Korkulacak bir şeyin olmadığı kuduz aşısı olmanın yanında pek bir numarası olmayan durumdur. Hatırlıyorum da herkes korkardı aşıdan ama ben korkmazdım. Bayılanlar falan vardı ama benim bünyem kaldırıyordu böyle şeyleri demek ki. Tek şeyi sevmiyordum aşı olduktan sonra hani iğrenç ötesi acı bir damla damlatıyorlardı ya ağıza. işte o çok kötüydü be sözlük. *
uzun kuyruklar olurdu bizim zamanimizda. zaten ürkütücü olan aşı olma psikolojisi; uzun kuyruklar, aglayan, tepinen, kaçmak isteyen çocuklarla birlikte iyice korku filmi havası oluştururdu. ölsem de kurtulsam dediğim anlardı.
ilk okul birinci sınıfta ali osman ve ben ağlama numarası yaparak aşıdan yırtmıştık. sınıfta ki kargaşa işimizi kolaylaştırmıştı tabi ki de. ama 5. sınıfta tetenoz aşısından kaçamamıştık.
hava atmak için korkmuyorum diyerek ilk sıraya girdiğim sonra yavaştan gözlerim dolarken kurutmaya çalıştığım acı ve korku dolu etkinliktir. Her sınıfta mutlaka kaçan biri bulunur.
o nasıl bir kara propaganda yapmak anlamıyorum hala.
iğne şu kadarmış içinde kalıyomuşta ebesinin hörekesi.
ama bitmedi bu korkutmalar.devam etti.sünnet olucaksın yok baltayla kesiyolar kanlar fışkırıyo falan derken askerlik çağı gelir yine korku kıtaları iş başındadır yok öyle dövüyolar yok böyle asıyolar böyle kesiyolar.
şimdi geriye bakıyorumda kendi kendime düşününce siktirin lan ordan diyorum.
ilkokul 2'yi tam hatırlamıyorum. ilkokul 4 ve 5'te olduk. sonra ortaokul 7'de olduk. şaka gibi lan ortaokul'da olduk iyi mi? sonra sağlık meslek'te birbirimiz üzerinde enjektör denedik. hayat ne garip?