sonra sınıfta kargaşa çıkardı. sayfa mı yaprak mı diye ahh ahh.
not : bunu başka bi başlığa yazmıştım da buraya daha iyi gelirmiş. taşıma olayı var mı onu da bilmiyorum ama yoktur lan, teknoloji o kadar gelişmemiştir.
- sürekli hasta olan zayıf bünyeli insanların bir arada olmasından dolayı kış günleri çok görülen kusma olayları.
- tahtada ders anlatırken en ön sırada oturan kızın, ilk çıkan o dandik uçlu kalemler vardı ya, heh onların arkasını ağzına alınca, parçanın boğaza kaçması ve kızın çırpınması. " öğretmeniiim, berna'ya bir şey oluyor ! " ***
bildiğin ot gibi yaşıyormuşuz o zamanlar. ama şu an daha da iyi anlıyorum ki, ilkokuldayken hiç kimsenin birbirine karşı kötü bir niyeti yoktu. arkadaşlıklar art niyetsizdi. bütün kötülüklerden habersizdik ve bunlardan uzaktık. şimdi ise etrafımız beş para etmez insanlarla dolmuş. kim dost kim düşman belli değil. eskiden öyle miydi ama?
defterin kenarları kıvrıldığı için işitilen azarlar,
temiz mendil ve bit taraması,
kız çocuklarını top oynamak istediği için erkeklerin sopalaması,
öğretmenlerin insan olmadığı düşüncesi ve aşı günleri.
kızlarla yakalamaca oynarken hoslanılan kişinin peşinde koşmak, tam türk filmi gibidir elini uzatırsın, o gülmeye ve hızlanmıya baslar, tabi sen yakalamak istemezsin sürekli koşmak istersin tam işte o sırada, karsıdan salyasını sallaya sallaya gelen duygusuz velet ahaaaaa yakaladım der sizde kalakalırsınız.
ara ara annelerin 1 paket şekerleme, küçük tadelleyle falan dersin ortasında sınıfa girmeleri, nevalenin dağıtılması, çocukların sevinmesi, günün annesinin çocuğunun en çok sevinmesi.
kar tatili, hava kirliliğinden yapılan tatiller... simit-ayran ya da simit-kola ikilisi... okulca yapılan piknikler, tarihi yerler ve müzelerin ziyaretleri, ellerin karda donmuş yürüyemez vaziyetteyken tanımadığın bir abla ve abinin elinden tutup eve bırakması....
yerli malı haftası.
yerli malı haftasında ünite dergisinin üzerine kusmam, dersin iptali.
ilk gün viyak viyak ağlayan çocuklar, anneme "örtmenim çok yaşlı ya ben başkasını istiyom" demem.
anadolu kapılarının türklere açılması (kurtulamadık yıllar yılı)
bir de yutan eleman, korkuturdu nedense.
birinci sinifin ilk gününde sinifa girerken sessiz ve burnuyla oynayan kizin ayakkabisini cikarip sinifa girmesi ve ardindan sinifin yarisinin salak salak diye tempo tutmasi.
velisi toplantıya gelmemiş bir öğrenci iseniz, toplantı sonrasındaki ilk pazartesi günü bu karizma altında ezilmeniz kaçınılmazdır. zira sınıf öğretmenin de bu konudaki katkısı büyüktür.