi derdime öyle sarmışım ki... ya da kız, ne dersen.
bugün öğrendim şans eseri, bugün de okumuştum seni, sen olduğunu bilmeden.
neden erteledik seni görmek için aradığımda, bilmiyorum; belki de sen biliyordun.
inanamıyorum şu an, msn'e gelip muttalip demeni bekleyeceğim.
silmeyeceğim seni, gel. gel bir gün. n'olur gel be! bir kere gel.
duymasam da görmesem de hissedeyim. n'olur gel inanamıyorum.
geleceksin değil mi? inanamıyorum be, ağlamıyorum bu yüzden.
hadi bak hala çevrimiçiyim. bekliyorum gel...
................................................................................................
göçüp gideli gün itibariyle bir ay olmuş yeri dolmayacak kadim dost. günler geçtikçe bünye alışıyor gibi ama özünde alışmıyor ne yazık ki. her onu hatırlatan şeyde içi ayrı bir titretiyor. bir gün konuşmasak hayatımda birçok şeyin eksik olduğunu düşünür ertesi gün sabahın köründe arar hasret giderirdim. şimdi 1 gün değil 1 ay geçti ve hayatımda o günden beri o kadar çok şey eksik ki... belki de insanın darmaduman hayatında özlenen tek kişi... özlüyorum. hem de çok...
tanımasamda sözlükte çaylaklık zamanlarım da olsa, gelişmeler bölümünde bu acı haberi görünce gerçekten üzüldüm. allah rahmet eylesin, ailesine ve sevenlerine sabır diliyorum. mekanın cennet olsun.
ne yalan söyleyeyim. gelişmeler butonuna ilk defa tıkladım. ne o öyle sarı sarı duruyordu, bi haber verecekti bana, belliydi. ilk defa tıkladım ve tıklamaz olaydım. yazar kardeşlerimden birisinin vefat ettiğini nerden bilebilirdim ki... üzüldüm sözlük, çok üzüldüm.
yaşanan zor anlarla birlikte hepten aranan, özlenen, değer ayrı bir anlaşılan, hergün onu andıkça yanımda hissettiğim canım ablam.
onu tanıdığımdan beri hiçbir derdimi kendi başıma aşmadım, hep bir dayanağım vardı ve bu dayanak oydu. beni tembelliğe alıştırdığını şimdi anlıyorum. hep ona güvenmiştim hayatımdaki zorluklarda. her sorunda ilk anlatabileceğim, danışabileceğim insandı. yaşadığımız en boktan anda bile tek kelimesiyle insanın dertlerini bir kenara atmasını sağlamakta üstüne yoktu. dertleri, üzüntüleri, zaman zaman olan parasızlığı, aşksızlığı, üzüntüleri, yamuk kestiği patatesleri, kıramadığı yumurtayı, kısacası hayatı dert etmez, gününü yaşardı daima. ve hep dolu dolu yaşadı. tek bir kelimesiyle edirne'den istanbul'a gelip dertleşir, içer, gülerdik sabahlara kadar... ömrümün en güzel, en zor, en bitti dediğim günlerinde o vardı bir tek yanımda. birine sinirlenir, dayanamaz onu arar, ana avrat söver, telefonu suratına kapatır ardından gene arardım onu ve şen şakrak, donumuza işeyene kadar gülerdik az önce küfreden ben değilmişim gibi... bizim bile anlayamadığımız bir iletişimimiz vardı. nefes alıp verişimizden anlardık resmen ne demek istediğimizi. güzel olan şeye rağmen hep kahrımı çekmiştir kendisi. hakkını ödeyemem asla...
hala inanılmak istenmese de altı gün sonra vefat edeli bir ayı dolacak eski yazar. rüyalara gelmesi için dualar edilendir.
(bkz: nur içinde yat dostum)
kendisi sayesinde sözlüğün bir bug'ını buldum. meraktan başlık içinde "allah" kelimesini arattım. 3 sayfa yazı çıktı. ikinci sayfaya geçiyim dedim o da ne ?
hayat işte...başı sonu ne yaparsak yapalım ölüm değil mi? Çok üzüldüm sözlük yazarı olması değil önemli olan ..insan olması ve birileri için çok önemli olması iç acıtan...Dilerim huzur içindedir.