ya ben de anasınıfı, kreş vs gitmiştim ama annem çalışıyor diye. yani evde tek kalamazdım. ama birinci sınıfta yine zorluk çektim çünkü anasınıfında istediğin gibi hareket ediyorsun oyuncakların falan var, sonra bir anda belli kuralların belli kıyafetlerin içine giriyorsun falan. ilk aşkım anaokulundandı ama, adı kaandı. sonra her şey değişti tabi ahjd.
neyse ilk sınıfta biz neredeyse 50 kişilik sınıfta kalıyorduk. benim anaokulundan tanıdığım arkadaşlarım vardı aynı sınıfta. yalnız olmadığım için mutlu olmuştum. ama sınıfa geç girmiştim herkes oturmuş yerini kapmış, ben de o arkadaşlarımı başkalarının yanında otururken görmüştüm. 3 kişi oturuyorlardı. gittim yanlarına sığmaya çalıştım ama oturamadım ahahah. onlara sinirlendim en önde iki kız vardı onların yanına oturdum. biri merve'ydi diğerini hatırlamıyorum. merve benim uzun süre boyunca yakın arkadaşlarımdan biri oldu. ama işte ilk arkadaş kazığını o gün yaşamıştım, biliyordum böyle olacağını hayatın.
tek bir karesini bile hatırlamıyorum.
ilkokula dair en eski anım 3. sınıf zamanı. sınıflar yan yanaydı, seçil'le konuşmuştum kapı önünde. kızın da sadece ismi var hafızamda, sima yok.
garip, bunu niye hatırlıyorsam...
kimsede ağlamamış zaten, herkes üstün zekalı başlamış okula, herneyse.
Ağlamışımdır, ama neden?
ilk günden silgimi kaybetmiştim, yerlerde onu arıyodum sıranın altına girmiştim, hoca kızların altına bakıyorum sanmıştı heralde, bi güzel azarlamıştı beni, sonra silgimi buldum, sıra arkadaşım çalmış.
öğretmen sınıfa endişeli annelerimizle birlikte girmemize izin vermişti. bizi zar zor sıralara yerleştirdiler. anneler de bu arada kenarda bir yerde bekliyordu.
öğretmen yoklama yapmaya başladı. tabii daha ilk gün. yoklama nedir falan bilmiyorum. ama adı söylenen ayağa kalkıyor. ben de sıra bana gelsin diye heyecanla bekliyorum.
neyse.. sıra "x..z.." diye birine geldi. cevap yok. öğretmen sayıyor sınıfı herkes tam. ama bu "x..z.." bir türlü ses vermiyor. ben de bakınıyorum sırıta sırıta "ay ne gerizekalılar var! adı söylenince cevap bile vermiyor." diye düşünerek.
o arada annem bana yandan kaş göz işareti yapıyor. ben de neşeyle el sallıyorum.
öğretmen bana baktı. "kızım senin adın söylendi mi?" diye sordu. ben de "hayır." dedim. o zaman "x..z.." sensin dedi.
ben de hayır benim adım "y..z.." dedim. öğretmen de demez mi "tamam işte y..x..'in kısaltması." diye. bir de bana geri zekalıymışım gibi baktı.
meğerse, o yaşa kadar bana hep adımın kısaltmasıyla seslendikleri için tamamını duyunca anlamamışım. adımı bilmiyormuşum.
sonradan "evdekilere çok kızmıştım. bana niye adımın "x.." olduğunu söylemediniz. rezil oldum." diye.
annem hala anlatıp; güler. sanki ömür boyu skimsonik bir kısaltmayla çağrılmak benim suçummuş gibi..
Okula annem ile gelmiştim.Beni sınıfıma bırakıp geri dönmüştü.Zaten ev ile okul birbirine yakındı.Neyse tanışma faslı gibi bir şey olmuştu herhalde hatırlamıyorum.
Öğretmenimiz bize çizgi çizdirmeye başlamıştı.ilk ders böyle geçti.
ikinci ders kalemimi açmak istedim.Kalem açacağım da şekildi yani.
Açtım çantamın en küçük bölmesini.Göstere göstere açtım kalemimi.Sonra geri koydum yerine.Çocukluk işte bir bok yediğimi sanmıştım.
Derse devam ettik.Anaokuluna gitmediğim için yabancıyım ders denen şeye ve aletlerine.
ikinci dersin ortalarında kalemimin ucu kırılmıştı.Bende şimdi açarsam hoca kızar diye çizgi çiziyormuş rolü yaptım ders bitti.
Tenefüste daha önceki derslerde ve tenefüste edindiğim arkadaşlarla dışarı çıktım.
Tenefüs bitince kalemimi açmak için kalemtraşımın olduğu bölmeye baktım.Oda ne yok.
Aradım aradım yok.Ben bir üzüldüm ki anlatamam.Kalemtraşımı kaybettim diye.Çocuktum işte.
Ben üzülürken sıra arkadaşım ders için kalemini çıkardı.Çıkarırken de ona baktım.
Kalemtraşım yanımdaki çocuğun çantasında.Hırsızlıkla ilk tanışmamdı bu.Çok sinirlenmiştim.
Hemen çantamı aldığım gibi bahçeye koştum.Sinirden ağlıyordum.
ilkokul kapımızda çok şekilliydi şu adi lise kapıları gibi değil.Ben -kapıya mı yoksa bahçe duvarımı pek hatırlamıyorum ancak demiri bacağıma çok kötü batmıştı- tırmanmaya başladım ve diğer tarafa atladım.
ilk okuldan kaçışımdı bu.Neyse ben eve gittim.Tabi annem beni okul saatinde evin kapısında görünce şaşırdı doğal olarak.Ben de tüm olayı salya sümük anlattım.
Oda bana bunun önemli olmadığı anlatıp okula geri götürdü.Hocam çok şaşırmıştı.Neden kaçtığımı sordu bende okulla ilgili ilk yalanımı söyledim:"Sıkıldım."dedim.
....................................
Dahası var ama üşendiğimden yazmıyacağım.Belki daha sonra editlerim
hiç unutmam o günümü bizim zamanımız siyah önlük zamanıydı.
annem rahmetli babam ablam ben önlük almaya gittik
ulan bende bir heyecan bir heyacan amk olmaz böyle bir şey bir mağazadan çıktık artık mağaza o zaman nasıl bir kavramsa avm falan yok amk zaten sikimsonik bir trakya kasabası tek çarşılı.
neyse ikinciye girdik denedim ben bir tane beyaz yaka feci yakışıklıyım amk yaş 7 yıl 1988 şaka gibi dimi ?
bayıldım amk resmen mağazanın o sik kadar kabini önünde bayıldım lan gözlerimi açtım annam başıma sirkeli bez koymuş fakiriz lan demek havale geçiren çocuga sirkeli bez koyuyorlar olaya bak amk.
evde iki seksen yatıyorum sabahı okula başlıycam amk.
gittim okula dirayetli pezevengim demek magaza olayı yasanmadı bir daha sınıfta bir çocuk adı yusuf mütemadiyen altına sıçıyor amk annesi kapıda günlerce bekledi.
o zamanlar okulda kalorifer yoktu ademe vardı amk sabah gelir bidon gibi sobayı ateşe verir külah yapardı gazlı talaşlı.
neyse ne amk ben ne diyordum o siktiğimin yusufu ateşten her gelen sıcak havada bok kokardı şimdi evlendi üç cocugu var gevşektir mevşektir ama iyi adamdır arada memlekete gidersem görürüm.
ha birde ispirto ocağında mikrobu alınan enjektor vardı herkese düz ara geçirirler fındık ve süt tozunda bişeyler verirlerdi.
Ben her zaman okula gitme aşkıyla yanıp tutuşurdum küçükken. Bu yüzden sabahın köründe kalktığımı ve daha okul açılmadığı için annemle beraber okulun kapısında beklemek zorunda kaldığımızı hatırlıyorum. Okul zamanı geldiğinde ve okul açıldığında sınıfa girmiştik. Tüm çocukların yanında velisi vardı benim de öyle. Ben biran önce annem gitsin de okula başlayayım derdindeydim ancak arkadaşlarım annelerini bir türlü bırakmıyor ağlayıp zırlıyordu. Sonra ben de onları örnek alarak annemin gitmemesini istedim. Halbuki hiç de üzülmüyordum tek kalacağım için nasıl bir eğitim öğretim aşkıysa benimki. Ama okulun ilk günlerindeki o yeni çanta, kalemlik,silgi defter vs kokusu hala burnumdadır. Sınıfımızda yeni açılmıştı bu yüzden sınıfta yeniydi. Hatta o kadar yeniydi ki daha tahta bile gelmemişti (bir zaman sınıfımızda tahta yok diye ağlamıştım) Bir de jile giyerdik lilalı lacivertli,cebimde de işlemeli mendil olurdu. Sonra sabahları annemle beraber okulun karşısındaki kırtasiyeye girerdik, poğaça ve küçk paketlerdeki kuruyemişlerden alırdık bir de böyle küçük küçük parfümümsü ambalajlar olurdu patlatırdık filan onlardan alırım. Duygulandım şu anda.
Ahmet diye bir çocuk vardı, doğumdan itibaren arkadaşım olan bir pezevenk kendisi. Ben en öne oturmuştum, bu gerizekalı en arkaya geçmiş ağlıyor. Annesi de anneme benim için ahmetin yanına otursa olur mu dedi ve yanına oturdum. Bütün okul hayatım boyunca da en arka sırada uyuyan adam oldum. Ahmet olmasa belki şimdi oturmuş atom parçalıyordum.
Okul bittiğinde babam geldiydi almaya. 3 dakka mı 5 dakka mı ne geç kalmış. Bana göre yarım saat falan tabi. Gelince çemkirdiydim niye geç kalıyon diye. Dakiklik o zamandan içime işlemiş.
Okumam ben ev kızı olcam diye annemlerle kavga etmiştim. En son tamam okumayı yazmayı öğren sonra bırakabilirsin diye anlaştık. Tuzakmış meğer o gün bugündür bitmedi çilem.
tam hatırlamıyorum ama gitmeden önce ''hadi babaanne geç kalacaz sonra herkes retro nerede kaldı diyecek'' demişim.
anlatmasalar bunu da hatırlamayacaktım tabi ki.
herkesin beni beklediğini sanmam çocukça bir beklenti elbet ama bizimkileri gülmekten yerlere yatırmışım.
ilkokula bir köy okulunda başlamıştım o zaman okulda tek bir sınıf vardı ilkokul 1-2-3-4-5 aynı sınıfta ders görürdük, sıralara 4 5 kişi otururduk hoca 10 dk bize 10 dk diğer sınıflara ders anlatırdı, mecburen bizde üst sınıfın derslerini dinlemiş olurduk.
camdan bakıp annemi gördüğümü hatırlıyorum. arka bahçede sigara içiyordu. bir de annem sınıftan çıkmasın diye bir miktar göz yaşı dökmüş olabilirim. nolmuş yani?
Bir önceki günü hatırlıyorum rahmetli anneannem bugün dinlen tatil son gün yarın okula başlıyorsun demişti. Nur içinde yatsın. Ertesi gün annem beni uyandırdı sonra okul yoluna düştük falan sonra sıraya girdim bir ara birşey söylemek için annemin yanına geldiğimi hatırlıyorum annem de sıraya geç gelme dedi. Sonra sınıfa girdik sıralara geçtik işte öğretmen gece gündüz oyunu oynatıyordu ben o zamanlar buraz utangaç olduğum için en başta yapmıyordum sonra öğretmenim geldi ve sen niye yapmıyorsun sende yap dedi sonra issmimi sordu birde ismimi sorduktan sonra tekrar sende yap dedi sonra yapmaya başladım. fakat daha önce bir detayı atladım ilk derste öğretmen a harfini yazmamızı istemişti bende değişik bir şekilde yaptığımı hatırlıyorum. Öyle bir gündü işte.