yakınlık derecesi farketmeksizin gösterilen bu gaddar davranışlar bir çok ergeni hayata küstürmeye yetmiştir.
hala yarası kalmış olacak ki üzerinden uzun yıllar geçmiş olmasına rağmen şu sohbet ardına duyduğum iğrenç gülüşler aklımdan çıkmaz.
( henüz 4. sınıfın sene sonu yaz tatiline girilmiş çocuk ilk kez o yıl ingilizce görmüştür. )
- bizim oğlan da ingilizce görüyor. oğlum konuş bakalım bi iki kelime bu ablan iyi biliyormuş ingilizceyi.
+ ne diyeyim ki baba öyle ha deyince konuşulmuyor ki.
- ablası sen sor bakalım cevaplayabilecek mi ?
+ ehe ama daha çok görmedik biz ama sorsun bilirim.
* which profession will you choose in the future ?
+ e, şey biz daha oralara gelmedik biz görmedik daha oraları.
-* ehimehizızız. çocuk utandı.
utanacağım tabi eşek adamlar gelin şimdi sorun yine cevap veremem belki ama gülsenize hadi.
Öğretmen-evet çocuklar şimdi hep birlikte dediğimi tekrarlıyoruz.
2 kere 2 dört
Toplu katliam:-ikiii keree ikiii dörttt
öğrenci Ş:ali sende söylesene lan.
öğrenci ali:banane ya ben liseli olcam.
öğrenci Ş:hocam ali söylemiyor.
Öğretmen:ali babanın numarasını ver
6. sınıftan itibaren hergün dershaneye göndermek olabilir.
evet günümüzde işkence 6. sınıfta başlar, taa ki üniversiteli olana kadar. bunlardan biriside kuzenimdir. onlar geleceğin altın çocuklarıdır ama okuldan sonra dershaneye, haftasonları özel derslere girip çocukluğun tadına varamayacaklardır.
erkekler için: kızların yanına oturtulmak.
kızlar için: erkeklerin yanına oturtulmak.
-yalan değil sözlük; o yaşlarda bu durum işkence olarak algılanırdı, sonra sonra değişti her şey.
ilköğretim öğrencisine yapılan en büyük işkence, pedagojiden, psikolojiden, şevkatten yoksun bir öğretmeni olmasıdır...
Uzuuun yıllar geçsede, o öğretmeni affetmemektir, içinizin acımasıdır...
Aptalca bir sebepten tokat yemektir, korkudan altına işemektir, buz gibi ıslak pantolonla utançla sıraya oturmaktır...
Seni hiç sevmedim Emel öğretmen, hiç te sevmeyeceğim!!!
Neyse..Tamam...Sakinim...