her sınıfta mutlaka bir iki tane vardır zengin çocuk. tembel olsa dahi her zaman yeri ayrıdır okulda o kişinin. bütün 19 mayıs, 23 nisan bayramlarında en güzel görevleri bunlara verirlerdi.*
resim dersinde de ortaya çıkabilir her an.bizim o zamanlar olmayan 64 renkli, içinde gümüş ve altın renklerini de barındıran yurtdışından getirtilmiş pastel boyaya sahip arkadaş gibi.aynı kişinin ilkokul aşkım olması ama ondan çok pastel boyaları hatırlamam aslında ona değil boyalara aşık olduğumu anlamama sebep oldu.yıllar sonra onu bulup pastel boyalarından bahsettiğimde (ilk işim bu olmuştu) -ki hatırlamıyor fazla- bulursa bana getireceğini söylemesi içimdeki yangının küllerini yendiden yakıp geçti.**
(bkz: hiç bitmeyen aşk)
beslenme cantasinda muz, kiwi, ananas falan eksik olmayan cocuktur. bizim durumumuz yoktu, annem haslanmis yumurta koyardi ama o butun meyve kokularini bastirirdi valla. fukara tesellisi bu olsa gerek.
kalemi, silgisi, defteri, çantası, herbirşeysi en az bir gömlek daha iyi olan çocuktur. onun kalemleri renk renktir, silgileri kokuludur. muhtemelen bunlar yurt duşından gelmiştir. beslenme çantasını hiç sormayın. o yaşta ne zengin çocuk, ne de fakir çocuk farkındadır bütün bunların.
dolayısıyla, diğerlerinden hiç bir farkı olmayan çocuktur.
siz simit ayran sırasına girerken ve butun tenefüsünüzü harcarken o sırada o soğuk sandvic yer muz filan getirir.süslü kalemlerle yazar yazılarını. rengarenk saclı barbie bebeklerini getirir sizin ise tek bir barbie bebegınız vardır. belki de yoktur.
bütün okul gereçleri faber castell dir, çantası nike dir, ayakkabıları conversedir... okula hergün mercedes'lerle jeep'lerle gelir. simit-meyve suyu ikilisinin lezzetini hiçbir zaman bilmez, bilemez... paylaşmaktan haberi dahi yoktur, cimridir, kibirlidir.
hergün beslenme çantasından türlü yiyecekler çıkarırken, etraftaki arkadaşlarının özendiğinden haberi bile yoktur. zaten kıl kapma, uyuz olma modası da bu yaşlarda başlar, bu tarz veletleri eve ağız yüz yamulmuş vaziyette yollamak olasıdır.
genelde * okullarda şöyle sınıfsal bir ayrım bulunmaktadır.
A şubesine giden öğrencilerin çoğunluğu zengindir.geri kalanları müdür ve tayfasının torpili ile girmiştir.
B ortalama bir sınıftır. çalışkan öğrenciler de mevcuttur.
C ise hayattan sillesini yemiş ailelerin çocuklarının bulunduğu şubedir.
bu ön açıklamadan sonra diyebiliriz ki zengin çocuk A şubesinde okumaktadır.
geçen gün nişantaşı vetrina'da gördüm bi tane bundan ben. daha 10-11 yaşındaki velete annesi paciotti ayakkabı alıyordu. hayır o çocuk bunla top oynayıp o 500-600 milyonluk ayakkabının içine sıçacak o zaman da mı içi acımayacak bunların ben anlayamıyorum.