hiç ağlamadım açıkça ve dürüstçe söylüyorum. annemle gitmiştim o gün okula. sonra 1 hafta boyunca da hergün okulun bahçesinde bekledi beni. 2 tane de korumam vardı. abim 6. sınıfa gidiyordu o sene, birde 4. sınıfa giden teyzemin oğlu vardı beni hep onlara emanet ederlerdi. canavar gibiydi onlarda arkadaş grupları falan. 12 sene geçmiş ama dün gibi hatırlıyorum vay be.
tertemiz, sıcak, güzel evinden, oyuncaklarından, annesinden ayrılıp, eğri büğrü delik deşik sıraları, b.k yeşili koca tahtası, boyu geçen çöp kovası, kıç acıtan demir sandalyeleri olan iğrenç bir yere düşmüş insan psikolojisiyle ağlanan, zırlanan gün.
okuldaki ilk günümü hiç unutmam. puştun biri koşarken çantamı yırtmıştı. daldım tabi. kavga ettik biraz. sonra ayırdılar falan ama o çocukla 5 sene boyunca hemen her gün dövüştüm. ibne kuvvetliydi. doğru düzgün dövemedim. sonra taşındılar mahalleden. içimde ukte kalmıştır.
bi gün bulucam lan seni ibne...
neyse konumuza dönelim. ilk sınıfa girdim örtmen defterlere c harfini yazdırıyodu. tam sayfaya komple c yazıyoruz. haliyle kayıyor yazarken. bi de örtmen dedi 'bakmadan yazın'. ben de aptalın önde giden temsilcisi olarak gözümü kapadım yazdım. sayfa hepten yamuldu. ne bileyim 'birbirinize bakmayın' diyormuş...
yeni maceraların baslangıcı, nice haylazlıkların olacağı eğitim hayatının ilk günüdür. ağlayanları, üzülenleri, çekinenleri, korkanları ve daha bir sürü ruhsal durumları içinde barındırır. fakat korkunun ecele faydası yoktur.
aşık olduğum ilk gündür. herkes ağlarken ben sadece birini izliyordum. musa. benim aksime kaşı hatta kirpiğine kadar sarı olan ve en çok ağlayan çocuk. ***
askerliğinizin ilk gününden bi farkı yoktur. tamamen dejavu yaşanır.
- nerdeyim.
- bunlar kim.
- kıyafetler aynı.
- sırttaki bu yük.
- sürekli komut veren birileri.
"-ağzına sıçayım ya nereye geldik, hesapta züheyla'lara gidip doktorculuk oynacaktık. ulan anne bende eve gelince altıma işeyip sana işkence çektirmezsem adım hüseyin olmasın. hadi oğlum hüseyin kendini zorlada ulu ortaya bir kus be. hasta sanıp doktora götürürler. şansa güzel bir bayan doktora denk gelirsek yaşadık valla bir taşta iki kuş olur. alacağın olsun anne kandırdın beni. ulan hüseyin sende de şans yok, bak yandaki sınıfın öğretmeni taş gibi sana sap düştü oğlum. zaten şanslı olsam anamdan kız doğardım hem ben kız olsam züheyla gibi nazada çekmezdim kendimi, ikinci doktorculuk oyunu sırasında verirdim." gibi düşüncelerin bir bir akıldan geçmesine sebep olan gündür.
sadce babamla okul kapısına yaklaştığımızı hatırladığım gündür, sonra ne oldu ne bitti, nasıl akşam oldu, tek kare hatırlamaz mı, 3 yaşındaki hayatından dahi ayrıntılar hatırlayabilen bünye??
evet, bu da böyle subjektif bir anımdır, ilkokuldaki ilk günü objektif tanımlayabilecek tüm gammaz ve moderatör arkadaşlara selam ederim..
annenin kolunu sıkıca yakalayarak ve ellerin ter içinde kalmasına aldırmadan geçen ''ama sen artık büyüdün...'' vari cümleleri öğretmen,anne vs.kişilerden sıkça duyduğumuz berbat bir gündür.
sınıfa girdiğinde senin gibi kısa boylu velet topluluğu sıralara okul çantalarıyla doluşmuştur.senin gibi aynı durumda olan 20kişiyle birliktesindir ama tek başınasındır.başa çık!
valla ben ilk günümü hatırkyan birisi olarak daha o günden oraya ait olmadığımı anlamıştım ama ikinci gün unuttum heralde sonra devam ettik işler b.ka sardı...
müdürün bayrak töreninde ''velilerimiz lütfen sıraların arkalarına geçsin çocukları göremiyoruz'' şeklinde bir konuşma yapmasına sebebiyet verir ve genelde gayet ağlak geçer.
kötü bir gündür. anneniz babanız sizi sınıfınıza götürür, sıranıza oturtur. yanınızda avanak avni kılıklı bir sıra arkadaşınız vardır. Anne baba sınıfın dışına çıkar, ancak hala size bakmaktadırlar. sonra bir anda öğretmen sınıfa girer. hüzünlü bakışları kapıyı kapatarak sona erdirir, sanki gerçek hayata hoş geldin der gibi.