ille de heaven

    229.
  1. tahmini olarak 10 gün önce "sarılık" teşhisiyle hastaneye yatırılan, tam iyileşti derken karaciğer yetmezliği tespit edilen, florence nightingale'de karaciğer nakli yapılan, ilk 3 gün iyiye giden fakat 7 temmuz itibarı ile hem karaciğer hem de böbrekleri iflas eden, sonrasında 8 temmuz tarihinde bizleri bırakıp giden, 3o lu yaşların başında olan, evli, müthiş eğlenceli, asla kırıcı olamayan, dobra, çalışkan ve arkadaş canlısı biriydi. adı selda idi.
    kardeşim dediği günden beri ablamdı.
    kendisi hakkında girilen bu kadar entryi görse gülme krizi geçirirdi demiş bir arkadaşımız. haklı. inanın bu kadar entryi görse, "çıldırdınız mı lan siz" der, krize girerdi.
    bir zirve sonrası, 8 kişiyi fincan kadar bir arabaya sığdırıp evine götürüp kahve ikram etmişti. o kahvenin hatırı bende 40 yıldan çok fazla. sonrasında bir istanbul ziyaretimde, evlerinde ağırlanışım, sabah saatlerine kadar süren muhabbetimiz..
    keşke daha fazla telefonlaşıp, daha fazla görebilseydim can ablam. mekanın ille de cennet olsun.
    sana kırgın olduğum aklından geçmiş ölmeden evvel. değildim abla. sana kırgın değildim. ben sana helal ediyorum belki de olmayan hakkımı, ama sen de bana helal et.
    gelmeyişimin sebebi başkaydı, sana olan kırgınlığım değil.. kırgın da değildim..
    bu saatte uyuyamadım.. ama sen rahat uyu.. alışırım yokluğuna umarım.. kimlere alışmadık ki?
    ama sen farklıydın..
    giderken acıtıp gittin çok fena. içim acıyor hala.. ağlamıyorum, resmen kanıyorum arkandan. seni seviyorum selda abla.
    Allah mekanını ille de cennet eylesin..
    117 ...
  2. 224.
  3. hakkında yazılan 300 entry'den çıkardığım özet:

    adı, selda... eğitim fakültesi öğrencisi ya da mezunu. vefatının sebebi karaciğer naklindeki doku uyumsuzluğu.
    bir süredir tedavi görüyormuş anlaşılan.
    diğer sözlüklerde de yazarlığı bulunmakta ama her nedense buraya da yazmayı istemiş, belki de allah ona buradaki kişilerin duasını da almayı nasip etmek için böyle birşey yaptırdı ona... bilemeyiz ama dua ediyoruz arkasından. tanımasak da bilmesek de...

    nacizane birkaç hususta da içinde soru işareti olan yazarlara şunu demek istiyorum;

    diyor ki allah'a inandığını nerden biliyorsunuz da allah'tan rahmet diliyorsun. cevap: kendisini tanıyan ve samimiyeti olan yazarlar kendisine bu şekilde dua etmişler, sonuç olarak bu şekilde edilmesi uygundur.

    diyor ki, ölen kişi yok badem gözlü, sırma saçlı oldu. hayır öyle olmadı. o bize unutmadığımız ama görmezden geldiğimiz ölümü hatırlattı, genç yaşında olması bizi en çok etkileyen durumu zaten. arkasından olumlu entry giren her yazara da saygı duyulması gerekir; çünkü sözle yazıyla burada anlatılması çok zor olan bir kavramı, ölümü hatırlattı.

    arkasından lütfen dua edelim,
    sözlüğümüzün bu şekilde acılarda bir araya gelmesi her ne kadar memnun edici olsa da çok zor evlat acısı, ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.
    76 ...
  4. 97.
  5. canım, ciğerim, ablam, annem, şu hayattaki tek dostum... bitanecik can yoldaşım...
    şurada onu en iyi tanıyan biri olarak bunları yazmak o kadar zor geliyor ki...

    sana böyle mi nick altı girmek nasipti be yavrum... böyle mi gidicektin ardında beni bırakıp. bir gün konuşmasak bir hafta görüşmesek dellenir; "nerdesin lan aldatıyo musun beni yoksa" diye başlardık geyiğe. şimdi nerdesin be yavrum... son geyiğimizi bile yapamadan, son kahkahamızı atamadan, son kez dertleşemeden mi gidicektin? hani ben atanıp bir köy kasabasına gidip kafa dinlicektik. böyle mi dinlemeye karar verdin can yoldaşım, şekerparem? haftasonları yayıla yayıla göt büyükecektik, sen evimin direği olup da eve elleri dolu gelecektin... hatta uzun senelerce "ulan erkek olsam var ya kesin seni alırdım" geyikleriyle yaşlancaktık. daha zayıflıcaktık be dostum...

    canımı acıtıyorsun selda... hem de çok... senden mefta diye bahsediyorlar biliyor musun? telefonum susmuyor hatta arayan nedense "başın sağolsun" diyor. anlam veremiyorum. benim dengesizliğim tuttu ve kafa gene boşa yakıyor sanırım...

    son kez göremedim seni... son konuşmamızda eğer son kez sesini duyduğumu bilseydim inan hiç kapatmazdım o telefonu. en son kahvaltı edişimizde; "gitme lan bugün de kal" dediğinde ayaklarım kırılsaydı da bir günü daha seninle doya doya geçirebilseydim. kime dert yancam ben şimdi bir şey olduğunda be canım?

    inanmak istemiyorum yokluğuna, gittiğine, sesini bir daha duyamayacağıma... şu son bir senemiz aklıma geliyor da içim içimi yiyor adeta. düşünüyorum... yokluğun çok anlamsız geliyor. aslında sen hala hayattasın. benden uzaktasın ve hatta birazdan kalp kalbe karşı gelip beni arıcaksın biliyorum. gene başlayacağız dedikodulara. arada dakikalarce güleceğiz hatta... biliyorum. o kadar iyi biliyorum ki senin içini... temiz kalbini...

    canıımmm... bitanecik ablam benim... acını o kadar ağır yaşıyorum ki bunu kelimelere dökmek çok zor geliyor. helallık bile isteyemedim senden. aslında aklıma gelmişti ama asla konduramadım sana ölümü. o çocuk, bıcır bıcır ruhuna ölüm gitmez diye düşündüm hep. ama bazen düşündüğü gibi olmuyor bazı şeyler ne yazıkki...

    hani uludağ sözlüğe üye olurken demiştin. nickim "heaven" olcak diye. sonra tutmamıştı da inat edip "ille de heaven"demiştin. inşallah dediğin olur canım dostum. bunu demek benim için çok acı hemde çok ama; mekanın cennet olsun dostum. seni çok ama çok seviyorummm...

    son olarak söylenebilecek ne yazıkki tek şey sanırım;
    (bkz: #5388388)
    74 ...
  6. 253.
  7. - karmiiii hastanedeyim, hep içmek için cafede barda görüşüyoruz, şimdi mekan değişti alkolde yok gel burda görüşelim.
    + evde rahat mı battı hastanedesin.
    - aman yavrum ya sıkıldım evde otur otur banada değişiklik oldu
    + pazar günü gelirim hangi bölümdeysen söyle.
    - xxx bölümündeyim gel. maske falan da tak sana bişey olmasın
    + senden gelsin bişey gelcekse be, hadi öperim görüşürüz gelince.

    pazar günü gelemedim, missilememiydi bu? ulan ziyarete gelemedim diye ölünür mü? 2 gün insana zehir edilir mi? ama selda nasılsa ben de gelicem oraya. işte o zaman misillemeyi görüceksin. huzur içinde yat. he bir de ağlattın beni, bu nu da yaz. 2 ağrı kesici içtim pahalı ilaçlardı onu da yaz. bir de sakızımı unutmadım onu da yaz. tahsilata gelicem bekle beni.

    Ablasın biliyorum buralardasın sadece misilleme bunlar. hem sen ölmedin biz başka boyuttayız. öperim gül yüzünden. o değil de nasıl koydular oraya seni? sen götünün üstünde 2 dakikadan fazla oturamazdın nasıl yatacaksın o 2 karış alanda.

    tamam hepsini geçtim havan bizemiydi, azraile niye posta koymadın? şimdi değil sonra gelicem niye demedin?

    allah rahmet eylesin!
    28 ...
  8. 57.
  9. umarım bu hayatta 'üstü kalsın' diyebilecek kadar tadını çıkartabilmiştir aldığı her nefesin...

    ve cemal süreya'dan gelsin onun için:

    ölüyorum tanrım
    bu da oldu işte.

    her ölüm erken ölümdür
    biliyorum tanrım.

    ama, ayrıca, aldığın şu hayat
    fena değildir...

    üstü kalsın...
    20 ...
  10. 18.
  11. inna lillah ve inna ileyhi raciun.

    iyi bak kendine yazar arkadaşım iyi bak.
    22 ...
  12. 393.
  13. nickaltına yazmaktan bıkmadığım ve bıkmayacağım canım dostum. göçüp gitti ama zaman onu unutturmadı asla. unutturmayacak da biliyorum. unutturmasın da zaten... yazacağı, devamını getireceği çok yazısı vardı şurada. kader, kısmet, hayat işte... ya da neyse o...
    özlediğimi hissettim, eskisi gibi dertleşmek istedim ve üç gün önce yanına gittim. yeni konmuş mezar taşına baktım. tertemiz duruyordu. çok olmamış konalı belliydi. "seldam, ciğerimizin köşesi seni hiç unutmayacağız" yazmışlardı üstüne. nasıl kanıma dokundu anlatamam. baktım uzun uzun... toprağına dikilen çiçeklere dokundum belki ondan bir şeyler geçmiştir diye. otlar vardı az çok. söylene söylene kopardım onları. sonra oturdum ayak ucuna, konuştum, ağlamamak için kendimi tuttum ama yapamadım. ağladım gözüm o taşa her takıldığında. içimden bir şeyler gitti adeta. sonra gidişiyle olanlardan bahsettim. özlediğimden, hayatta hala boktan şeyler olduğundan, kendimden, ondan, onun sevdiği insanlardan konuştum. her zaman yaptığı gibi ben derdimi anlatırken gene sadece dinlediğini hissettim. dediklerimi duymasını, hissetmesini temenni ettim sadece. bugün onun doğum günü... yıllar önce bugün dünyaya gelmişti dostum. iyi ki doğmuş... en önemlisi şu kısa hayatında iyi ki tanımışım onu. saatlerce vakit geçirmiş, birlikte aynı şarkıları bağıra çağıra söyleme fırsatı bulmuşum. yaşasaydı eminim şu saatlerde bir arada içiyor, kahkahaları peşi sıra patlatıyor, yeni yaşıyla, bir yaş daha yaşlanmasıyla ilgili geyik üstüne geyik yapıyor olurduk. aslında ne çok isterdim geçen sene olduğu gibi; "nice senelere dostum" demeyi. ne yazık ki şimdilerde sadece "hayat işte..." diyebiliyor insan. ne bir kutlama, ne kahkaha, ne geyikler aranıyor... boğazda düğümlenip söylenemeyen sözler yetiyor da artıyor bile hatta... *
    18 ...
  14. 417.
  15. doğum günü bugün kendisinin...
    ablam, rahat uyu olur mu? bu seninle gülüşmediğimiz ikinci doğum günü oldu ama... Dualarımız hep seninle, sıkça düşüyorsun aklıma.
    seni özlüyoruz.

    huzur içinde uyu sonsuz uykunu.

    edit: hiç aldatmadım seni, hiç manevi ablam olmadı böyle. valla bak.
    17 ...
  16. 156.
  17. hayat garip / hayat boktan...
    yaşasın bir süre. seversin sevilirsin aşık olursun nefret edersin. bağlanırsın, koparsın, kopamazsın...
    iyi kötü yaşarsın işte yani şu boktan ve içine sıçılası dünyada..
    sonra bi gün olur, kader vuku bulur, zamanın gelir, vaden yetmez yada içine sıçarım deyip kendin doldurursun boşlukları ve kıt die gidersin...
    sonra arkanda aşklar kalır...
    söyleyemediğin sözler, kurmadığın cümleler, tatmadığın beyaz peynirler, hayaller, umutlar ve daha bir çok şey...
    ve sevenlerin vardır, sana üzülenler, niye diyenler, neden diyenler, nasıl olacak şimdi, yani artık yokmu, yani artık ... ve boğazda düğümlenen kelimleler...
    ve dünya o kadar boktandır ki aslında durduk yerde üzülen herkez kendince cevaplar üretir. söylediklerinden yazdıklarından nedenler niyeler yaratır. amerikayı yeniden keşfeder...
    bir yanda senin için üzülen ve yıkılan ve perişan olan ve hayatı darmadağın olan ve bir daha kolay kolay toparlanmayacak olan vardır ,/, diğer tarafta dedikodusuna it gibi niye gittiğini neden gittiğini nasıl gittiğini merak eden senaryolar yazanlar...
    ve sen gidersin, arkandaki hiç bir şeyi düzeltemeden...
    gidersin usulca ve gözlerini kapadığın andan itibaren bir daha sabah olmayacaktır. bir daha günaydın demiyecektir, kimse, sana bir daha iyi geceler, demiyecek üstünü ört, demiyecek hadi kalk artık demiyecektir...
    gidenin yada yanında olanın yada her ne sikim şekildeyse sevgilinin yüzünü bi daha göremeyeceksindir bi daha. bir daha elini tutamayacaksındır...
    gözlerine bakarak seni seviyorum diyemeyeceksindir, onun söylemesini duyup iliklerine kadar titremeyeceksindir...
    birdaha karpuz çekirdeğim demiyeceksindir kimseye. birda hacı bi sigara ver olmayacaktır... hiç bir beyaz peyniri tadamayacaksındır bir daha...
    ve komik işte lan anlasana arkandan aaa noolmuuuş kaç yaşındaymıış nie ..... diyenler olacak...

    ananı sikeyim be dünya...!

    ve dostum, hiç tanışmamış da olsak ve aynı dakikalarda aynı yerde bulunmamış dahi olsak, hatta hiç bir yazını görmesemde, hiç bir yazımı dahi görmesende, yaşadığın hayatın en kralı olduğunu düşünüyorum. yaşadığın dünyanın en güzel yer olmadığını bilerek...
    dünya böyle bokpüsür be dostum. sen yırttın paçayı. sen kurtardın kendini bu sevginin bile üç kuruştan değersiz olduğu boktan yerden...
    yolun açık olsun...
    18 ...
  18. 87.
  19. tüm sözlük üyelerini ölümüyle yasa boğmuştur. işte olması gerekende budur. iyi günde kötü günde birlik ve beraberliği sağlamak, kimbilir kimimiz tanımıyordu, kimimiz çok samimiydi, belki kimimizde belli bir anısı olan biri ve tanısakta tanımasakta şimdi hepimiz ona burada allah'tan rahmet diliyoruz. işte kardeşlik budur. birbirimizi gerçek hayatta göremesek bile sadece fikirlerimizi görmemiz, hepimiz ayrı şehirlerde olsak bile aslında hemen yakınımızdaymış gibi hissetmemiz gerçekten çok farklı birşey. ve son olarak söyleyeceğim şudur ki ne olur arkadaşlığın, dostluğun kıymetini bilin. çünkü kimin ne zaman ardında gözyaşları bırakarak gideceği belli olmaz. mekanı cennet olsun, nur içinde yatsın.
    17 ...
© 2025 uludağ sözlük