yazın sıcağı... her tarafta evlilik programlarının olduğu, kanallar arasında arasında boşuna zap yaparak vakit öldürdüğünüz bir öğle vakti... tam sıkıntı ve sıcaktan sızmak üzereyken aklınızda bir şimşek çakar. bir şey olmuştur, ne olduğunu anlamak için bir önceki kanala geri dönersiniz. zuhal topal'ın suratını görürsünüz.
"hadi be hadi göster şu karşısındaki adamı." o olmalıdır gördüğünüz kişi. hayal kırıklığına uğramak istemeden beklersiniz. ve...
ekrandaki yüz gayet tanıdıktır. berbat ilköğretim yıllarınızı daha da berbat hale getiren, sizi onca kez arkadaşlarınız önünde yerin dibine sokmuş, onca kez tokatlamış, bir gün çok fena döveceğinize onlarca kez yemin ettiğiniz eski ingilizce öğretmeninizdir zuhal topal'ın karşısında kendini anlatan.
"vay anasını. hatıralarım canlandı be. piç herif."
ne yapacağınızı düşünmenize gerek yoktur. bilgisayarı açar ve tv'yi oradan çalıştırıp, programın çekimine başlarsınız. eski okulunuzu arayıp artık orada çalışmadığını başka bir okula tayin olduğunu öğrenirsiniz. bir senedir görev yaptığı okulunu aratırsınız internette. facebook'ta öğrencilerinin gayet aktif kullandığı gruplar vardır. videonun sonuna doğrudan kendi adınızı ve resminizi yerleştirip videoyu o gruba ve o okuldan bulabileceğiniz okul içinde ünlü herkese (futbol takımı kaptanı vs -facebook'taki gruptan anlaşıldığı kadarıyla) gönderirsiniz.
"intikam ha hoca."
içinizde bir rahatlama ve yüzünüzde bir sırıtma ifadesiyle sinemaya gitmeye başlarsınız. ama aklınızda hala bir düşünce vardır.
"bir gün yeminimi de gerçekleştireceğim orspu çocuğu herif. bekle beni."
tanım: yüzünüzde intikam aşkının yarattığı bir sırıtma oluşturan rastlantıdır efenim.