bunu acıtasyon malzemesi yapmaya gerek yok. çünkü zaten hiyerarşi de ortak sınıflar bir yaşıyor. yani zenginin bulunduğu ortamda aynı zengin yaşıyor. fakat kolej kazanan fakir çocuk zekasal olarak diğerlerinden daha üst kademede olduğu için toplum onu dışlamaz aslında o toplumu dışlar.böylece daha sağlıklı ve akıllı bireyler yetişmesine sebep olur. insanları kamçılar bunu dalga malzemesi yapanlar zaten dalgaya takılmış sazan gibi kalırlar.
şöyle düşünecek olursak zengin bir çocuk ile fakir bir çocuk arkadaş olabilir. ama zenginin tavırları bunu belirler sonuçta seçimi yapan gene fakir çocuk olur. toplumun hiçbir bölümünde kendisiyle dalga geçen bir insanla asla arkadaşlık kurmaz diğeri. o yüzdendir ki bireyler gerçek arkadaşlarını dostalarını o yaşlarda tanıma fırsatı veya tecrübe etme fırsatı bulabilir. birey üniversite kademesine geldiğinde daha sağlam arkadaşlıklar edinir. *
böylece sınıf farklılıklarından doğan aşağılamalar ve küçümsemeler aslında önlenmiş olur.
-anne kamil bıdı bıdı marka pantolon giymiş.
-çakmadır o pazarda satılıyor en kralı 10 milyona.
-atma anne artık bana yalan söyleme anlıyorum ben çocuk değilim.
-zamane çocukları bizim zamanımızda biz annemin her yalanına inanırdım. anneye cinlik yapılmaz. sonuçta onu sen zengin olsan alırsın. ama o seninki fakir olsa olamaz.
-evet ya haklısın anne.
-böyle de kafa karıştırırım.
ayakkabı zaten bir sorunken,ergenlik döneminde gençlerimiz adidas , nike ayakkabı giymek istiyorlar ki açık bir gerçek,
aileler bunun altından kalmakazken kıyafetin altından nasıl kalsınlar dedirtir.
fakir çocukların zaten kötü olan psikolojileri daha da kötü olacaktır. değişen tek şey bu olacaktır. zira giydikleri elbise her ne kadar aynı olsa da ceplerindeki para miktarının farklılığı hep değişmiştir.
zengin ile fakir ayrımı öyle bahsedildiği gibi olmayacaktır. zira kimin zengin kimin fakir olduğuna ayakkabasına, saatine, çantasına ve okula geliş şekline bile bakılarak karar verilebilir. özellikle ikinci kademe denilen 6. sınıf ve üstünde ise işin içine cep telefonu, lap - top ve hatta motor girer. zaten aileler de genel olarak birbirini tanır.
genel bir kaide olarak aynı sosyal sınıfı paylaşan ailelerin çocukları genellikle aynı okullarda okumaktatır. örneğin bir köy okulunda babası avukat, doktor olan birini göremeyeceğiniz gibi bir özel okulda da - burslu değilse - çiftçi çocuğunu göremezsiniz. bu açıdan bakıldığında çocuklar benzer kıyafetleri giyecektir.
eğer kıyafet farklılığı bir yerde problem oluyorsa, burası üniversitelerdir. ilköğretim ve kısmen lisede öğrenciler gelirlerine göre okullara dağılır iken üniversitede gelir + zekalarına göre dağılırlar. aynı sınıfta diplomat çocuğu ve işçi çocuğu olması gayet doğal bir durumdur. fakat bu çatışmanın önüne geçmek için zorunlu kıyafet nasıl getirilmiyorsa, ilköğretimde de zorunlu kıyafet olması saçmadır.
bireysel farklılıklara göz yumarak çözüm üretemeyiz. zorunlu kıyafet öğrenciye hiçbir fayda sağlamadığı gibi müdürlere kendi egolarını tatmin etme malzemesi olmuştur. bir öğrencinin saçının uzunluğu, rengi; kıyafetinin tipi, markası, parası eğitimcinin işi değildir. öğrencinin beyninden geçen fikirler ile ilgilenmeyen sadece moda eleştirmeni gibi her pazartesi kürsüye dikilen adamlardan kurtulmanın başlangıcı da zorunlu kıyafetin kaldırılması ile olur.
her yer apaçi, çakma tişörtler, çakma ayakkabılar, çakma pantolonlar, çakma öğrenciler... ıyk. hayır herkes orijinal, kaliteli, pahalı ürünler giyse neyse, öyle salı pazarı gibi her çeşit şey mi olur?
gençler artık "yarın hangi yazılı var lan?" ya da "bla bla bla ödevini yapan var mı?" diye soracaklarına "yarın hangi kıyafetle gelsem acaba?" şeklinde düşünmeye başlarlar.
ki işi o kadar abartanlar olur ki artık bir gün giydiği kıyafeti öbür gün giymez.
bu da aile bütçesini zorlar.
insanları tek düze hale getirmek gibi faşistçe bir anlayışı yıkacak olan eylemdir.Öğrencilerin özgüvenini kaybedeceği yerine tam tersine özgüven getirecektir.Ayrıca fakirlik, insanların eğitim kurumlarında tek düze hale getirilmesiyle kaldırılamaz;sadece absorbe edilir.
okul forması sayesinde üç beş kuruş kazanan tekstil piyasasının ciddi bir darbe yiyeceğini düşündüğüm, düşüncesi güzel fakat ülkemiz koşullarında gereksiz olan uygulamadır.
hiçbir şeyde orta yolu tutturamayan canım ülkemin canım insanları normal üniforma zamanı gömlek ceket giymezken, serbest bırakılsa her gün ceket ve gömlekle geleceklerdir. ha tabi bazıları numunelik de olsa göz açıcı olarak reçeteye yazılabilir.