Bu neslin siyah önlüğü beyaz da yakalığı vardır. Yerli malı haftasında kekler börekler meyveler ikram ederler birbirlerine. Beraber sevinir beraber üzülürler. Paylaşmasını bilir, kavgaya birlikte girerler.
Sıra bana geldiğinde her zaman yıkatmayı unutup gerisi geriye getirdiğim örtüdür. Yıkanacak diye çantaya tıkıştırıp pazartesi günü buruş buruş sererdik miss gibi sorumlu adamımdır.
O masa örtüsünü katlayıp (çoğu zaman çantaya tıkıştırırdık) çantaya koymak ve istiklal Marşı törenine yetişme çabasıyla birlikte hafta sonu tatilinin neşesi birbirine karışırdı.
Tülü perdeyi cart curtu öğrenci götürür yıkar, top kağıdı tebeşiri öğrenci alır.
Spor malzemelerini veliler alır temizlik yakıt için bağış toplanır.
Sonra devletten ödenek diye alınıp döner sermayeden yalaka olanlara paylaştırılır. Biz de burada gözümde canlanır koskoca mazi deriz.
mavi-beyaz kareli örtülerdi genel olarak. birde mandalları vardı bu örtülerin. onlarında büyük kısmı kaybolurdu. bu kaybolmalar neticesinde tenefüsten sonra sınıfa gelirdin bir bakardın örtüde, defterlerin kitaplarında yerlerde.
Bir bok varmış gibi hevesleniyordum o değil temiz olmak inancımız için iyi de ben şimdi bile ambalajın çöpünü yere atmaya kıyamayıp, cebimde unutan evde çöpe atan biriyim ben hiç uç bile kırmadım kırmızı kalem ucunu açmadım üzerinde çöpte yaptım, yediklerim sıra altında kimse görmesin canı çekmesin diye idi zaten yediklerimi her hafta biriyle sırayla paylaşırdım ama hala şu tertemiz sıraları yıkayıp anneme yük olduğum güne lanet ediyorum, bok mu varda getirirdin ki 26 örtüyü!..