hiç unutmuyorum bu konuyu bir hocamızla tartışırken bana şunu söylemişti,
-lisede size öğretilen ingilizce dilbilgisi üzerine kurulu o dili konuşmayı bilmeyen adama nasıl dilbilgisini öğretmeye çalışırsın denesen bile bir işe yaramaz.
ilköğretimde öğretilen ingilizce zaten temel amaçlıdır.
Lisede (ydal mezunuyum; diğer liseler hakkında bilgim yok; söyleyeceklerim okuduğum lise ile alakalıdır.) hazırlık sınıfında öğretilen ingilizce ise gayet olumludur. Longman, Oxford gibi kurumların yayınları kullanılır; ki bu da büyük meblağlar ödenerek gidilen kurslarla aynıdır (sadece Türkiye'de değil ingiltere'deki dil kurslarında da aynı kaynaklar kullanılmaktadır.). Sonuçta iş öğrenciye düşmektedir. Ancak; kafası özellikle hazırlık sınıfındayken derslerden ziyade başka işlere çalışan ergenliğin ilk aşamasındaki gençler için, ingilizce öğrenmek öncelikli hedef değildir ve genel anlamda bu sınıfı tamamlyana öğrencilerde ingilizce bilgisi çok iyi olmaz. Bu evreyi iyi atlatamayan öğrencilerin ilerleyen sınıflarda da ingilizce derslerinde başarlı olması beklenemez.
Bunu aslında şöyle de açıklayabiliriz. bir öğrenci ileride çok paralar verip aynı düzeyde kitaplarla ders verilen kurslara gider; burada iki fark vardır biri ilerleyen yaşı, diğeri de aynı içeriğe para ödemiş olması. Türk mantığı ile "madem para verdik hakkını verelim" gibi bir felsefeyle ingilizce çalışılır ve başarılı olunup intermediate ya da upper-intermadiate seviyeyle kurs tamamlanır.
Özetlemek gerekirse iş tamamen kişinin kendisinde biter; ki genelde de Türkiyedeki kurslarda emekli meb öğretmenleri tarafından ders verilir. Ama kursların yabancı öğretmenler ile telaffuz, speaking eğitimleri artı hanesine yazılır.
Her iki şekilde de ingilizce öğrenmeyi başaran bir kişinin türkiye sınırları dahilinde en büyük eksiği ise pratik ve kelime dağarcığıdır. Bu iki konu için ne kursların ne de meb'in yapabileceği bir şey yoktur.
ilkokul ve lisede öğretilen ingilizce, Rusya'nın St.Petersburg şehrinde dört adet manken gibi rus hatun ayarlamama vesile olmuştur.
(bkz: Hemide beleş)
Bir öğrencinin senede 300 saatini boşa harcatan , aynı konu tekrarları üzerine yoğunlaşıldığı için yeni bir şey öğretmeyen bir sistem dahilinde işleyen , sınıf öğrencilerinin yarısının da buna rağmen her sene o dersten kalışıyla derin bir ironiye sahip olan çok sikko bir derstir. Genelde üniversitede yahut üniversiteden önce kurslarda öğrenilen ingilizce daha makbuldur.
insanı ingilizceden soğutan, kesinlikle hiç bir şey öğretmeyen kafayı am/is/are ile bozmuş derstir. derste kalan çocuğada kızmayın çünkü her yıl öğrenip yaz tatilinde unuttuklarından kafa yalama olmuştur artık.
aynı kelimeyi takriben 10, 20, 50 kere yazdırmak suretiyle öğrencilere ingilizce öğreteceğini sanan zihniyete mensup öğretmenler tarafından öğretilen ingilizcedir.
- olum şu tense nasıldı?
- ya işte şey koy yesterday olur o.
- o ne amk bundan önceki tenselere de öyle demiştin. hoca sikicek bizi bu gidişle. bırakırım acımam dedi.
- ya kutu kutu tense napim siksin hoca isterse.
kraliyet üyeleriyle konuşacağımıza inanan insanlar tarafından hazırlanmış bir müfredattır. Hatta inanıyorum ki kraliyette bile bu kadar net cümle kurmuyorlardır. Kısaltmalar vs havada uçuşuyordur. Evet.
ana dilindeki zenginlikten ötürü ana dilini bile zor konuşan öğrencinin bütün bir senesinin simple past tense, simple present tense, simple contınıous tense ve diğer zaman zarflarıyla geçmesine sebebiyet veren ve kafasına tahta kalem, dolma kalem, kısacası modern kalem çeşitlerinin sanki artık işlevsiz olduğu düşünülmüşte eskiye dönmeliyiz şeklinde doğan bir düşünce ile bıkmış usanmış öğrencilere çivi yazısı metodu kullanılarak derslerin 'kafaya çivileme' metoduyla öğretildiği ve öğrencilerin kan kusmasına sebebiyet veren ve talebeye ben bu gavur icadından çakmıyorum arkadaş dedirten ve ismi temel ingilizce olarak bilinen derse verilen isimdir.
ezberin iyiyse en başarılı öğrenci olacağın ingilizce türüdür. ayrıca bu ingilizceyi aldıktan sonra hindistanlı bebelerin kraliyet ailesinden fırlamış gibi konuştuğu duyulduğunda türkçeye sımsıkı sarılınır çünkü bilinen tek dil türkçe dir.
şaka bir yana gerçekten çok kötü bir egitim var.
ögretmenler gramer düzeyinde ingilizce biliyolar nerdeyse.
karsılarına turist gelse zor konusurlar.
bize lisede ögrettikleri cok dandık ingilizceydi. ben hep kendi basıma ceviriler yaparak ögrendim. eskiden ingilizce romanlar vardı resimli vs. hep onları çevirdim. sonra ingilizce kasetler vardı hep onları dinlerdim. şimdilerde internet ortamında yabancılarla konusa konusa baya bir geliştirdim. ilkokul 4 de ıngılızce basladıgını dusunelım. lise 4 e kadar 8 sene bosa heba edilmiş. lise sona gelmıs arkadaslarım vardı adamların ogrendıgı hala what ıs ur name derecesinde. siz siz olun okulda ögretılen ıngılızceyle yetınmeyın. ama okul zaten dandık egıtım verıyor bana ogretmedıler dıyıpte yayılırsanız bos bir adam olup cıkarsınız. kendiniz cabalayın biraz.
saçma sapan gramer ağırlıklı öğretinin sonucunda öğrenilen kuş dili ingilizce. böylelikle dil ailesi farklı bir anadile sahip insanlara ingilizce'nin mantığı kavratılamaz ve özellikle kompleks cümlelerin kavranışı öğretilemez
