neşeli neşeli gidilen okulumuzu bu çarpım tablosu her zaman bok etmiş sözlüye kaldırılma korkusuyla ne yapacağımızı şaşırmışızdır. bi keresinde bu sözlüden kaçmak için kendisine tokat atıp ağlayarak koşan çocuk vardı sınıfta.
kendisini geçtim babamla yalnız kalmaya korkar olmuştum yav. asansöre biniyoruz aha kesin sorcak şimdi boku yedik. bayya geç söktüm ben de eşşeğin götüne suyu kaçırmıştım ama. o dokuzlar yok mu o dokuzlar ah o dokuzlar.
çarpım tablosundan çok dedemden korkardım onunla matematik çalışırdık.yanıma yazıp koyardı tabloyu ertesi günde sınav yapardı.bi arada anneannemlere gitmeye korkmuştuk ailecek.çarpım tablosu yüzünden matematikten soğudum.
hiç unutmam sözlük daha 3.sınıftayken hocanın bana sormuş olduğu 9x9 kaç eder sorusuna cevap verememiştim. üstelik 3.sınıfın başlarında okul değiştirmiştim ve yeni hocama da yeni öğretmenimede tahtada rezil olmuştum. işte matematik adamı böyle rezil eder.
edit: aklıma geldi şimdi yine 3.sınıfın ortalarında hoca beni çarpım tablosundan yazılı yapmıştı. allahtan yanımdaki arkadaşın matematiği süperdi de çarpım tablosundan bazı soruları bana çaktırmadan söyledi.
bizimkiler dizisindeki dumkof'u akıllara getiren hissiyat.
hayır o bir şey değil, ben hala ezbere bilmem.
hayır hayır dumkof değilim, sözel bilincim kuvvetli.
matematik öğreticilerinin de öğretmekten çekindiği konuların başında gelir.
3.sınıfta kademeli olarak öğretim yılı sonuna kadar öğrenilmesi gereken tablodur.
eğer 6.sınıfta dahi ilk herhangi bir nedenle 5 yılda öğretilmemişse büyük * sıkıntaları beraberinde getirir.
yeni sisteme göre ders işliyorum.çocuklar önce ritmik saymaları öğreniyolar.çok kolay oluyor.şimdi ki çocuklar şanslı.çünkü ezberci eğitim yok artık.ezberlemeden işin mantığı anlatılıyolar.gerisi kolay.
matematik dersini hiç mi hiç sevmezdim o yaştaki normal subyan davranışlarını göstererek. ki ben ilkokula giderken yanlış hatırlamıyorsam 3. sınıftan önce çarpım tablosu falan öğretmemişlerdi, öyle takılıyoduk yani. şimdiki çocukların işi çok zor lan. düşün, çocuk ilkokula başlıyor, hadi çizgiydi, elmaydı armuttu. A çadırdı, B gözlüktü derken 1. sınıf bitiyo ama 2. sınıfta çocuğa resmen giydiriyolar. daha kendi yaşının kaç basamaklı sayı olduğunu bilmeden 7ler 8ler 9larla çocukları soğutuyolar. ben bu yüzden anaokuluna da kılım. sokakta ip atlarken, ne bilim bisiklet falan sürerken alıp beni anaokuluna verselerdi isyan çıkarırdım, çocukluğum meteaağğ'nin çocukluğuna dönerdi. anaokuluna gitmedim ama tek sene kaybım olmadan üniversiteyi kazandım. anaokuluna giden arkadaşlarıma nanik de yaptım hatta bu durumu kullanarak. ama sayın yazar; şu an düşüncen şu biliyorum: zaman aynı değil. evet biz sokakta oynardık ama şimdi değil sokak balkona çıkarmıyolar ufak çocukları. allah belamı versin bi çarpım tablosundan çocuk istismarına da mı vardırıcam konuyu bilemedim.
kahrolsun çarpım tablosuyla subyanlara işkence edenler!
(bkz: sıvamayaydın bari)
tramvatik bir olaydır. üniversiteyi kazanırsınız, gidersiniz, sayısal hiçbir dersiniz yktur, fakat hala bir yerde birisi size 7 kere 8 diyecekmiş gibi hisseder, korkar, hüzün dolar, etrafa kuşkuyla bakarsınız. hala içinize derttir çarpım tablosu, hala korkutur sizi.
özellikle 9 kere 6 ile 8 kere 7'yi karıştırmaktan korkardım.
şaşırtmalı olsun diye 7 kere 6, 6 kere 7 diye sorulmasından korkardım.
sonra çarpım tablosundan korkan o küçük çocuk büyüdü ve her sınavda işlem hatası yaptı.